Egoist okur

Dan Brown’dan öğrendim: Sihire benzer bir bilim dalı

Size desem ki; birkaç yıldır 100 bilim insanı ve dünyanın 90 ülkesinden 10 binlerce insan bazen önceden planlanmış bir yerde, bazen de sadece internet başında ufak tefek esmer ama inatçı bir kadın olan Lynne MacTaggart’ın öncülüğünde belirli aralıklarla bir araya geliyor…

“Bunu niçin yapıyorlar?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim.

Cevap: Sihire benzeyen birtakım deneyler yaparak, şapkadan tvşan çıkarılabileceğini, yani düşünce gücüyle maddenin değiştirilebileceğini kanıtlamak için…

“Amaaan, bunlar saçma sapan safsatalar” diyebilirsiniz. O halde en iyisi baştan anlatmak…

Sonrasında aydınlanır mıyız bilmiyorum ama zihnimiz açılır ve bence güzel hikayeler okumuş, masallar dinlemiş biri gibi koşarız gece uykunun kollarına, sabaha kendi masallarımızı icat etmiş bile olabiliriz hatta. İlham alırız yani, daha ne?

Sihire benzer bir bilim dalı: NOETİK

Noetik konusunda ilk bilgiyi Altın Kitaplar’ın 50’nci yıl kutlamaları için Türkiye’ye gelen Dan Brown’dan öğrenmiştim: “21. yüzyıl noetik adlı yeni bir bilim dalının doğuşuna tanıklık ediyor. Kitabımda buna dair bilgilerin hepsi gerçek. İnsanlık olarak aslında büyük bir devrime hazırlanıyoruz.”

Noetik bilminin kurucusu Lynne McTaggart’a göre bilinç, yüksek enerjiden oluşan bir tür “madde”…

Dan Brown, Kayıp Sembol adlı kitabında kadın kahramanı noetik bilimci Katherine Solomon’un ağzından bu sihire benzer bilim dalına dair birçok ayrıntılı bilgi veriyordu. Özetle, zihnimizin kullanılmayan bölümlerinin taşıdığı potansiyeli henüz hiçbirimiz bilmiyorduk.

ABD’de Kaliforniya’daki Noetik Bilimler Enstitüsü’nün (IONS), Princeton Normalötesini Araştırma Mühendisliği Laboratuarı’nın (PEAR) ve başka birçok büyük bilim kurumunun yürüttüğü araştırmalara göre, insan düşüncesi doğru bir şekilde kullanılırsa fiziksel kütleyi etkileme imkanına sahipti. Üstelik bunu illüzyonistler ya da şarlatanlar değil, hep aynı sonucu veren doğruluğu ve güvenilirliği kanıtlanmış bazı araştırmaları yürütmüş yahut yürütmekte olan bilim adamları söylüyordu.

“Çok uzun zamandır sürdürülen bazı araştırmaların sonucunda keşfedilen bulgular şoke ediciydi” diye anlatıyordu Dan Brown, kitabında.

Buna göre, bilinç soyut bir şey değil, fiziki olarak ölçülebilecek, yüksek enerjiden oluşan bir tür “madde”ydi ve insanların bilinçlerini bir araya getirerek muazzam bir güç oluşturmaları, dahası bu güçle dünyayı değiştirmeleri mümkündü. Brown kanıt olarak gazeteci ve noetik yazarı Lynne McTaggart’ın The Intention Experiment (Niyet Deneyi) adlı kitabında anlattıklarını gösteriyordu. McTaggart, zihinsel güçlerini birleştirerek maddeyi değiştirmeye çalışan kişileri toplayıp internet tabanlı dev bir deney zinciri başlatmıştı. (www.theintentionexperiment.com) Dünyanın dört bir yanından, birbirini hiç görmeyen binlerce kişinin katkısıyla 10 küsur yıldır sürdürülen deneylerin sonuçları büyüleyiciydi.

‘Zihnin fiziksel dünyayı etkileme yetisi, meditasyona benzer egzersizlerle güçlendirilebilir’

Bunları okuyunca vakit kaybetmeden ben de Lynne McTaggart’ın sitesine üye oldum. Facebook ve Twitter’ın spiritüel daha doğrusu noetik karşılığı denebilecek bu sitede yazılıp çizilenlere, dönen sohbetlere göre, insan zihni şimdilik küçük adımlarla da olsa her şeyi değiştirebilecek güçteydi. Laboratuvarda kontrollü biçimde bölünen hücrelerin davranışlarını, farklı biyolojik sistemlerin senkronizasyonunu, gönüllü deneklerin bedenlerindeki kimyasal reaksiyonları değiştirmek mümkün olabilmişti. tesadüf faktörü de göz önünde bulundurulabilirdi elbette ve bulundurulmalıydı, yine de McTaggart iddialıydı: İnsan düşüncesi ve irade gücü fiziki dünyayı hakikaten değiştirebilir, mesela hastalıkları iyileştirebilir ya da şiddeti engelleyebilirdi.

Daha da enteresanı, her konuda olduğu gibi aramızdan bazıları doğuştan yetenekli de olsa niyet, aslında öğrenilebilen ve geliştirilebilen bir beceriydi. Zihnin fiziksel dünyayı etkileme yetisi, meditasyona benzer birtakım egzersizlerle güçlendirilebilirdi. Çigong ustalarından, Budist rahiplerden ve usta şifacılardan zihin gücünü kullanma konusunda öğrenecek çok şey vardı.

Zihnini kullanmayı iyi öğrenmiş insanlardan oluşan küçük gruplar da olağanüstü işler başarabiliyor.

Bugüne dek 90 ülkeden binlerce insanın zihin gücünü birleştirerek 16’sı başarılı toplam 19 deney gerçekleştiren theintentionexperiment.com’un birkaç yıl önce uzaktan da olsa izleme şansı bulduğum bir deneyi “sudan şarap yapma” girişimiydi. Tabii, bu aslında sadece esprili bir ifadeydi.

O yıl 31 Ocak’ta Türkiye saatiyle 17.00’de internet başına geçen binlerce kişi, 20 dakika süreyle zihin güçlerini hem yanlarındaki hem de IONS laboratuarının kontrollü ortamındaki suyun asit oranını artırmaya odaklamışlardı. Ve ertesi hafta gelen raporlara göre de bunu başarmışlardı. “Normalde tersini başarmak isterdik” diyor Lynne McTaggart. “Ama adım adım ilerlemek zorundayız. Bunu başardığımıza göre, bir sonraki deneyde onu da başarabilir, yani suyun asit oranını düşürebiliriz.”

McTaggart’ın söylediğine göre, deneylerde kişiler yani zihin sayısı en önemli etken değil. Zihnini kullanmayı iyi öğrenmiş insanlardan oluşan küçük bir grup da olağanüstü işler başarabiliyor. Deneyleri Arizona, Pennsylvania ve California üniversitelerinin yanı sıra Avrupa’daki üniversiteler de destekliyor.

Fotoğraftaki kadın aynı zamanda bir roman kahramanı

Katherine Solomon: Kayıp Sembol’ün kahramanlarından. Kısa siyah saçlı, 50’li yaşlarda bir noetik bilimci. “Bilinç bilimi” de denebilecek bu konuda çok satan iki kitap yazmış. Bilim ve spiritüellik arasındaki köprüyü yeniden inşa etmeye çalışıyor. Küp adını verdiği dev bir laboratuvar kurmuş. Kayıp Sembol’deki olayların bir kısmı bu gizemli laboratuvarda geçiyor. Noetik yazarı Lynne McTaggart’a hayran.

Lynne McTaggart: Kısa siyah saçlı, 50’li yaşlarda bir noetik bilimci. 2001: Bir Uzay Macerası’yla hatırlayacağınız Arthur C. Clarke gibi efsane isimlerin hayranlığını kazanmış. Clarke, McTaggart için, “Evreni anlamak isteyenler için çok önemli bir bilim insanı, dikkatle takip edilmeli” diye yazmış. Alan ve Niyet Deneyi adlı iki kitabı var. Alan’da zihnin fiziksel evreni etkileyip değiştirme gücünü anlatıyor. Niyet Deneyi’nde ise bu bulguların hayatımızı nasıl etkileyeceği üzerine yoğunlaşıyor, hatta günlük egzersizler veriyor. Meşhur Secret, onun yazdıklarından yapılmış derinliksiz bir apartma. Yukarıda sözü edilen IONS ve PEAR gibi bilimsel kuruluşlar McTaggart’ın öncülüğüyle kurulmuş.

Düşünce gücünü kanıtlayan deneyler

11 Eylül olaylarının hemen öncesinde ABD’deki laboratuvarlardaki bazı cihazların topluca “çıldırması” irkiltici bir bilgi. Muhammed Ali’nin maçlardan önce antrenman yapmayı reddedip haftalarca kararlı bir biçimde manzum niyet tekrarları yapması da enteresan. www.theintentionexperiment.com ise tesadüfi olarak adlandırılabilecek bu tür şeyleri, laboratuar ortamında kontrollü bir şekilde gerçekleştirmeyi amaçlıyor. İşte bugüne kadar gerçekleştirilen deneylerden birkaçı… Bilimsel ayrıntılar için ister kitabı alıp okuyup, ister siteye kaydolun…

– Arizona Üniversitesi’nden psikolog Gary Schwartz, Haziran 2007’den beri düşünce gücünün bitkilerin büyüme hızını etkilediğini kanıtlayan birkaç büyük deney gerçekleştirmiş.

– Psikolog William Braud, insanın düşünce gücüyle dev bir akvaryumdaki farklı cins balıkların yüzme yönünü değiştirebildiğini kanıtlamış.

– IONS’un yöneticisi Marilyn Schlitz ve bir grup başka bilim insanı, düşüncenin ya da duyguların insanın bedenindeki kimyasal reaksiyonları değiştirdiğini, mesela kanserli hücreleri sağlıklı hücrelere dönüştürebildiğini ortaya koymuş. Bunun yakın bir zamanda tıpta bir devrime yol açacağına inanılıyor.

– Bizde Suyun Hafızası adlı kitabı yayımlanan Dr. Masaru Emoto olumlu ya da olumsuz düşüncelerin, donmakta olan suyun kristal yapısını değiştirdiğini doğal ortamlarda zaten kanıtlamış. Aynı çalışmayı psikolog Dean Radin, laboratuvar ortamında kontrollü olarak yinelemiş ve aynı sonuçları almış.

Projeyi yürüten yürüten ana kadrodan bazı bilim adamları

– Dr. Fritz-Albert Popp, Alman Neuss Enstitüsü’nün kurucusu. New York Academy of Sciences ve Princeton Üniversitesi’nde fizik dersleri veriyor.

– Dr. Gary Schwartz, Arizona Üniversitesi’nden nörolog ve cerrah.

– Rupert Sheldrake, Cambridge Üniversitesi’nde biyokimya dersleri veriyor.

– Konstantin Korotkov, “kirlian” adı da verilen aura fotoğrafçılığını modern bilgisayarlarla gerçekleştirebilen Rus fizikçi. Hem tek hücreli canlılar, hem bitkiler hem de insanlarla yaptığı çalışmalardan olumlu sonuç aldı.

– Jessica Utts, California Üniversitesi’nde istatistik profesörü.

– Dr. Roger Nelson, Princeton Üniversitesi’nden cognitif psikiyatrist.

Gülenay Börekçi

Subscribe
Notify of

2 Comments
oldest
newest most voted
Inline Feedbacks
View all comments
9 years ago

Yazdıklarınızı, radionics veya psionics ile ilgilenmiş olan çoğu kişi onaylar. Zihninsel enerji fiziksel enerjidir ve gözle görülür ve elle tutulur herşeyi GAYET TABİİ etkiler. Bulgularınızı insanlara sunduğunuz için teşekkür ederim. İnsanların ruhsal gelişimi ilerledikçe bu konular üzerinde yoğunlaşacaklar. Biz insanların ruhsal gelişimine bakıldığında, şu an sadece orta seviyeli bir ilk okul öğrencisinin seviyesindeyiz.

2 years ago

Mesela yazdığınız şeyde demişsiniz ya hani suyu şaraba çevirme bunu gerçekten gözle görülür bi halde şaraba çevirmezsiniz ama bu doğru zihnimizde cevirebilirisiniz içtiğiniz de şarap tadı gelir ama bunu önce kendinize inandirmaniz lazım noetik güçte inanç çok önemlidir bana göre madeye hükm ise bence şöyledir madeyi hareket ettirmek istersek o madeyle aranızda bir enerji oluşup o zihin enerjisi inançla birleşip madeyi hareket ettirebilir

Last edited 2 years ago by Bosverbeh