Egoist okur

Unutmanın imkansızlığı

Yavaş yavaş toplum sahnesinden silinmeye başlayan meslekler, kitap yakmanın ürpertici tarihi, bir kadının gözünden Türkiye’deki kadın cinayetleri… Genç bir romancıdan unutmanın imkansızlığı, bir şairin kaleminden soluk kesen bir polisiye… Anne mutfağından hatıralar, yoga eğitmeni bir gezginin şeftali ağacıyla sohbeti… Sylvia Plath’ten çocuklar için şahane bir öykü kitabı… İşte seçtiklerim.

6-12 Nisan egoistokur yeni kitaplar gulenay borekci

AŞK

Unutma Dersleri

Kişisel ve toplumsal bellek ekseninde yazdığı romanlarla tanıdığımız Nermin Yıldırım’ın yeni kitabı Doğan Kitap’tan çıktı. “Unutma Dersleri” adını taşıyan kitap aşka, hayallere, aklın ve kalbin cilvelerine dair, çok acıklı, pek neşeli, rengârenk bir serüven…Kahramanı aşk acısıyla boğuşan Feribe. Günün birinde, ona acı veren tatlı hatıralarından kurtulmak için soluğu Mazi İmha Merkezi’nde alıyor. Ancak unutmak gerçekten de hiç kolay değildir. Feribe’nin her hafta yapmak zorunda kaldığı unutma ödevleri, hayatını büsbütün allak bullak edecek, kahramanımız o güne dek aklının köşesinden bile geçmeyen maceralara sürüklenecektir. sonunda vardığımız yer kitabın sloganı: “İnsan kalbini kaptırsa bile hiç değilse aklını korumalı!” Buna kim itiraz edebilir ki?

GÜNCEL

Kolay Gelsin: Meslekler ve mekanlar

Korseci, şapkacı, saat tamircisi, demirci, yorgancı, gömlekçi, avizeci, fırıncı, şekerci, mıhlamacı, meyhaneci, kartonpiyer ustası, kolonyacı, sahaf, turşucu, çini ustası, arzuhalci, gramofon tamircisi, dolmakalem tamircisi, balıkçı, lostracı, plaketçi, enstrüman yapımcısı, şemsiyeci, örücü, bozacı, badem ezmecisi, cenaze müzisyeni, kaymakçı, simit fırıncısı, lokumcu, makinist, mücellit, pulcu, baklavacı, daktilo tamircisi, manken üreticisi, hamamcı, işkembeci, tornacı, smokinci, otomobil tamircisi, yufkacı, haham, zangoç, murassa ustası… Hatta yaprak (bildiğimiz yaprak) işleyen bir zanaatkâr…

Bazı meslek ve zanaatların yok oluşu, Türkiye’deki Rum, Ermeni, Yahudi nüfusun azalmasıyla da ilgili bir eksilme. Rita Ender’in İletişim Yayınları tarafından “Kolay Gelsin: Meslekler ve Mekanlar” adıyla kitap olarak yayınlanan söyleşileri bizi bu meslekleri tutkuyla, özenle yapan ustaların dünyalarına davet ediyor. Reysi Kamhi’nin resimleri, Berge Arabian’ın fotoğraflarıyla.

TARİH

Kitap Yakmanın Tarihi

Her şeyin bir tarihçesi varmış meğer, kitap yakmanın da… Lucien X. Polastron’un yazdığı ve Everest Yayınları’ndan çıkan “Kitap Yakmanın Tarihi”, bir kitabın başına gelebilecek en kötü şeyi, yakılıp yok edilmenin tarihini anlatıyor. MÖ 2500’lerde İskenderiye Kütüphanesi’nin yerle bir edilişiyle başlayan kitap, Hıristiyan ve İslam ortaçağına, Nazi Almanya’sına kadar geliyor. Biz de her yeni güç ve ideolojinin, üzerinde egemenlik kurmak istediği sistemin bilgisini, yok edilmesi gereken bir tehdit olarak algılamasının ayrıntılarını kitaplar özelinden okuyoruz. çıkçası incecik bir kitap olmasını isterdim, ama bu tarihçe o kadar kısa değil. Daha kötüsü kitabın gerçek anlamda bir finali de yok. Zira kitap yakmak eyleminin artık geçmişte kaldığını ne yazık ki kimse söyleyemez.

ÇOCUK

Kiraz Hanım’ın Mutfağı

“Kiraz Bey’in gömlekleri Çamaşır Makinesi’nden çıkıp uçarak Fırın’ın içine girdiler. Pişmemiş pelteye benzeyen erikli pastalar Fırın’dan sıvışıp Buzdolabı’na gittiler. Kahve Makinesi soğuk dondurmayı yuttu. Sonunda her şey yerine yerleşti. Kiraz Hanım geri dönünce nasıl da şaşıracaktı!”

Sylvia Plath’i bazıları bahtsızlığı ve trajik hayat hikayesiyle hatırlamayı tercih ediyor. Bense onu her şeyden önce iyi bir şair, romancı ve öykü yazarı olarak hatırlamaktan yanayım. Üstelik Kırmızı Kedi Yayınları’ndan çıkan yeni kitabı dramadan son derece uzak; tatlı mı tatlı, neşeli mi neşeli… Plath, “Kiraz Hanım’ın Mutfağı”ndaki öyküleri çocuklar için yazmış. Ama benden söylemesi, yetişkinler de okuyabilir… Zira kitabın kahramanlarından birinin Fırın olması, yazarın intihar etmek için seçtiği yöntemi düşününce bana fazlasıyla hazin geliyor.

KADIN

Ölü Kadınlar Memleketi

“Son sözün ne olur?” diyorum. Havva gözlerini gözlerime dikiyor. Ama şimdi ne çenesini kaldırmış öfkeyle, ne de sinirden elleri titriyor; öyle bırakmış kendini, öyle acılı, öyle yalnız ve çaresiz: “Eğer ki bir erkek seni öldürürüm diyorsa, kadın ona inansın” diyor. Yazar Burçe Bahadır, Ayizi Kitap’tan çıkan “Ölü Kadınlar Memleketi”nde kocasını öldürmekten hüküm giymiş iki kadın ve karısını öldürmüş üç erkekle hapishanede konuşmuş, ardından hem öldürülmüş bir kadının babasını hem de bir başkasının ablasını dinlemiş. Sonra da oturup bu cinayetlerin hikayelerini yazmış. Ölü Kadınlar Memleketi, kadın cinayetlerinin neden kesinlikle “politik” olduğunu anlamamızı sağlıyor. Ayrıca içinde yaşadığımız atmosferin bu cinayetleri nasıl kolaylaştırdığını bir kez daha öfkeyle, üzüntüyle görüyoruz.

POLİSİYE GERİLİM

Bir Ceset Bir Söz

Genç kuşağın en özgün seslerinden biri olan şair Gülce Başer hepimizi şaşırtarak bir polisiye romanla çıktı karşımıza. Hem de ne polisiye! Remzi Kitabevi etiketiyle yayınlanan “Bir Ceset Bir Söz”, soluk soluğa bir kovalamacayla başlıyor, “Tetiği kim çekti?” sorusuyla devam ediyor. İçinde dev holdingler, postmodern tarikatlar, derin devlet ajanları, eşarbı kana bulanmış bir kadın ve daha neler neler var… Benden söylemesi: Bu kitap bitmeden kimseye uyku yok

YEMEK

Mutfaktaki Teselli

Özlem Birsel Graves, Abis Yayınları’ndan çıkan “Mutfaktaki Teselli” adlı kitabında annesinin ölümünün ardından evini boşaltırken mutfak dolabında bulduğu bir defterden bahsediyor. Annesi bu mavi plastik kaplı ve sayfaları yemek lekeli deftere yıllar içinde beğendiği tarifleri toplamış. Yazar için bu defter, anne kokusunu simgeleyen kutsal bir emanet. Bulduktan sonra kitap olarak yayınlamasının sebebi bu. İşin güzel yanı, bu hatıralar ve tarifler bütünü, çocukluğumuzun kokularını, lezzetlerini hatırlamamızı sağladığından biz okurlar için de çok kıymetli.

KİŞİSEL GELİŞİM

Gezginname: Bir Farkındalık Yolculuğu

Yoga eğitmeni Çimen Erengezgin’in “Gezginname: Bir Farkındalık Yolculuğu” adlı kitabı Yitik Ülke Yayınları’ndan çıktı. Erengezgin eğitmenliğe dünyanın tek yoga üniversitesi Vivekananda’nın sertifika programını bitirdikten sonra başlamış. Kendi deyişiyle, “Farkındalığı arttıkça, yaşamına yansıyanları gördükçe”… Yetişkinlere verdiği integral yoga derslerinin yanı sıra hamileler ve çocuklarla da çalışıyor.

İlk kitabı “Gezginname”ye gelince; kahramanı çocukken oturdukları evin bahçesindeki şeftali ağacı. Yürüyemeyen, konuşamayan, acısını ve sevincini kimseyle paylaşamayan bir ağaçtan kitap kahramanı olur mu demeyin ve lütfen okuyun. Sayfalar ilerledikçe hayata yeniden bir çocuk saflığıyla bakmaya, aklınızın sesine yenik düşen kalbinizin sesini yeniden işitmeye başlayacaksınız.

Subscribe
Notify of

0 Comments
oldest
newest most voted
Inline Feedbacks
View all comments