“Başımızda Siyahtan Bir Hâle”, Arter’de
Çünkü bu kahverengi akşam saatlerinde
Her şeyi en soğuk ölçülere vuruyoruz
Bir uzak han kavramına. Hanların
Rahmindeki bir yolcuya, bir semendere
Ve soğuk bir çağdan geçiyoruz. Çağlardan
Başımızda siyah bir hâle.
Ahmet Doğu İpek’in ismini Edip Cansever’in bir dizesinden ödünç aldığı Başımızda Siyahtan Bir Hâle başlıklı kişisel sergisi, sanatçının son iki yıl boyunca farklı mecraları kullanarak -bu sergi bağlamında- ürettiği eserleri bir araya getiriyor.
Edip Cansever’in şiirini okumak için
David Hockney, iPad’de resim yapmanın güzelliğini anlatıyor
Selen Ansen ve Ahmet Doğu İpek sanatçının atölyesinde, İstanbul, 2022
Başımızda Siyahtan Bir Hâle
Ahmet Doğu İpek’in Selen Ansen küratörlüğünde gerçekleşen Başımızda Siyahtan Bir Hâle sergisi, ismini Edip Cansever’in “Tragedyalar III” [1964] şiirinin bir dizesinden ödünç alıyor. Kum fırtınası, yanardağ patlaması, heyelan ve güneş tutulması gibi doğa olaylarından yola çıkan resimler, çizimler, yerleştirmeler ve video eserler, insan ölçeğini aşan görkemli varoluşlarıyla hem büyüleyici hem de ürkütücü bir nitelik üstlenen bu fenomenleri soyut bir dille yorumluyor.
Madde ile his, kurmaca ile gerçek, doğal ile yapay, elle tutulabilir olanla uçucu olan arasında karşılıklı bir etkileşim alanı yaratan eserler, izleyiciyi farklı ölçeklerin çarpıştığı bir tanıklık ve duyumsama sahasına davet ediyor. Başımızda Siyahtan Bir Hâle, ışıksızlıktan doğan ve ışıksızlığı yeniden üreten fenomenlerle ilişki kuruyor, çıplak gözle göremediğimiz veya dokunamadığımız şeyleri; gökyüzünü, güneşi, karanlıkları, yeraltı kuvvetlerinin faaliyetlerini, tektonik hareketleri, gömülü hatıraları, geçmişte yaşananları, gelecekte olabilecekleri, dahası sonsuz küçüklükte, devasa, çok uzak veya fazla yakın olguları açığa vuruyor, merkezine aldığı fenomenlerin dehşet verici görkemi karşısında yapılacak tek şeyin görünenin seyrine dalmak olduğuna işaret ediyor. Zaman, boşluk, entropi, yaşam, hareket, döngüsellik, ölüm ve çözülme gibi kavramları çağrıştıran bu sahnelerin bir araya getirdiği unsurların hafifliğine ve uçuculuğuna rağmen ortaya çıkan ağırlık ve kaçınılmazlık hissi, yaşadığımız dönemin makro ve mikro olgularının yarattığı iklimi soyutlayarak sergi mekânına taşıyor.
Maruz: 75 kPa / 1130 kg, 2022
Sünger, doğal taş
80 x 350 x 200 cm
Başımızda Siyahtan Bir Hâle sergisinden
Ahmet Doğu İpek atölyesinde, İstanbul, 2022
Zephyr II, 2021
Tek kanallı video 10’
Kompozitör: Ah! Kosmos, Prodüksiyon: Onur Kolkır, Emre Başak
Post-prodüksiyon: Onur Kolkır
Maruz: 75 kPa / 1130 kg, 2022
Sünger, doğal taş
80 x 350 x 200 cm
Maruz: 75 kPa / 1130 kg, 2022
Sünger, doğal taş
80 x 350 x 200 cm
Maruz: 75 kPa / 1130 kg, 2022
Sünger, doğal taş
80 x 350 x 200 cm
Çok Uzaktan ve Hep, 2020–2022
Kâğıt üzerine yağlıboya, keten yağı ve kuruboya
105 adet, 76 x 56 cm
Çok Uzaktan ve Hep, 2020–2022
Kâğıt üzerine yağlıboya, keten yağı ve kuruboya
105 adet, 76 x 56 cm
Ayrıntılı bilgi için: Arter
Subscribe
0 Comments
oldest