Egoist okur

Ürperten önyargı: “Ama siz… siz Müslüman’sınız!”

İranlı yazar Reza Aslan’ın yeni kitabı “Zealot/Partizan”, çıkar çıkmaz değil belki ama birkaç hafta içinde hatırı sayılır bir sansasyona yol açtı. Ortalığı karıştıran şey kitabın içeriğinden ziyade yazarının ismi, dini ve kimliğiydi… Tutucu Hıristiyanlar, bir Müslüman yazarın Hz. İsa’nın biyografisini yazmaya cüret etmesini hayret ve öfkeyle karşıladılar. Sanki Batı’da her gün birileri çıkıp İslamiyet’e dair yazıp çizmiyor, kimi zaman da Hz. Muhammed’i saygısızlığa varacak ölçüde eleştirmiyormuş gibi…

Olaylar Fox News’un Reza Aslan röportajıyla zirveye tırmandı. Röportajın viral olarak hızla yayılan videosu kısa sürede internet fenomeni haline geldi, bilhassa sunucu Lauren Green’in cehaletiyle ve “Ama… ama… siz bir Müslüman’sınız!” cümlesiyle çok dalga geçildi. Bazı yorumculara göre daha önce de çeşitli vesilelerle İslamofobik tavırlar sergileyen Green aslında, Batı dünyasının alışılmış kibrini sergiliyordu ve Aslan’a “Müslümanlar olarak haddinizi bilip kendi meselelerinizle ilgilenin ve bizim mühim konularımızdan uzak durun” diyordu.

reza aslan egoistokur zealot

Reza Aslan ve Salvador Dali’nin fırçasından Hz. İsa

“Ama siz… Siz Müslüman’sınız!”

Ünlü İranlı yazar Reza Aslan’ın yeni kitabı “Zealot: The Life and Times of Jesus of Nazareth”, Hz. İsa’nın hayatına farklı bir perspektiften bakmayı deniyor ve onu alışıldığı üzere pasif bir direnişçi olarak değil, adaletsizlikle savaşan gözükara bir devrimci olarak anlatıyor. Tutucu Hıristiyanlar’sa, bir Müslüman’ın Hz. İsa’nın biyografisini yazmaya cüret etmesini hayret ve öfkeyle karşılıyorlar. Sanki Batı’da her gün birileri çıkıp İslamiyet’e dair yazıp çizmiyor, kimi zaman da Hz. Muhammed’i saygısızlığa varacak ölçüde eleştirmiyormuş gibi…

Sözünü ettiğim tavır, Reza Aslan’ın geçen hafta Fox News’un Spirited Debate programına konuk olduğu gün iyice belirginleşti. Programın sunucusu Lauren Green 10 dakika boyunca çeşitli şekillerde yazara saldırdı, onu üzerine vazife olmadığı halde Hıristiyanların peygamberinin hayatını anlatmaya kalkışmakla suçladı. Aslan’sa saldırıları soğukkanlılığını bozmayarak savuşturmayı başardı. Ertesi gün Buzzfeed adlı haber blogu programın videosunu “Fox News’un bugüne kadar yayınladığı en utanç verici röportaj bu olabilir mi?” başlığıyla yayınladı. Viral olarak hızla yayılan video kısa sürede internet fenomeni haline geldi, bilhassa sunucunun “Ama… ama… siz bir Müslüman’sınız!” cümlesiyle çok dalga geçildi. Bazı yorumculara göre daha önce de çeşitli vesilelerle İslamofobik tavırlar sergileyen Green aslında, Batı dünyasının alışılmış kibrini taşıyordu ve Aslan’a “Müslümanlar olarak haddinizi bilip kendi meselelerinizle ilgilenin ve bizim mühim konularımızdan uzak durun” diyordu.

Uzmanlık alanı Dinler Tarihi olan Reza Aslan’ın yaptığı şey önemli aslında. Yaşayıp yaşamadığı bile hâlâ tartışılan Hz. İsa’nın efsane olmadığını, gerçekten yaşadığını kanıtlamayı deniyor öncelikle. Daha da önemlisi kutsal metinlerden kalan bilgileri deşifre ederek onların gerçek hayatta hangi hakikatlere tekabül ettiğini araştırıyor. O hakikatler doğrusu şimdiye dek duyduklarımızdan biraz farklı… Aslan’ın Hz. İsa’sı, yüreği sevgi ve merhametle dolu bir çoban, yani bir nevi barış insanı falan değil. “Din adamı ve filozof” tanımlarına pek uymuyor. Kendisine tokat atana da diğer yanağını çevirmiyor, tam tersi onunla savaşıyor.

Utanç verici röportajda L. Green’in sadece Reza Aslan’a ayıp etmekle kalmayıp bir gazetecilik suçu işlediği de söyleniyor.

Hakkında bilinenler çok yetersiz

En iyisi baştan anlatmak… Hz. İsa’dan gerçek bir insan olarak ilk bahseden kişi 1’inci yüzyılda yaşamış tarihçi Flavius Josephus. İki yüzyıl sonra, Tacitus ve Pliny adlı iki Romalı tarihçi de onu ve trajik ölümünü ele aldı ama açıkçası bu konuda hâlâ fazla kaynak yok. Sonuçta Hz. İsa hakkındaki ilk yazılı metin olan Aziz Mark İncil’i onun ölümünden 40 yıl sonra kaleme alınmış. Diğer İncil versiyonları da söylentiler ve kulaktan dolma bilgilerle yazılmış hep. Hz. İsa’yı, gerçekliğinden bir türlü emin olunamayan karmaşık bir figür haline getiren şey de zaten tam olarak bu. Öte yandan özellikle son 200 yıldır sayısız araştırmacının, tarihçinin yazdıklarına bakılacak olursa, onu büyüleyici hale getiren şey de aslında bu belirsizlik. “Günaha Son Çağrı” adlı bir vakitler bizde de yasaklanan romanıyla Nikos Kazancakis’ten “Da Vinci Şifresi” adlı gerilim kurdelasıyla Dan Brown’a kadar mesih imgesinin arkasındaki gerçeği, insan İsa’yı bulup anlatmayı denemeyen edebiyatçı yok gibi.

İşte ABD’de yaşayan İranlı prefesör Reza Aslan bunların sonuncusu. “La İlahe İllallah: İslam’ın Kökenleri, Evrimi ve Geleceği” ve “Fundamentalizmin Ötesi: Küresel Çağda Dini Arışırılıklarla Yüzleşmek” başlıklı iki kitabı daha var ama. Ama “20 yıllık bir çalışmanın meyvesi” dediği “Zealot” onun için çok önemli.

Hz. İsa ve havarilerinin “La İlahe İllallah” nidaları

Bazı tutucu Hıristiyanların kanlarını beyinlerine sıçratan kitaba göre Nasıra doğumlu İsa yoksul bir işçiydi. Daha sonra Vaftizci Yahya’nın müridi oldu. Vaftizci Yahya gibi o da Tanrısal birliğe inanıyor, yeryüzünün yakında Tanrı’nın yahut onun seçtiği bir peygamberin yöneteceği bir devlet olacağını öne sürüyordu. Reza Aslan’ın İsa’sı ne yeni bir din ne de kilise kurmaya niyet etmişti. Kendini Musevi kabul ediyor, sadece Romalı muktedirlere değil, onların Filistinli temsilcilerine yahut “Tapınak rahiplerine, zengin Yahudi aristokrasisine ve Herodias’ın seçkinleri”ne de karşı çıkıyordu. Trajik ölümüne tam bir hafta kala havarileriyle beraber, “La İlahe İllallah” nidaları eşliğinde girdi Kudüs’e. Ordusunun başına geçmiş bir kral gibi görkemli ve kışkırtıcıydı. “Radikal bir sokak direnişini andıran kısa, çılgın ama etkili bir eylem” oldu diye anlatıyor Aslan. “Tek fark vardı; olay kutsal topraklarda, kutsal bir şahsiyet tarafından gerçekleştiriliyordu.” Ardından Kudüs’ün Romalı valisi Pontus Pilatus’un ordusu genç direnişçiyi yakaladı. Ona Musevi saltanatına göz dikmiş bir partizan muamelesi ettiler. Yani İsa’nın suçu bütünüyle siyasiydi. Bu yüzden de onunla beraber düzeni değiştirmeye teşebbüs eden öteki “haydutlar” da çarmıha gerildi.

Reza Aslan’ın kitabı bir gün dilimize çevrilirse aradan geçen 2000 yılın insanlığı pek fazla iyiye götürmediğini de hep birlikte göreceğiz sanırım. Anlaşılan günümüz dünyasının siyasal ve dini bağlamı, Hz. İsa’nın zamanından bu yana ne yazık ki değişmemiş. Reza Aslan’ın dediği gibi, “İsa’nın iktidara, otoriteye karşı direnişi bugün Kahire ve Kudüs sokaklarında hatta dünyanın başka bir çok yerinde sürüyor.”

reza aslan egoistokur zealot 2

Reza Aslan’ın kitabı Zealot şimdi çok satan listelerinde.

Hz. İsa’nın “haydutları” ve günümüzün radikalleri

Reza Aslan’ın Hz. İsa üzerine tezi aslında çok da özgün sayılmaz. Hermann Samuel Reimarus’un 18’inci yüzyıl sonunda kaleme aldığı “Fragments” da benzer şeylerden bahsediyordu. S. G. F. Brandon’un 1967 tarihli “Jesus and the Zealots” adlı kitabının da konusu bu sayılırdı. Fakat Aslan’ın kitabını önemli kılan başka bir şey var: Yazar, o çağın Filistin’ini ekonomisi, politikası ve dini yapısıyla son derece ayrıntılı bir şekilde aktarıyor. Musevi zenginlerin egemen Romalılarla işbirliği yaparak işçi ve köylü sınıfı sömürmesini, yüksek vergiler daha doğrusu haraçlarla insanların kanlarını emmesini okumak etkileyici. Aslan geçmişin olaylarını bugünün bakış açısıyla değerlendirme hatasına düşmese de okurken ister istemez günümüzün radikal İslamcılarıyla Hz. İsa’nın “haydutlarını” karşılaştırıyoruz. Kudüs’e giren havarilerin “La İlahe İllallah” nidaları da bizi destekliyor. Salon Dergisi yazarlarından Laura Miller’a göre, “Aslan’ın kitabı, Batılıların günümüz ‘haydutlarını’, yani Müslüman direnişçilerini daha az yabancı ve ürkütücü görmesini sağlayabilir”.

‘Sokaktaki insan medyadakiler kadar tutucu değil’

“ABD’de bir kısım insan, İslam’ın kötücül, şeytani bir din olduğuna ve Müslümanların ellerine fırsat geçer geçmez uygar Batılıları katledeceğine inanıyor. Hayata çok tutucu bir pencereden, önyargılarla bakan bu kişilerin Müslüman bir yazara kulak vermeleri zor. Küçük bir gruptan değil, kalabalık bir kitleden bahsediyorum. Gene de doğrusunu isterseniz Fox News sunucusu Lauren Green’e müteşekkirim. Taraflı ve saldırgan tutumu sayesinde kitabımdan herkes haberdar oldu. Programdan sonra seyircilerden yüzlerce e-posta aldım. Beni tanıdıkları için mutlu olduklarını, kitabımı hemen alıp okuyacaklarını yazıyorlardı. Dürüst olmak gerekirse, o programa katılmasaydım, çok satanlar listelerinde J.K. Rowling’i geçmem mümkün olmazdı” diyen Reza Aslan Hıristiyan okurların Fox News sunucusu Lauren Green’e ve medyadaki diğer tutucu tiplere katılmadığını söylüyor: “Bana yazan yahut karşılaştıklarında sorular soran Hıristiyan okurlarım Green’in aksine öfkeli olmaktan uzak. Aralarında, İsa’yı ilk kez böyle somut bir şahsiyet olarak okuyabildikleri için mutlu olduklarını söyleyenler bile var.” Aslan esasen daha çok Musevi okurların tepkisinden çekiniyormuş başta ama korktuğu olmamış: “Hz. İsa ateşli, devrimci, kanun tanımaz bir Yahudi’ydi. Öğretileri de Museviliğin yeni bir formuydu. Sadece buna bugün artık Hıristiyanlık adını veriyoruz. Neyse ki sokaktaki insan medyadakiler kadar tutucu değil.”

Gülenay Börekçi

Subscribe
Notify of

1 Comment
oldest
newest most voted
Inline Feedbacks
View all comments
11 years ago

ne yaparsa yapsın müslümanlar olmuyor.. ‘psikolojik uzaklık’ kavramı içinde. bunu avrupa da çok gözlemledim:) sevgiyle.