Egoist okur

Camilla Lackberg’den Polisiye Okulu 5: ÇEVRE

Bir önceki diyalog ödevi zordu, öyle değil mi? Ama eminim eğlenceli de buldunuz. Sizden istediğim şeyleri, mesela kalabalık yerlerde başkalarının konuşmalarını dinleme işini ben hâlâ zevkle yapıyor hatta sonradan o konuşmaları küçük değişikliklerle yeniden yaratıyorum. Kitaplarımdaki bazı diyaloglar açıkçası bu küçük egzersizlerden sonra ortaya çıktı.

Polisiye romanda önemli bir diğer unsur da çevredir. Hatta bana göre çevre başlı başına bir karakter sayılır. Kendi sesi ve tonu vardır. Şimdi bunun üzerine çalışalım.

camilla lackberg polisiye okulu egoistokur 1

Çevre 

Romanınızın geçeceği ortamı dilediğiniz gibi seçin. Ama dikkat! Tatil için birkaç haftalığına kuzeye gitmiş ve çok beğenmiş olabilirsiniz, yine de romanınız burada geçmesin. Zira orayı ne kadar severseniz sevin, üzerine ne kadar çok araştırma yapmış olursanız olun, kuzeyi çok iyi tanımıyorsanız romanınızın burada geçmesi saçma olur. Bence hikayeniz sizin yaşadığınız ve zamanınızın çoğunu harcadığınız yerde geçmeli. Orada atmosfer size asla yabancı değildir, insanları tanır, tabiatlarını bilirsiniz. Mesela benim romanlarım Fjällbacka’da geçiyor. Çünkü orada büyüdüm. Tamam, 13 yaşıma bastığımda oradan ayrılmış olabilirim ama yine de hakkında bilinebilecek her şeyi biliyorum. Şu anda yaşadığım Stocktholm’ü bile çocukluğumun geçtiği bu kasaba kadar iyi anlatamam.  

Atmosferi yaratırken hava da çok önemli bir etmendir. Bunu kullanın. Mesela yağmurlu, puslu havalar romanınıza kasvetli ve derin bir hava verecektir, buna ihtiyacınız olabilir. Yapabileceğiniz o kadar çok şey var ki. Diyelim ki esas karakteriniz çok üzgünken yağmur yağmaya başlıyor ve yağmur damlaları göz yaşlarına karışıyor. Bunu güneşli bir Akdeniz kasabasında yapamayabilirsiniz ama hikayeniz yukarıda sözünü ettiğim tarzda bir yerde geçiyorsa, çok güzel olmaz mı?

Mekan tariflerinde beş duyunuzun beşini de kullanın. Görmek değil sadece, koku almak, dokunmak, işitmek ve tatmak da çok önemlidir ve romanınızı gerçekçi kılar. Sonra “Yağmur yağıyordu” demektense yağmur yağdığında olanları anlatın. Bu da üslubunuza gerçeklik katacaktır. Her mekanın kendi tarihi, ekonomisi ve elbette efsaneleri vardır. Bunların hepsini okura anlatmanız gerekmeyebilir ama sizin bilmeniz kesinlikle şarttır.

Alıştırma

Bir kadın 20 yıldan sonra ilk kez çocukluğunun geçtiği yere döner. (İşe bakın ki burası tam da sizin doğup büyüdüğünüz yermiş.) Çevreyi ve kadının duygularını iki A4 kağıtta anlatın.

Subscribe
Notify of

0 Comments
oldest
newest most voted
Inline Feedbacks
View all comments