Egoist okur

Altay Öktem: “Aslında biz çok korkuncuz!”

Hekim yazarlarımızdan biri. Eski Bir Çocuk, Su Kuşu, Beni Yanlış Öptüler Aslında, Çamur Şiir ve Herşey; Oda Kırbaç Ayna adlı şiir kitaplarıyla tanıdığımız Altay Öktem, farklı türlere göz kırpan Tanrı Acıkınca ve Bu Kitaptan Kimse Sağ Çıkamayacak adlı kitapların da yazarı. “Aslında biz çok korkuncuz!” Bildiğimiz edebiyatın sınırları içinde korku edebiyatı yapılamıyor ya da korku […]

Read More

Sadık Yemni: “Dünya korku edebiyatında üst bir noktada duruyoruz”

Kendisinin “Tirildeme” adını verdiği korku-gerilim türünde yazdığı Öte Yer, Muska, Yatır gibi romanlarla bir “korku” eşiğini aşmamızı sağlayan Sadık Yemni, “Şeytanın toptan imhası için çabalayan kuralcı toplumlarda aşırılıklar da şiddetli olur. Bilinçaltları megaton patlayıcılarla yüklüdür. Avrupa ve Amerika’da böyledir. Türkiye’de şimdilerde bile yeterince değildir,” diyor. “Dünya korku edebiyatında üst bir noktada duruyoruz” Bildiğimiz edebiyatın sınırları […]

Read More

Bahadır Baruter: “Ben bu kolaycı ve bağımlı ülkeye sitemliyim!”

Ressam, karikatürist, yayıncı ve dert ortağı Bahadır Baruter’den bu yazıyı ben istedim. Bir nedeni yoktu, o gün gazetelere biraz fazla bakmış, televizyonla içimi çokça bulandırmıştım. Anlayacağınız, ruh halim şüpheciliğin üst sınırlarında geziniyordu ve muhtemelen kendime bir suç ortağı arıyordum. Bahadır da beni kırmayarak yazdı. Böylece “en sevdiğim ressam” nihayet Egoist Okur’da yerini aldı. Epeyce sitemkâr […]

Read More

Hakan Bıçakcı’nın objektifinden İstanbul: Artık her yer “karanlık oda”

Romancı Hakan Bıçakcı’nın Karanlık Oda adlı romanının çıkmasının üzerinden yaklaşık altı ay geçti. Çıkar çıkmaz soluksuz okudum. Ama bendeki etkisi hâlâ sürüyor. Buna, “mışıl mışıl uyurken güm diye yataktan düşmüşüm ve bir daha hiç öyle deliksiz bir şekilde uykuya dalamamışım etkisi” adını koydum. Uzun biraz, farkındayım. Karanlık Oda, David Lynch’in Eraserhead filmi gibi. Dokunursanız, kurtulamıyorsunuz. […]

Read More

TUTUNAMAYANLAR polemiği

Edebiyat dergisi Notos’un Oğuz Atay dosyasını gördüğümde, edebiyatçılar ve eleştirmenler tarafından verilen cevapları okuduğumda henüz her şey yolundaydı. İlle yolunda olmayan bir şey arasaydım belki şöyle derdim: Bugüne kadar duymadığım, okumadığım, söylenmemiş hiçbir şey yok ki. Herkes ne kadar aynı fikirde… Edebiyat dünyamızda olağan dışı bir sulh ortamı hakim ve ben buna pek alışık değilim! Neyse […]

Read More

Altay Öktem: “Altınel’e gösterilen tepkiye, eleştiriye tahammülsüzlük diyemeyiz”

Tutunamayanlar Polemiği sürüyor… Şair-yazar Altay Öktem’i yazılarından, dergilerinden ve elbette Beni Yanlış Öptüler,  Tanrı Acıkınca, Sonsuz Sıkıntı gibi kitaplarından tanıyoruz. Biliyorsunuz, zaman zaman Egoist Okur için de yazıyor… Öktem, Oğuz Atay’ın ona göre niçin bir çeşit dokunulmazlığı olduğunu anlatıyor, yani olaya tamamen farklı bir yerden bakıyor, hatta Altınel’e saldıranları anladığını ifade ediyor…  Yazısında, “Oğuz Atay’ı sadece […]

Read More

Mine Söğüt: “Altınel’e ateş püskürenler kişiliklerinin şifrelerini veriyor”

Beş Sevim Apartmanı, Kırmızı Zaman, Şahbaz’ın Harikulade Yılı ve Madam Arthur ve Hayatındaki Her Şey adlı romanların yazarı Mine Söğüt, tartışmaları bambaşka bir açıdan değerlendirdi: “Shakespeare’i Tolstoy’dan, Joyce’u Woolf’tan tanıyamayacağımız gibi Oğuz Atay’ı da Şavkar Altınel’den tanıyamayız. O yüzden birçoklarının telaşlandığı gibi Altıner’in görüşleri Atay’ın çoğunluk tarafından onaylanmış değerini zedelemez. Ama Tolstoy, Woolf veya Altıner […]

Read More

Toros Öztürk: “Şavkar Altınel’e sarfedilen sözlere en çok Oğuz Atay bozulurdu”

“Şavkar Altınel’e reva görülen bu linç jargonunun Oğuz Atay’ı sevenler tarafından sarfedilmiş olabileceğine inanmak dahi istemiyorum” diyor Atay’ı 60’ların sonu 70’lerin başında, henüz “peygamber ilan edilmemişken” okuyup seven bir avuç kişiden biri olan çevirmen ve yazar Toros Öztürk. Bir zamanlar İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde hocam olan Öztürk şöyle sürdürüyor sözlerini: “Arkadaşının kızına […]

Read More

Hamdi Koç: “Atay olanları görse bir kez daha ‘Neredesin, ey okur?’ diye sorardı”

Melekler Erkek Olur, Çiçeklerin Tanrısı ve Bir Eski Kocanın Öğleden Sonrası adlı romanların yazarı Hamdi Koç, “Herhangi bir iyi romanı okumuş ve sevmiş olan hiç kimse Altınel’e gösterilen bu tepkiyi gösteremez, gösterenleri de hoş göremez” diyor ve devam ediyor: “Bu tür bir tepki edebiyat okuru refleksi değildir. Bence Atay da romanlarını böyle yobaz bir tutkuyla […]

Read More

Tolga Meriç: “Kimse Oğuz Atay’ı sevdiği için aptal çıkmayacağı gibi, sevmediği için de aptal çıkmaz!”

Tutunamayanlar polemiğine bir katkı daha… Tolga Meriç, Oğuz Atay fanatizminin korkuyu da içerdiğini düşünüyor: “Şavkar Altınel’in en büyük edebi tabularımızdan birine saldırarak zihinleri rahatlattığını düşünüyorum. Çünkü insanlar Oğuz Atay hakkında olumsuz düşünüp olumsuz konuşmaya korkar hale gelmişti artık.” Gülenay Börekçi TUTUNAMAYANLAR polemiği Şavkar Altınel: “Ataistler ve ben” Altay Öktem: “Altınel’e gösterilen tepkiye, eleştiriye tahammülsüzlük diyemeyiz” […]

Read More

Şavkar Altınel: “Ataistler ve ben”

Notos Dergi’de çıkan görüşü üzerine Şavkar Altınel’in kaleme aldığı yazı. Egoist Okur’daki Tutunamayanlar polemiğini başlatmıştı. O da oturdu cevap olarak aşağıdaki yazıyı kaleme aldı.  Gülenay Börekçi TUTUNAMAYANLAR polemiği Altay Öktem: “Altınel’e gösterilen tepkiye, eleştiriye tahammülsüzlük diyemeyiz” Mine Söğüt: “Altınel’e ateş püskürenler kişiliklerinin şifrelerini veriyor” Hakan Bıçakcı: “Tutunamayanlar değil, kendini tutamayanlar…” Toros Öztürk: “Şavkar Altınel’e sarfedilen sözlere […]

Read More

Altay Öktem yazdı: Teoman, Rugan, Haneke, bir de Egoist Okur var

Yani başka birçok şeyi ama işte Egoist Okur’u da. “Bir Haneke var ruhumuzu kurtaracak, bir Deniz Durukan’ın Rugan’ı, bir yeni albümüyle Teoman, bir de Egoist Okur” diyerek… Şöyle: “Bir ruh nasıl kurtarılır? Bunun formülü yok. Ama yöntemi var. Misal; bazı müzikler, bazı kitaplar, bazı dergiler, bazı filmler, bazı kadınlar ruh kurtarıcıdır. Bu keyifli kumpasın sorumlularından […]

Read More

SERAY ŞAHİNER: “1 Mayıs’ta 1 Mayıs alanındaydık!”

Gelin Başı ve Hanımların Dikkatine adlı öykü kitaplarının yazarı Seray Şahiner 2010 yılı’nın 1 mayıs gösterilerinin yapıldığı günden seçti fotoğrafını: “Yıllardır verilen mücadelenin sonucunda kortejlerimiz, platformumuz, sloganlarımız, pankartlarımız, marş, türkü ve halaylarımızla gerçek bir bayram coşkusu yaşadık. 1 Mayıs’ta 1 Mayıs alanındaydık!” Gülenay Börekçi SERAY ŞAHİNER: “1 Mayıs’ta 1 Mayıs alanındaydık!” Hem “Kanlı 1 Mayıs”ta […]

Read More

BUKET UZUNER: “Artık siber-paranoya çağındayız”

Kumral Ada Mavi Tuna, Güneş Yiyen Çingene, İki Yeşil Susamuru, İstanbullular… Romancı, öykücü, gezi yazarı Buket Uzuner, son 10 yılın unutulmaz fotoğrafı olarak İkiz Kuleler’in yıkılışını gösteren o meşhur kareyi seçti. Ve “11 Eylül 2001, insanlığın yeni düşmanı olarak İslamiyet’in ilan edildiği gündür. Dahası, ‘Hiç kimse hiçbir yerde güvende değil’ mesajının bilinçaltımıza, kâbuslarımıza sindiği gündür aynı […]

Read More

DENİZ DURUKAN: “11 Eylül ya da evrende mümkün olan en büyük sanat eseri”

Deniz Durukan adını Egoist Okur’da çok gördünüz, daha da çok göreceksiniz. İyiler Siyah Giyer, Şakağına Daya Beni ve Rugan adlı kitapların yazarı, şairi Deniz son 10 yılda onu en çok etkileyen fotoğrafı sorduğumda 11 Eylül saldırısını “mümkün olan en büyük sanat eseri” diye tanımlayan besteci Karlheinz Stockhausen’in bir görüntüsünü seçti… Gülenay Börekçi DENİZ DURUKAN: “11 […]

Read More