Egoist okur

Pin-up kızlarının hiç de masum olmayan tarihi

Yazıya günümüzün en ünlü pin-up kızı Kim Kardashian’la başladım ama aslında konum rock müzik tarihçisi, arşivci ve yazar Güven Erkin Erkal’ın “Türkiye’nin Güzel Tarihi” adlı kitabıydı. Kitabın sayfalarını karıştırırken, savaşı katlanılır kılan güzel kızlardan posterlerde milliyetçi ya da dini vurgulara kadar çok şey gördüm, hatta sonunda genre dönüp dolaşıp Kardashian çağında tam gaz süren ırkçılığa […]

Read More

Edith Piaf: “Senin mutluluğun için her şeyi yaparım…”

Kızkardeşi Simone, Kaldırım Serçesi kitabında anlatıyor… “Ablam Edith… Babamız birdi, kötü adam da değildi ama sık sık ve esaslı dayak atardı. Sonra büyüdük, sokaklara çıktık, ara sokaklarda, kaldırımlarda hem sürttük hem şarkı söyledik. Edith daha Edith Piaf değildi, hayatı ve erkekleri bir arada tanıdık. Daha yirmisine gelmeden ‘Aşk ılındı mı ya ısıtmak gerekir ya da […]

Read More

Dalton Trumbo’yu ilk hatırlayan Metallica’ydı

Metallica’nın “Some Kind of Monster” belgeselini seyrederken düşündüm. Mecbur kalsam, hangisini seçerdim? Ne Hetfield, ne Ulrich, ne Hamnett, sahsen ben bu üçünün yarattığı deli, manyak, über-yetenekli Metallica canavarını seviyorum galiba en çok. Filmi birkaç yıl önce yazmıştım. İçinde Audrey Hepburn, Roma Tatili ve Dalton Trumbo da vardı, lütfen okuyun… Metallica, Audrey Hepburn ve Dalton Trumbo ve hayatımızdaki bazı canavarlar […]

Read More

İrlandalı The Divine Comedy’den büyük edebiyatçılara selam!

The Certainty of Chance, Something for the Weekend, Our Mutual Friend, In Pursuit of Happiness ve en sevdiklerimden A Lady of a Certain Age gibi şarkılarıyla tanıdığımız İrlandalı The Divine Comedy grubunun bilmediğim bir şarkısını dinledim. Adı The Booklovers. Sevdiğim bütün yazarların hatta o kadar da sevmediklerimin adlarını arka arkaya işitince, şöyle bir zıpladım yerimde. Hepsi […]

Read More

Nobelli yazar Patrick Modiano ve Françoise Hardy’den pop şarkıları

Bu da Nobel Edebiyat Ödülü’nü şarkılarla kutladığımız an. Patrick Modiano gençken 1960’ların pop ikonu Fransız şarkıcı Françoise Hardy’ye şarkı sözleri yazmış. Çin Seddi üzerinde yürümüşler, Sal Salvador’a gitmişler, bilmeceler çözüp birbirlerini ve dünyayı şaşırtmışlar… Bir tanesi aşağıda… Patrick Modiano’nun kitapları depoda çürüyormuş Nobel meselesi: “Edebiyatın geleceğinden endişeliyim” Françoise Hardy ve Matrick Modiano birlikte çalıştıkları dönemde […]

Read More

Büyük Diktatör’den bir demokrasi manifestosu

Charlie Chaplin’in Büyük Diktatör filminin unutulmaz finalinde bir konuşma vardır, Egoist Okur takipçilerinden Ekin Fırat o konuşmanın metnini göndermiş. Ben de alıyorum. Çünkü Chaplin’in tüm dünyaya eşsiz bir insanlık ve demokrasi dersi verdiği, bir manifesto niteliği taşıyan o konuşmanın içeriği şu günlerde en çok hatırlamamız gereken şey. (Bu arada sinemada böyle çarpıcı, etkili, kalıcı komedilere artık […]

Read More

ISADORA: Devrimci bir dansçı, savaşçı bir tanrıça…

“O sadece bir dansçı değil, dansını özgürlüğe, kadına, çıplaklığa, acı çeken toplumlara, geleceğin çocuklarına adayan büyük bir devrimci, bir savaşçı tanrıçaydı. İflah olmaz ve ‘utanmaz’ bir asi, sanat ve edebiyat âşığı bir aydındı. ‘Kanunları yapan toplum bir erkek toplumudur; kadınların rolü olmadı bu düzende. İşte gerçek skandal bu. Gerçek utanç!’ demişti bir keresinde. Feministti. Ama […]

Read More

Büyük yönetmenlerin gizli yaşamları

“Yumurtalardan korkuyorum… O hiçbir deliği olmayan, yuvarlak beyaz şeyler…” diyordu filmleriyle tüm dünyayı korkutan Alfred Hitchcock. Robert Schnakenberger Domingo Yayınları’ndan çıkan kitabı “Büyük Yönetmenlerin Gizli Hayatları”nda buna benzer birçok sırrı ifşa ediyor, sinemanın Stanley Kubrick, Francis Ford Coppola, Federico Fellini, Jean Luc Godard, Brian de Palma, David Lynch, Pedro Almodovar, Steven Spielberg, François Truffaut, Quentin […]

Read More

Endişeli bir kedinin varoluşsal sayıklamaları…

Henri dünyanın en ünlü kara beyaz kedisi. Hayatı film oldu, kitap oldu, onunla röportajlar yapıldı. Şanslı sayılır bence, çünkü ödül törenlerine katılması gerektiğinde smokin falan giymesi gerekmiyor, çünkü renklerinden ötürü doğuştan smokinli. Motto’sunu Jean Paul Sartre’dan alan (“Başkaları cehennemdir”) kedi Henri karton kutulardan çıkmadan bol bol düşünüyor. Düşünüyor ve bunalıyor, tam bir elitist. Maço ayrıca. Güzel dişi […]

Read More

Tomris yazsın, Bergen söylesin…

“Bir adamı en fazla ne kadar çok sevebilirsiniz? Mesela size şiirler yazsa sever miydiniz? Tabii ki evet. Peki, büyük aşkınız yüzünüze kezzap atsa da sever miydiniz? Sizce hangisi daha zor; size şiirler yazan adamlar arasında kibire kapılmadan varolabilmek mi yoksa, canınıza kastetse de bir adamı sevmeye devam etmek mi? 
İki kadın… Birbirinden çok farklı iki […]

Read More

Dünyayı istiyorsan OKUYAN bir kızla çık!

“Okuyan bir kız bul. Bunu çantasında her zaman okuduğu bir kitabı olmasından anlayabilirsin. Kitapçıda, sevgiyle raflara bakan ve aradığı kitabı bulduğunda sessizce çığlık atandır o. Sahafta, eski bir kitabın sayfalarını koklayan fıstığı gördün mü? İşte o okurdur. Hele sayfalar sararmışsa kesinlikle dayanamazlar. (…) Ona bir kahve ısmarla. Murakami hakkında ne düşündüğünü söyle. Alice’i seviyor mu yoksa Alice […]

Read More

Öpüşmenin sonu hep kan revan…

Oysa huzur uzaklarda bir yerde. İyi biliyorum, zira kafamın içinde her daim bir harp ve sulh hali… LANETLİ: Çirkin olduğunda daha güzelsin! Öpüşmenin sonu hep kan revan… “Madem hayat bir kaltak, bari ben de öyle olayım” diyor en sevdiğim ‘Batman’ filminin en sevdiğim kahramanı Selina Kyle, nam-ı diğer Kedi Kadın. Ve vahşi bir intikam duygusuyla ortalığın […]

Read More

YALANCILARI TANIMA KILAVUZU… Sizin de ihtiyacınız olabilir!

Yalan yakalama tekniklerini bitkiler üzerinde yaptığı biyolojik deneyler sırasında geliştiren eski bir CIA ajanının kurduğu Backster School of Lie Detection, her yıl yeni ‘yalan avcıları’ yetiştiriyor. İşte okulun hikayesi ve yalan avcılarından günlük hayatımızda yararlanmak üzere öğrendiğim birkaç faydalı ipucu… Antik Yunanlar ve Hindular yalancıları nasıl tespit ederdi? Bitkiler niçin insanlardan daha dürüsttür? Yalan yakalama […]

Read More

DÖVÜŞ GECESİ: Baş rol seyircinin!

Hayır yanlış söyledim aslında, seyirci bu oyunun sadece metin yazarı ve yönetmeni. Baş rolde olan, star payesi taşıyan, çoğunluk. Seyircinin çoğunluğu. Ama tabii bunu anlamak için oyunun bitmesi ve Rage Against the Machine’i dinlemeye başlamanız gerekiyor. Yok, spoiler vermeyi kesmeliyim, yoksa ipin ucunu kaçıracağım. Onun yerine daha makul bilgiler vereyim. Dövüş Gecesi bana elbette geçen haftaki  yerel […]

Read More

JIMI HENDRIX: Göçmüş kedilerin en şahanesi

Jimi Hendrix (27 Kasım 1942 – 18 Eylül 1970) Çocukken kendini nasıl hissettiği sorulduğunda “Bu, Mars’ta insanların kendilerini nasıl hissettiğine bağlı aslında” diyen Jimi Hendrix 25 yaşına geldiğinde, yani müziğe başladıktan dört yıl sonra dünyanın en iyi gitaristi sayılmaya başlamıştı. Müziği ve gitarıyla yaptıkları öylesine özgün ve çarpıcıydı ki neredeyse dinleyen herkes onun başka bir […]

Read More