Egoist okur

Gül İrepoğlu: “Aşkı gülden daha güzel ne simgeleyebilir?”

Aşkın simgesi sayılan gül, çiçeklerin kraliçesi. Ve artık tam da hak ettiği güzellikte bir kitabı var. Sanat tarihçisi ve yazar Gül İrepoğlu’nun hazırladığı ve Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan “Gül” kitabı, herkesin kütüphanesinde bulunması gereken bir eser. Biricik Gül İrepoğlu, ismini aldığı çiçeğe adadığı kitabı “Gül”de insanlığın somut ve soyut gül bahçelerinde dolaşıyor. Okurlara en renkli […]

Read More

BAKELE: En basit şeyleri bile niye kimse anlamıyor?

Öykülerden oluşan ve April Yayıncılık’tan çıkan kitabı “Bakele”yle okurlarını bir kez daha selamlayan Sezgin Kaymaz müthiş bir adam. Yakında bu sayfalarda onunla yapılmış yepyeni bir röportajı okuyacaksınız. Ama önce kitabı okuyup bitirdikten sonra “tam da şurasında” kalan sızıyı bizlerle paylaşan sevgili Merve Açıkgöz’ün yazısı… Gülenay Börekçi Sezgin Kaymaz röportajı: Bir gölgesinden korkanlar ordusu nasıl yaratılır? Sezgin Kaymaz: […]

Read More

Berra Sertel’le YİN YOGA

Bir gün bildiklerin o kadar seni aşar ki, kitap yazman şart olur. İşte Berra Sertel için de gerçekten zamanı gelmişti. “Berra Sertel ile Yin Yoga” kitabını elime aldığımda, “Nihayet” dedim. Çünkü ben bu kitabın yoga sevmeyenlere yogayı, özellikle onun özel bir türü olan Yin Yoga’yı sevdireceğine o kadar inanıyorum ki… Berra Sertel’in hayatıma girmesi benim […]

Read More

Çaresizliğin buruk tadı

İletişim Yayınları’ndan çıkan “Aksi Gibi” adlı öykü kitabında Pınar Öğünç, annesine benzemekten korkanların, kendisini beklemediği bir kavganın başaktörü olarak bulanların, bir masayla aynı evde otuz beş yıl yaşamaktan ruhu çürüyenlerin dünyasına çeviriyor bakışlarını. Çoğu öykünün sonunda, ağızda haklılığın ve çaresizliğin buruk tadı kalıyor. “Aksi Gibi”, gün içinde kendini birkaç kez mutlaka hatırlatıyor. Sıradanın gücü, haklı olmanın burukluğu […]

Read More

Anlamak, sevmek ve bilmeyi istemek için: 50 FİKİR

Tüm dünyada bir milyonun üzerinde satan Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Fikir serisini yazmayı epeydir erteliyordum. Derken bir vesileyle yeniden karşıma çıktılar ve açıkçası birçok konuda hakikaten çok işe yarayabileceklerini fark ettim. Hayır, derin okumalar için değil elbette ama el altında dursunlar ve ihtiyaç durumunda az da olsa yolumuzu aydınlatsınlar diye. Domingo Yayınları etiketli bu eğlenceli ve bilgilendirici seriyi şahsen […]

Read More

Roboski utancı: Unutmamak için…

“Ülkemizde adalet maalesef prangalarla bağlıdır. Önce idrak, ikrar, daha sonra tövbe ve özür olmadığı sürece de bu prangalar çözülmeyecektir. Roboski katliamının acılı ailelerine ve gözümüzün önünden hiç gitmeyecek o cenaze konvoyundaki bütün canlara sonsuz sevgi ve saygıyla.” (Rakel Dink’in yazısından) 28 Aralık 2011’de, Türkiye’ye ait savaş uçakları, Şırnak/Uludere’de Roboski (Ortasu) ve Bejuh (Gülyazı) köylerinin sınıra […]

Read More

Oya Baydar kitabı, Zeki Müren sergisi

“Üç çeyrek asra yayılmış hüzün, acı, keder, heves, mutluluk, heyecan, haz anlarının şahitliğini; darbelere, kıyımlara, zorunlu göçlere, sürgünlere maruz kalmanın yorgunluğunu; bireysel ve toplumsal değişimlerde yaşanan hayal ve umut kırıklıklarını okumak, ince bir keder barındırmasının yanında insana kendi geçmişini de çağrıştırıyor.” Semih Büyü bu kez Oya Baydar’ın Can Yayınları’ndan çıkan “an’lar kitabını”, Yetim Kalacak Küçük […]

Read More

Pınar Sönmez: “Bir öykü yazmanın kendisi masaldır”

Biricik Pınar Sönmez, Egoist Okur’a yazar, başka dergilerde karşıma çıkar ve ben her yazısında çok sevilen bir dost yüzü görmüş gibi olurum. Öykü kitabı çıktığında da çok sevindim, bir arkadaşla uzun bir tatile çıkmak gibiydi Uyku Kaçsa Rüya Kalsa… Destek Yayınları’ndan çıkan kitabı okurken şunu hissettim… “Yazmak, dilediğim zaman dilediğim yere dilediğim şekilde, dilediğim dille ve biçimle yolculuğumdur” diyen Pınar’ın […]

Read More

Şeytanın Sözlüğü: “Madem kaçsak gidecek yerimiz yok; gülelim bari!”

Ambrose Bierce’ın Şeytanın Sözlüğü, hakikatin dilinden konuşan bir hiciv başyapıtı. Okurken içinizden şunu tekrarlıyorsunuz: “Madem bu dünyadan kaçsak gidecek yerimiz yok, biraz gülelim bari.” Şeytanın Sözlüğü Ambrose Bierce’ın başyapıtı Şeytanın Sözlüğü, ilk olarak 1881’de haftalık bir gazetede tefrika edilmeye başladı. O yıllarda adı, “Gülen Şeytan”dı. 1875’te Bierce uzun bir Avrupa seyahatine çıktığında bile yeni maddeler […]

Read More

AYLİN BALBOA + Belki Bir Gün Uçarız: Bu kadın arıza!

Merve Açıkgöz gönderdi bu yazıyı. Aylin Balboa’nın İletişim’den çıkan kitabı Belki Bir Gün Uçarız’ı okuyup aşık olunca…  Öyle güzel anlatmış ki sanırım birazdan ben de Balboa’nın kitabını okumaya başlayacağım. Çünkü bugünlerde her şeyden çok uçabilmeye ihtiyacım var… Fotoğraf bu adresten alındı.   “Ben uçtum, Aylin Balboa ile…” Bak bu genç kadınlar böyle kanatlı kitaplarla raflara […]

Read More

Ne yani, hep sizin aşkınızı mı konuşacağız?

Acayip bir kitap tavsiye edeceğim size bugün. Edebi Şeyler’den çıktı. Dr. Tatiana’nın Tüm Canlılar Âlemine Seks Tavsiyeleri, adı üstünde, aşka ve sekse dair bir kitap. Künyeye bakıp kimi öveceğimi şaşırdım. Yayınevi olan Edebi Şeyler’i mi, kapağı tasarlayan Ozan Erdoğan’ı mı, illüstrasyonları çizen Çetin Ural’ı mı, yoksa hayvanlar âlemini ve Dr. Tatiana’yı mı… Hayvanlar her daim en sevdiğim elbette, birinciliği kaptırmazlar. Dr. Tatiana […]

Read More

Handan Öztürk: “Biz ilişkilerimizi tükettikçe, arketiplerimiz baş kaldırıyor”

Yazar, yönetmen, belgeselci Handan Öztürk, “Tuhaf bir biçimde hep uzak aşklar yaşadım. Ayrı ayrı ülkelerde… Bir defasında İstanbul’da yaşayan bir sevgilim olmuştu ve kafam çok karışmıştı. Buluşma sıklığı ve kolay ulaşılabilirlik açısından… Ama bir süre sonra o da yurt dışında bir göreve çıkınca, kural değişmedi. Galiba bilinç dışım, her gün ayağımın altında dolanan bir adam istemiyor. […]

Read More

Yaralama sanatı

Semih Büyü 24 yaşında. İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci. Dört yıl boyunca siyasi yazılar yazdı, yine de edebiyat hep hayatındaydı. Bazı dergilerde kitap eleştirileri de çıktı.  Diyor ki, “Edebiyat üzerine yazacak kadar yetkin değildim ama artık buna yoğunlaşmaya karar verdim…”  Semih bundan sonra yazılarıyla Egoist Okur’da olacak. İlk eleştirisi de Seray Şahiner’in Antabus adlı ilk romanına dair. “Seray Şahiner’in […]

Read More

Ayfer Tunç: “İnsan bir uçurumdur!”

Hayatı “yolcu” olarak yaşamak isterken baba mirası otelin işletmecisi ve ailesinin “reisi” olmak zorunda kalan Mürşit’in hikayesi bizim de hikayemiz aslında, çünkü içinde yaşadığımız “duygusal taşlaşma çağı”nda hepimizin içinde ara vermeden sızlayan  keskin bir ağrı var… Hayranlıkla sevdiğim ve edebiyatımızın en önemli isimlerinden biri saydığım Ayfer Tunç, Mürşit’in ağrılarıyla birlikte başka ağrılardan da söz ediyor bize ve toplumsal geçmişimizle hesaplaşmamıza […]

Read More

Hayaletli BBG evleri ve burç aldırma operasyonları

“Malleus Maleficarum, abi. Eskiden, taa ortaçağda felan, cadıları öldürmek için kullanılan bi tür çekiçe derlermiş. Cadı Balyozu. Aynı zamanda bu kitabın da adı. Yani eskiden böyle cincilik yapanların kullandığı el kitabı felan gibi bi şey abi. İşte cadıları şuyundan buyundan tanırsınız, şöyle mıhlarsınız falan gibi muhabbetler var kitapta.” Siz tabii cadı avcısı Alamancı Demir Usta’yla […]

Read More