Egoist okur

İspanyol Edebiyatına inanmayan İspanyol yazar: Javier Marías

Büyük İspanyol yazar Javier Marías’la yapılmış bir röportaj okudum geçenlerde. Okuma alışkanlıkları ve zevkleri üzerineydi, hemen atladım tabii. Bir kısmını buraya alıyorum) Açıkçası sık sık not aldım okurken, size de tavsiye ederim. Marías’ın çocukken okuduğu Enid Blyton romanlarını hâlâ saklamasıysa beni bile şaşırttı. Javier Marías Javier’in melankolisi: Aldatmak bir cinayet şekli olabilir mi? Javier Marías (solda) […]

Read More

Ece Gamze Atıcı’nın çok renkli dünyasında dolaşıyoruz

Hiper zeki, çok akıllı ve iştahla okuyan bir genç kadın Ece Gamze Atıcı. Genç edebiyatçılar içinde kalemi en kuvvetli olanlardan biri aynı zamanda. Nar, Adem Aynası, Sevdiğini Öldürmek Bizde Aile Geleneği adlı birbirinden şahane romanları var. Edepsizin El Kitabı adlı kitabını da unutmamak gerek. Ece’yle bir “yangında ilk kurtarılacaklar” röportajı yapmazsam olmazdı, yaptım da. Üstelik […]

Read More

“Yeni hikâyeler” denemeye cüret eden bir tasarımcı

Türkiye’de erkek giyimi dendiğinde ilk akla gelenlerden olan Hatice Gökçe, hayran olduğum moda tasarımcılarından biri. Adına moda dediğimiz ve değişim hızına ayak uydurmakta zorlandığımız o çılgın göçebe ruhlar arenasında kendine bakma cesaretiyle, orijinalliğiyle, sade ama enfes tasarımlarıyla etkiliyor insanı. Kimselere benzemiyor ayrıca… Düşünüyor, okuyor, araştırıyor, hayal ediyor, “yeni hikâyeler” deniyor ve cüret ediyor… İlham kaynakları […]

Read More

Ece İrem Dinç: “Kütüphanem benim için başlı başına bir hazine”

Ece İrem Dinç, zeki, duyarlı ve çok yetenekli bir genç kadın. “Fülfül Büyüsü” kitabıyla yer etmişti zihinlerimizde. Bir de On8 Blog’da yazdığı yazılarla. Daha sonra hiç de tesadüf olmayan bir tesadüfler zincirinin etkisiyle İtalya’ya gitti ve sık sık Türkiye’de gelip gittiyse de oralara yerleşti. O süreçte yaşadıklarını, hissettiklerini şöyle anlatıyor: “Avrupa’nın o her şeyin önceden tahmin […]

Read More

“Sadece 10 kitaplık bir liste yapacaksam bırakırım yansınlar!”

Eylül Görmüş’ü ismen tanıyordum elbette, sevdiğim bir arkadaşımın kızıydı. Ama yüz yüze gelmemiştik hiç. Dem Karaköy ve Dem Moda’dan sonra adını daha sık duymaya başladım. Gelin görün ki, altı sene süren Dem macerası bir süre önce son buldu, daha doğrusu Eylül mekânı ortağına bıraktı ve başka rüyaların peşine düştü. Zor yolu seçenlerden olduğu için de şimdi […]

Read More

Neil Gaiman: “Okuduğum hiçbir kitaptan boşanmadım”

“Amerikan Tanrıları”, “Yokyer”, “Coraline”, “Sandman” ve son olarak “Kırılgan Şeyler”le tanıdığımız Neil Gaiman, yaşlandığı için eskisi kadar kitap okuyamadığından yakınıyor hatta anladığım kadarıyla bu konuda epey dertli. Daha doğrusu dertliymiş. Fakat bir arkadaş tavsiyesi üzerine derhal okuma gözlüğü edinmiş, böylece sorun mucize bir hızla çözülmüş. “Benim için atomun parçalanması kadar büyük bir keşif oldu” diyor. […]

Read More

“İç sesime sorarsanız, okumak tembellere göre bir şey”

Knausgaard ne okur, ne sever, merak ediyorsanız bu röportaj size göre. Uzun uzun konuşmuş, kendiniz bakın. Ama en sevdiği kitabı buraya alayım bekletmeden. Diyor ki Karl Ove, “‘Savaş ve Barış’ dışında çılgınca bir arzuyla okuyabileceğim başka kitap yok. İlk okuduğumda 12 yaşındayım. Zayıf hafızama şükürler olsun, o sayede her beş yılda bir yeniden okuyorum.” Yazarlar […]

Read More

Ursula K. Le Guin: “Bu yaşımda, yapmadığım hiçbir şey beni utandıramaz”

Kütüphanesine gizlice süzüldüğümüz yazarlardan biri de “Mülksüzler”, “Yerdeniz Büyücüsü”, “Aya Tırmanmak”, “Lavinia” ve “Dünyaya Orman Denir” adlı kitapların yaratıcısı Ursula K. Le Guin oldu. Onun Neil Gaiman gibi okuma gözlüğü kullanıp kullanmadığını bilemiyorum ama bu röportajıyla kitap kulüplerine karşı önyargılarımı yerle bir ettiğine şüphe yok. Meğer Ursula’mız da amatör bir kitap kulübüne üyeymiş ve her […]

Read More

“Neden saklayayım, ben düpedüz hazcı bir okurum…”

“Neden saklayayım ki, ben düpedüz hazcı bir okurum. Sevdiğim, tat aldığım şeyleri okumak isterim. Yine de bazen görev okumaları dönemim olur. Bir de inat okumalarım vardır. Sırf inattan Ulysses’i baştan sona okumuşumdur. Tristram Shandy’yi de inat ede ede okudum.”

Read More

Sima Özkan’la kitaplar hakkında konuştuk

Sima Özkan’ı çevirmen olarak tanıyoruz. Bugüne dek, Neil Gaiman, Emily Gravett, Isol, Steve Antony, Claire Freedman, Julia Donaldson ve Marion Deuchars yazarların eserlerini aktardı dilimize. Temiz, Bir Daha!, Dinozorlar Don Sever ve tabii sonrasında tüm don severler serisi, Uzay Denen Karanlık, Bob ve Gaga Sanatı çevirilerinden bazıları. Bir de elbette kendi yazdığı kitaplar var. Bunlardan […]

Read More

Zeynep Tuğçe Karadağ ve parçalanmış bir dünya haritası

Şair Zeynep Tuğçe Karadağ’ın adını Acile Tek Giden çıktığında duydum ilk kez. Oysa tanıyan zaten tanıyor, şiirden anlayanlar ondan epeydir övgüyle söz ediyormuş. Benim bir şeylere, bir yerlere hep geç kaldığım günlerdi. Derken kitabını okudum. Yetmedi, başka ne yazmış merakıyla internete daldım. Bazı dizeleri günlerce dilimden düşmedi. Ve epey sonra, yani geçen hafta ona bir e-posta […]

Read More

Stephen King: “Popüler roman nedir bilmiyordum, kimse anlatmamıştı”

Şu sıralar eskiden kısaltılmış olan romanları yeniden ve bu kez orijinale sadık kalınarak çevrilen ve Altın Kitaplar tarafından yeniden basılan Stephen King, bir vakitler Paris Review dergisine onlarca sayfalık bir röpoortaj vermişti. İşte oradan küçük bir bölüm… “Çocuktum; popüler roman nedir bilmiyordum, kimse anlatmamıştı ve ne bulursam okuyordum” Yazmaya başladığınızda kaç yaşındaydınız? İster inanın ister […]

Read More

Neslihan Acu: “Severek okuduğum her kitabı ciddiye aldım”

Gazetecilik, köşe yazarlığı, televizyonculuk falan tamam da, Neslihan Acu esas olarak romancı. Hem de yanına başka bir sıfat istemeyecek kadar iyi romancı. Hatırlatmak için, “Meltem K’yı Kim Öldürdü”, “Kadından Donkişot Olmaz”, “Ne Güzel Bir Hiçlikti Aşk”, “Kuzgunun Şarkısı”, “Artık Ayrılsak Diyorum” ve “İyi Tanrının Çocukları”nı sayabilirim. (Yakında müthiş bir sürprizle geliyor, onu da söyleyeyim.) Neslihan’ın […]

Read More

Hakkı Devrim röportajı: “Eski kitaplar o kadar çabuk bulunmaz oluyor ki”

Hakkı Devrim vedalaşamadan kaybedilenlerden. Aslında onunla daha ben çocukken bile tanışıyormuşuz ama açıkçası o kısmı çok iyi hatırlamıyorum. Babam anlatmıştı, aynı iş yerinde çalıştıklarında olup bitenleri, bana hediye ettiği masal kitaplarını… Yıllar sonra edebiyat dergisi Picus’u yönetmeye başladığımda onunla bir kütüphane röportajı da yapmıştık. Tanışıklığımız bundan ibaret. Ama severdim, kimi zaman gaddar bulsam da Cihannüma’yı […]

Read More

Tolga Meriç hakkında bildiğim her şey

Tolga Meriç, hayattaki en yakın arkadaşlarımdan. Gitmeyeceklerden. Gitse de kalacaklardan. Egoist Okur’dan tanıyorsunuz onu. Bir de tabii Picus döneminden bu yana yaptığı görkemli röportajlarından… Bazılarını burada yeniden yayınlamayı düşünmüyor değilim, röportaj nasıl yapılır, öğrensin herkes diye. Tolga’yı uzun uzun anlatmak istemiyorum size, zaten sevmez kendinden konuşulmasını. Onun parlak zekası, kimi zaman acıtan şefkati, sesi, bulaşıcı […]

Read More