Leyla Erbil ve Sait Faik’le bir gün

Yıllar önce Murat Gülsoy’un yaratıcı yazarlık atölyelerinden birine gitmiştim. Ama acayip bir gidiş olmuştu, bir kere sanıyorum gelmiş geçmiş en devamsız öğrencisi bendim. Daha da beteri atölyeye kendi adımla yazılmıştım ama ilk ders başladığında aniden adımı değiştirmeye ve Gaye Birsam olmaya karar vermiştim. Tamam, lütfen bir şey demeyin. Yaptığımın çok kötü olduğunu biliyorum. Her neyse, […]
Read MoreChuck Palahniuk’tan 13 tavsiye

Hiç hesapta olmayan çeşitli rastlantılar sonucu Egoist Okur, Chuck Palahniuk seven bir site haline geldi. Arkadaşım Samed Karagöz de tutup Palahniuk’un yazar adaylarına tavsiyelerini gönderince, Chuck-Palahniuk-seven-site imajımız iyice kuvvetlendi. Bir sakıncası yok aslında, Egoist de ben de halimizden gayet memnunuz… İşe yarayıp yaramayacaklarını bilmiyorum, ama Chuck P.’nin tavsiyelerini okumak eğlenceli… Dahası bir gerçeği açıkça ortaya […]
Read Moreİnci Aral: “Kadın yazar cesur, vahşi ve yırtıcı olmalı”

Yazma Büyüsü adlı bir kitabı da bulunan İnci Aral, Seferihisar Edebiyat Günleri’nde bütün bir sabahı ve öğleden sonrayı kapsayan bir atölye çalışması gerçekleştirdi. Yola çıkış noktası ilk romanı Ölü Erkek Kuşlar’dı. Aral önce yoğun bir öykü yazarlığı tecrübesinin ardından romana geçmiş ve doğal olarak bunun zorluklarını yaşamıştı. Yazarın “Şimdi olsa yayınlamadan önce 100 sayfasını çıkarırdım” […]
Read MoreMario Levi: “Yazar olmak istiyorsanız, katil olmayı göze alacaksınız!”

Türkiye’nin ilk yavaş şehri yani cittaslow’u olarak kalbimizde ayrı bir yer edinen salyangoz simgeli güzel şehirde, yani Sefirihisar’da geçen yıl bir edebiyat festivali düzenlenmiş, yazarlar, şairler 1 hafta boyunca katılımcılara yazma dersleri vermişti. Mario Levi’nin atölyesi en ilham verici olanlardan biriydi. Levi bize “nasıl katil olunacağını” anlatmıştı. Kulağa korkutucu geliyor biliyorum ama değil aslında! Zor belki, […]
Read MoreCamilla Lackberg’den Polisiye Okulu 7: ESAS KARAKTER

Umarım başladığımız ilk bölümden bugüne, polisiye roman yazmak için seçilmiş insan falan olmak gerekmediğini, işin yönetimi bilir ve onun üzerine çalışırsa herkesin polisiye yazabileceğini artık öğrenmişsinizdir. SİZ DE yazabilirsiniz! Bugün son ve bence en önemli dersimizi görecek, esas karakterimizi yaratmayı öğrenecğiz. Esas karakteri yaratmak Esas karakteri olmayan ve yine de başarılı olmuş pek az polisiye yazar […]
Read MoreCamilla Lackberg’den Polisiye Okulu 6: ARAŞTIRMA

Evet bir polisiye roman yazmak için gereken birçok unsuru hızlıca gözden geçirdik. Ama tabii kimse her şeyi bilemez. İşte burada devreye araştırmanın önemi giriyor. Bilmediğiniz konularda araştırma yapmalı, işi şansa bırakmamalı, hikayenizin gidişatını kumar oynar gibi yazı tura atarak belirlememelisiniz. Araştırma Almanız gereken ilk önemli ders şu aslında: Kitabınızda anlattığınız her şeyin doğru olması gerekmiyor. Ama inandırıcı […]
Read MoreCamilla Lackberg’den Polisiye Okulu 5: ÇEVRE

Bir önceki diyalog ödevi zordu, öyle değil mi? Ama eminim eğlenceli de buldunuz. Sizden istediğim şeyleri, mesela kalabalık yerlerde başkalarının konuşmalarını dinleme işini ben hâlâ zevkle yapıyor hatta sonradan o konuşmaları küçük değişikliklerle yeniden yaratıyorum. Kitaplarımdaki bazı diyaloglar açıkçası bu küçük egzersizlerden sonra ortaya çıktı. Polisiye romanda önemli bir diğer unsur da çevredir. Hatta bana göre […]
Read MoreCamilla Läckberg’den Polisiye Okulu 4: DİYALOG

Evet, havadan yani bir hiçten karaktere benzer bir şey elde ettiniz. Yeni bir arkadaş edinmek gibi, öyle değil mi? Fakat romanlarda, hele polisiye romanlarda ilgi çekici karakterler yaratmak romanı zevkle okutmaya yetmez. Bütün o karakterlerin konuşmaları, birbirleriyle diyaloga girmeleri de gerekir. Bu, üzerinde ciddiyetle çalışmanız gereken bir konudur. yeterince zaman ve enerji harcarsanız, emin olun polisiye roman […]
Read MoreCamilla Läckberg’den Polisiye Okulu 3: KARAKTER

Olay örgüsünü, entrikayı, suç unsurunu konuştuk. Bütün bunlar iyi, güzel ama eğer enteresan ve inandırıcı karakterler yaratamazsanız, romanınız bir şeye benzemez. İşin güzel yanı, polisiye roman yazmanın en eğlenceli yönlerinden bir tanesi de karakter yaratmaktır. Bu da kendi zihninizde yarattığınız bir dünyayı çeşitli ruhlar ve bedenlerle zenginleştireceksiniz demek oluyor. Onları yeterince eğlenceli ve ikna edici […]
Read MoreCamilla Läckberg’den Polisiye Okulu 2: İSKELET

Umarım artık polisiye romanın temel olay örgüsünü kurmanın hiç de sandığınız kadar karmaşık bir iş olmadığını görmüşsünüzdür. Hikayeyi zenginleştirmek için eklediğiniz ayrıntıları çıkaracak olursanız, her şey aslında bir katil, bir sebep ve bir -veya iki- “modus operandi” yani uygulamadan ibaret sayılabilir. Şimdi bu iskeleti alıp üzerine biraz et ve kan ekleyelim. Ve elbette buna en […]
Read MoreCamilla Läckberg’den Polisiye Okulu 1: GENEL KURALLAR

Buz Prenses’in yazarı Camilla Läckberg’le röportaj yapmak için gittiğim Stockholm’de, onun aynı zamanda bir yaratıcı yazarlık hocası olduğunu öğrendim. Hatta Camilla yıllar önce bu sebeple İstanbul’a bile gelmiş. Şöyle ki; İsveç’teki bir yazarlık kursu öğrencilerini zaman zaman başka ülkelere de götürüyormuş. Farklı yerler görüp farklı insanlar tanısınlar, ufukları açılsın diye… Kursun öğretmenlerinden olan Camilla da […]
Read MoreStephen King’den yazar adaylarına 7 tavsiye

Yazmak Üzerine adlı bir kitabı da olan ünlü korku ve gerilim romanları yazarı Stephen King’in, yazar adaylarına birkaç tavsiyesi var… Stephen King’den yazar adaylarına 7 tavsiye 1. Olay örgüsünü, hikayenin başladığı ana nasıl gelindiğini bir kenara bırakıp duruma odaklanın. 2. Metaforlara özen göserin. Benzetmeye yapmaya uğraşırken, inandırıcı olamazsanız, komik olursunuz. Dil oyunlarından elbette yararlanın ama […]
Read MoreBüyük ustalardan yazar adaylarına tüyolar

Ernest Hemingway, yazar adayları için en iyi egzersizin gidip kendilerini tavana asmaları olduğunu söylüyor. “Kadınlara elinizin tersini göstermelisiniz. O zaman belki önünüzde sürünürler” diyen “maço” William Faulkner başarıyı kadınlara benzetiyor. (Maço dediğime bakmayın çok çok çok seviyorum.) Truman Copete yazarın üslubunun göz rengi gibi doğuştan belirlendiğine, yani değiştirilemeyeceğine inanıyor. Stephen King, bütün romanlarının aynalarımızdaki çatlaklardan […]
Read MoreOrhan Pamuk: “Beni yazmaya zorlayan küçük takıntılarımı sevip kabul etmeyi öğrendim”

Faulkner’a göre romancılığın üç sırrı var: Yüzde 99 yetenek, yüzde 99 disiplin, yüzde 99 çalışmak… “İnsan yaptığıyla hiç yetinmemeli. Yapılan hiçbir zaman yapılabilecek kadar iyi olmaz. Her zaman hayal kurup yapabileceğini düşündüğünden daha yukarıya koy çıtayı. Sadece öncekilerden ya da aynı dönemdekilerden daha iyi olmaya çalışma; kendinden daha iyi ol. Sanatçı gözünü karartıp kendisini işine […]
Read More