Kitap kurtlarına özel harikulade bir hikâye
Helene Hanff’ın kaleme aldığı 84 Charing Cross Road, gerçek bir hikâyeyi yine gerçek mektuplar aracılığıyla anlatıyor. Arkadaşların hiç buluşamadığı bir dostluk hikâyesi diyebiliriz bu kitaba, ya da âşıkların henüz karşılaşmadığı bir aşk hikâyesi… Yahut niçin bu kadar umutsuz olalım, elimizdekine pekâlâ okuma tutkusunun neler başarabileceğini gösteren bir hikâye de diyebiliriz. Kitap kurtlarına özel harikulade bir […]
Read MoreHope Mirrlees: Bir masalla düzenin maskesini indiren yazar
Modernizmin en parlak yıllarında yaşamış, Virginia Woolf’la arkadaşlık etmiş, hem şiir hem de roman alanında çarpıcı eserler vermiş, hatta şiirleriyle T.S. Eliot gibi dev bir edebiyatçıya bile yol göstermiş olan Hope Mirrlees’i ve 26 yaşında yazdığı romanı Sisler İçindeki Lut’u okumak, edebiyat tarihine, yok sayılanların gözünden bakmak anlamına da geliyor aslında. (Neil Gaiman’ın, Ursula K. […]
Read MoreTarihçilere ve Shakespeare’e kafa tutan roman: Zamanın Kızı
Polisiyeler, genellikle bir cinayetin peşine düşer. Bir ya da birkaç kurban, yerine göre bir ya da birkaç katil, bolca ipucu ve sonunda “İşte bu, baştan anlamalıydım!” dedirten bir çözüm olur bu romanlarda. Josephine Tey’se Zamanın Kızı romanında polisiye kalıplarını öyle bir ters yüz ediyor ki, elimizde gene bir cinayet var ama ceset tam beş yüz […]
Read MoreEdebiyatın gizli odasında: Tavan Arasındaki Deli Kadın
Sandra Gilbert ve Susan Gubar’ın, günümüzde bir çeşit kült mertebesine erişen Tavan Arasındaki Deli Kadın kitabına bakalım mı? İki yazar, bu cesur kitapta çok temel bir soruya cevap arıyorlar: Kadınlar tarih boyunca hangi odalarda yazdılar ve hangi odalarda susturuldular? Her feministin ilham ajandası: Anne Taintor The Madwoman in the Attic: The Woman Writer and the […]
Read MoreKaç Penelope var edebiyatın dolambaçlı yollarında?
Homeros’un Odysseia’sını ve oradaki Penelope’yi hatırlayalım önce… Uzun bir yolculuğa çıkan ve herkesin öldü sandığı kocası Odysseus’u bekleyen çilekeş Penelope, taliplerini oyalamak için bir kumaş dokumaya başlar. Kiminle evleneceğine bu kumaşı tamamladıktan sonra karar verecektir. Tabii aslında taliplerine bir oyun oynamaktadır, geleceğine yürekten inandığı kocasını bekleyecek, o arada da elinden geldiğince zaman kazanacaktır. taliplerinden birini […]
Read MoreEdebiyat tarihinin bazı güzide toplulukları
Bloomsbury Topluluğu, Odeon’daki Stratford, Mandarinler, İşaretler, Algonquin Yuvarlak Masa Topluluğu, Harlem Rönesansı, Şubat Evi, Güney Yakası Yazarlar Topluluğu, Florida Topluluğu, Dereotlu Hıyar Turşusu Kulübü… Üyeleri arasında Virginia Woolf’tan J. R. R. Tolkien’a, Ernest Hemingway’den Richard Wright’a sayısız büyük edebiyatçı bulunan on ayrı topluluktan bahsedeceğiz. Gelin her birine kısaca bir göz atalım ve onlarla aynı dönemde […]
Read MoreAgatha Christie’nin en kıskandığı yazar: Dorothy L. Sayers
Bu Kimin Cesedi ve Şüphe Bulutları gibi kitapları bizde de yayımlanan Dorothy L. Sayers’ı tanıyor musunuz? En büyük polisiye yazarlarından biri olmakla kalmıyor kendisi, aynı zamanda tutkulu bir Dante çevirmeni olarak da hatırlanıyor. Son yıllarda yeniden keşfedilmesi memnuniyet verici. Onunla ilgili söyleyebileceğim iki şey var: Birincisi, romanlarında kadınların entelektüel yaşam hakkının güçlü bir savunucusu olarak öne […]
Read MoreKarşınızda Shakespeare’in kız kardeşi Judith
Shakespeare’in onunla aynı yeteneklere sahip bir kız kardeşi olsaydı onu gene de tanır mıydık? Mücevher değerindeki Kendine Ait Bir Oda’nın yazarı Virginia Woolf’a göre cevap açık: Hayır, ne münasebet, tanımazdık elbette! Hem zaten Shakespeare’in bir kız kardeşi olsa ne tiyatroyla ilgilenmesine, ne sahneye çıkmasına, ne de yazmasına izin verilirdi. Muhtemelen daha 17 yaşına gelmeden evlenip sürüyle […]
Read MoreT.S. Eliot’un yüzüne sürdüğü o pek tuhaf yeşil pudranın sırrı
T.S. Eliot’un Can Yücel’in Mr. Prufrock’tan Aşk Türküsü adıyla çevirdiği şiirini, gene Can Yücel’in çevirisinden hatırlayalım: “…Elbet de bulunacak vakit kaysın diye yol boyunca sarı duman pencere camlarına sürterekten sırtını; bulunacak vakit, bulunacak vakit yaklaştığın çehrelere yakışacak bir çehre takınmana…” Ya şimdi size sadece Prufrock’ın değil, bizzat Eliot’un da kendine yaklaştığı çehrelere yakışacak yeni çehreler aradığını, mesela yüzünü […]
Read MoreBir hafıza pratiği: Camondo’ya Mektuplar
“Sevgili dostum, sanırım artık anlamışsınızdır, evinizde tesadüf eseri bulunuyor değilim.” Böyle diyor Edmund de Waal tam 58 mektup yazdığı “dostu” Kont Moïse de Camondo’ya. Neden orada olduğunu romanı okurken öğreneceksiniz. De Waal, Camondo’ya Mektuplar romanında, zengin, kültürlü ve “Avrupalı” olmanın güvenli illüzyonuna kapılan Osmanlı kökenli bir Sefarad bankacı ailenin hikayesi aracılığıyla Avrupa belleğinin ikiyüzlü kayıtsızlığını sorguluyor. Camondo’ya […]
Read MoreHangi kitap bir müzeye dönüşsün isterdiniz?
Masumiyet Müzesi’ni gezerken yanımdaki arkadaşıma “İlk kez bir romanın içinde dolaşıyorum,” demiştim. Orhan Pamuk’un romanını okumak güzeldi, evet ama içinde dolaşmak da harikaydı. İnternette rastladığım bir anket de aynı histen yola çıkarak hazırlanmış. Yeni değil aslında, on küsur yıl öncesinin anketi. Fakat Camondo’ya Mektuplar dolayısıyla bu tarz küçük müzeler üzerine düşündüğüm bir dönemde okuyunca Egoist […]
Read MoreOrhan Pamuk’a ilham veren müzenin romanı
Bugünlerde annemin bana bıraktığı başkaları için önemsiz ama benim için dünyalara değecek hazineyi hayalimde küçük bir müzeye dönüştürmekle meşgulüm. Bunda Edmund de Waal’in Camondo’ya Mektuplar romanını okuyup çevirmiş olmamın da etkisi vardır muhakkak. Çünkü roman İstanbul’dan Fransa’ya göç eden Camondolar ve Nissim de Camondo Müzesi’nin hikayesi aracılığıyla bireysel belleğin ve o belleği somutlaştıran küçük müzelerin […]
Read MoreTrevanian’ın çığır açan sinema kitabını buradan okuyun
Biricik Trevanian’ımızın bir zamanlar, yani romancı olmadan ve ABD’yi terk etmeden önce Rodney Whitaker olan gerçek adıyla üniversitede sinema dersleri verdiğini biliyoruz. Peki ne düşünüyordu sinema sanatına dair, hangi filmleri seviyordu? Eh, onları da aşağıda okuyabilirsiniz. Bu arada ben elbette hizmette kusur etmiyorum ve en sona Whitaker’ın yıllardır peşine düşülmüş efsane kitabı The Language of […]
Read MoreLabatut’tan Arsız Yeşillik: Dünyayı anlamayı bıraktığımızda
“Ne zaman dünyayı anlamayı bıraktık? Hiroşima ve Nagasaki’yi yerle bir eden atomları bir generalin yağlı parmakları değil, elinde bir avuç denklem olan bir grup fizikçi parçalamıştı. İnsanlığın sonunu insanlığı kurtarmayı amaçlayan fikirler mi getirecek?” Benjamín Labatut’ın dilimize Saliha Nilüfer’in çevirdiği kitabı Arsız Yeşillik‘in arka kapağında bunlar yazılı. Kitap, bilim, deha ve delilik arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Bir de […]
Read MoreBir özgürlük hareketi olarak FLÖRT
Flört nedir? Gülünüp geçilecek harcıâlem bir uğraş mı? Hayatta güç bela kurabildiğimiz hassas dengeleri anında alaşağı edecek gereksiz bir maceraya atılma denemesi mi? Güzel sanatların unutulmaya yüz tutmuş bir dalı mı? Yoksa bir varoluş biçimi mi? Schopenhauer’a göre zor iş bir kirpinin bir kirpiye sarılması Flört Üzerine adlı kitabın yazarı Adam Phillips. (Daha cazibeli bir […]
Read More







