Farklı olmak güzeldir: Rengini Arayan Pudra
“Uzun süredir savunduğum bir fikir bu kitapla daha da pekişti: ‘Farklı olmak’ hakkında ya da ‘farklılıklar’la ilgili daha fazla kitap yazılması gerekiyor. Bunu çocuklara anlatmanın en güzel yolu, her güzel yolda olduğu gibi yine karşımıza çıkan hayvanlardan geçiyor. Pudra da bu hayvanlardan biri olarak ‘seçilmiş’ ve unutulmayacak bir karakter olmayı başarmış. Hem yazıp hem çizebilmek, bir çocuk kitabı yaratıcısı için büyük lüks. Betül Sayın, sahip olduğu bu lüksün hakkını veriyor.”
Farklı olmak güzeldir: Rengini Arayan Pudra
Farklı göründükleri için arkadaşları tarafından aşağılanan, ötekileştirilen, alay konusu olan çocuklar var bu dünyada… Engelli, kekeme, albino… Örnekler çoğaltılabilir. Cinsel kimliklerini kabullenmek bir yana, daha ne olduğunu bile anlayamadıkları bir yaşta ‘kız kılıklı’ ‘erkek fatma’ gibi yaftalar yapıştırılan minicik çocukların travmasının ömür boyu sürdüğü gerçeği var sonra… Bu tip hikayelere aşina biri olarak, gözyaşları içinde dinlediğim anılar bir ömür hafızamdan silinmeyecek. Teneffüs zili çaldığında, sınıfta sessizce oturup uzaktan bakan çocuklar onlar. Ne yazık ki ‘farklı’ yaşıtlarına hayatı dar eden bazı ‘aynı’ çocuklar da var bu dünyada. Tabii suçlanması gereken onlar değil, onlara bu zihniyeti öğretenler. Bu ancak bambaşka bir yazının konusu olabilir ve beni aşar. Ancak şunu saptamak zor değil: Kendileri gibi görünmeyene karşı sert ve kırıcı yaklaşabilen bu çocuklar, farklılığı sanki cezalandırılması gereken bir durum gibi algılıyor ve farklı olanın ‘muhakkak’ dönüşerek kendilerine benzemesini tercih ediyor. Aslında bu, büyüklerin faşist dünyasının küçük bir provası. Hepimiz böyle olaylar gördük zamanında ya da bizzat yaşadık. Bugün de benzer durumlar yaşanıyor.
Lafı çok uzattım ama, Rengini Arayan Pudra’yı okurken, tüm bunlar bir kez daha aklımdan geçti. Adeta bir albino çocuk gibi, diğer yarasa arkadaşlarına hiç benzemiyordu Pudra. Adı üstünde, pudra gibi bembeyazdı. ‘Yarasalar çirkin ve siyah olur’ yargısını yıkmak için var olmuş gibiydi. Oysa siyah yarasalar da Pudra da, hepsi çok güzeldi. Arkadaşlarına benzemediği için üzülen Pudra beyaz haliyle farklı ve pırıl pırıl görünüyordu. Betül Sayın, yarasa gibi hemen hemen hiç tercih edilmeyen ve ne yazık ki sevimsiz kabul edilen bir hayvanı seçme cesaretini gösterdiği için kocaman bir tebriği en başta hak ediyor. Hayvan sevgisini, farklılığın güzelliğini, arkadaşlığın önemini mükemmel bir hikayeyle anlatmış. Neyse ki arkadaşları Pudra’yı farklı olduğu için aşağılamıyor, hatta çok seviyor. Pudra’nın beyaz olduğu için yaşadığı kaygıları, gerçek bir dostluk örneği göstererek gideriyorlar.
Uzun süredir savunduğum bir fikir bu kitapla daha da pekişti: ‘Farklı olmak’ hakkında ya da ‘farklılıklar’la ilgili daha fazla kitap yazılması gerekiyor. Bunu çocuklara anlatmanın en güzel yolu, her güzel yolda olduğu gibi yine karşımıza çıkan hayvanlardan geçiyor. Pudra da bu hayvanlardan biri olarak ‘seçilmiş’ ve unutulmayacak bir karakter olmayı başarmış. Hem yazıp hem çizebilmek, bir çocuk kitabı yaratıcısı için büyük lüks. Betül Sayın, sahip olduğu bu lüksün hakkını veriyor. Zorlamayan, akıcı metinleri kadar naif ve sempatik çizimleriyle de atlanmaması gereken isimlerden biri. 2007’de Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği (ÇGYD) tarafından Yılın En İyi Resimli Öykü Kitabı seçilen Köstebek Kuki’nin yaratıcısı olan Sayın’ın çok sevdiğimiz 5 Çocuk 5 İstanbul adlı kitabı ise 2006’da Uluslararası Çocuk Kitapları Kurulu (IBBY) Onur Listesi’ne seçilmişti. Pudra vesilesiyle, Günışığı Kitaplığı’nın çocuk edebiyatına katkısına bir kez daha şapka çıkarıyoruz.
Betül Sayın, bu kitabı yazarken yarasayı neden seçti bilmiyorum. Ama yarasaların hayatımız için önemini, başta çocuklar olmak üzere herkesin fark etmesini dilerim. Sivrisinek ve güve gibi böceklerle beslenen bu memelilerin aslında zararlı değil son derece yararlı olduğunu, yok olmaları halinde başta tarım olmak üzere pek çok alanda zarar göreceğimizi bilmek önemli! Sayın’ın sayesinde, Pudra’nın güzel çizimlerinden ve hikayesinden etkilenen birçok çocuğun bu konuyu araştırıp öğreneceğine, sadece yarasaları değil tüm hayvanları korumak için özen gösteren bir yetişkin olacağına dair inancım sonsuz. Dünyayı ‘çocuklar’ kurtaracak. Sadece bir insanı değil, bir hayvanı da sevmekle başlayacak her şey! Çocukların bu kitapla birlikte, yaşayan her varlığa karşı doğru davranış geliştirme konusunda bir adım daha ilerleyeceklerini görebilmek umut verici.
Gökçe Gökçeer
Subscribe
0 Comments
oldest