Yıldız Savaşları’nın yönetmeni George Lucas’tan Halide Edib belgeseli
Posted by gülenay börekçi on April 9, 2011 · 5 Comments
Halide Edib’in feminist hareketin başlatıcılarından biri olarak şöhreti yurtdışında bizdekinden daha büyük. Ayrıca popüler kültürde de önemli bir yeri var. Mesela Yıldız Savaşları ve Indiana Jones gibi efsane filmlerin yaratıcısı George Lucas’ın bir Halide Edib belgeseli çektiğini biliyor muydunuz?
Yıldız Savaşları’nın yönetmeni George Lucas’tan Halide Edib belgeseli
İpek Çalışlar, “Latife”den birkaç yıl sonra kaleme aldığı ve şimdiden epey gürültü koparan ikinci biyografi kitabı “Halide Edib”in başında, “Onun, romanlarını geride bırakan hayatını çok geç keşfettim” diyor. “Fikirleriyle öne çıkmış, kitlelerin sevgilisi olmuş, uluslararası üne sahip bu kadını ya yanlış tanıyorduk ya da tanımıyorduk…”
100 yıl önce toplumu derinden etkileyen romanlar yazan ve kadınların eşitlik mücadelesinin başına geçen, Türk edebiyatının bu kendine has şahsiyetini ben de tanımıyordum. Daha doğrusu ona dair bildiklerim epey sevimsizdi; mandacı olduğu, Amerikan hayranlığı beslediği gibi şeyler… Halide Edib’in iyi bir eş ve iyi bir anne olmak için eşitlik istediğini, siyasi mücadelesine kadın haklarını savunarak başladığını, bu isteğini gazete sayfalarında ilan ettiği için linçle yüz yüze geldiğini bilmiyordum. Erkeklerin birden fazla kadınla yasal olarak nikahlanabildiği yıllarda, üstüne yeni bir eş getiren kocası Salih Zeki’den boşanmayı başardığını ve bunun bir ilk olduğunu… Romanlarında yarattığı cesur kadın kahramanların da desteğiyle muazzam bir eşitlik kavgası başlattığını… Romanlarının sonunda onları gelenekçileri çok da kızdırmamak için “mecburen” öldürse bile, aşık oldukları ama evlenemeyecekleri adamlarla nikahsız yaşamayı göze alan kadın karakterleri aracılığıyla cinselliği korkusuzca ifade ettiğini… Bunların hiçbirini bilmiyordum…
Feminist hareketin ikonu
Halide Edib’in feminist hareketin başlatıcılarından biri olarak şöhreti, anlaşılan yurtdışında bizdekinden çok daha büyüktü. Özellikle İtalya ve ABD’de açılmış feminist sitelerin birçoğunda dünya tarihinin öncü kadınları arasında anılıyordu. Feminist hareketin ikonlarından biri olarak hep onun adı geçerken, forumlarda ondan ve fikirlerinden sıkça söz ediliyordu. Genç yazarlar, araştırmacılar, aktivistler onun cesaretine,yeteneklerine, kaleminin ve belagatinin kuvvetine, kitleleri peşinden sürükleme becerisine ve güzelliğine methiyeler düzüyordu.
Dahası, popüler kültürde de önemli bir yeri vardı. Mesela, bizim yönetmenlerimiz uyurken, “Yıldız Savaşları” ya da “Kutsal Hazine Avcıları” gibi çoktan kült olmuş filmlerin yapımcısı ve yönetmeni George Lucas’ın bir Halide Edib belgeseli çektiğini biliyor muydunuz?
“Sinemanın Shakespeare’i” lakaplı ünlü Amerikalı yönetmen George Lucas, Halide Edib’in adını ilk kez “Young Indiana Jones” dizisinin çekimleri için İstanbul’a geldiği sırada duymuş. Zaten dizinin küçük bir sahnesinde Zuhal Olcay’ın canlandırdığı Halide Edip görünüyormuş.
“Halide” belgeseli 3 yılda hazırlandı
O küçük karakterden etkilenen George Lucas, bu vesileyle bir süre daha araştırma yapmış ve sonunda Halide Edib’in mitolojideki “güçlü kadın” arketipini simgeleyen önemli bir figür olduğuna karar vermiş. Üç yıllık çalışmanın sonunda da ortaya senaryosunu Sharon Wood’un yazdığı ve ‘Genç Indiana Jones’ dizisinin birkaç yıl önce çıkan DVD versiyonunun sonuna eklenen “The Greedy Heart of Halide Edib” (Halide Edib’in İhtiraslı Kalbi) adlı film çıkmış.
Dizideki olayların geçtiği her ülke için üç belgesel filmin eklendiği DVD setinde ‘The Greedy Heart of Halide Edip’le birlikte Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet’in kuruluşuna dair iki film daha yer alıyor: “For the People, Despite the People: The Atatürk Revolution” (İnsanlar İçin, İnsanlara Rağmen: Atatürk Devrimleri) ile “The Ottoman Empire: A World of Difference” (Osmanlı İmparatorluğu: Farklı Bir Dünya).
Halide Edib belgeseli, 1919 tarihinde başlıyor. İşgal kuvvetlerinin İstanbul’u ve ülkenin diğer şehirlerini teker teker paylaşmaya hazırlandığı bu dönemde Halide Edib iki oğlunu güvende olmaları için yurtdışına gönderiyor ve milli mücadeleye fiilen katılarak ateşin ortasına dalıyor. Lakin savaşması yazmasına engel olmuyor. Halide boş kaldığı her an olup bitenlerin kaydını tutmaya devam ediyor, yani uzaktaki oğulları da dahil herkes yaşananları öğrensin diye anılarını yazıyor.
Rock’n Roll’dan Halide’ye ve doğaüstü güçlere
Osmanlı İmparatorluğu’nun son günlerinde İstanbul. Fırtınalı bir toplumsal arka plan. Bir ailenin sırlarla örülü hikayesi. Kahramanlarımız iki genç kız; Sultan Abdülhamid’in özel kaleminin kızları. Biri cesur, haşarı ve özgür fikirli; diğeriyse utangaç ve hayalci. Birbirlerine bağlılar ama hayatla ilgili seçimleri öyle farklı ki zaman içinde ister istemez farklı yönlere savruluyorlar.
(Onlar Halide ile Belkıs. Sonradan Halide Edib Adıvar ve Belkıs Sami Boyar olarak tanınacaklar. Biri eserleriyle dünya çapında ün kazanacak, diğeri 2017’ye, yani “Aşkımı Öldürdüm” romanı Koç Üniversitesi Yayınları tarafından yeniden yayınlanana kadar unutulacak.)
Pop kültürün Halide Edib’e duyduğu hayranlığın bir diğer örneği de Frances Kazan’ın yazdığı roman.
‘Arzu Tramvayı’, ‘Viva Zapata’, ‘Rıhtımlar Üstünde’, ‘Cennetin Doğusu’ gibi filmlerin artık hayatta olmayan büyük yönetmen Elia Kazan’ın son karısı olan Frances Kazan’ın romanı ‘Halide’s Gift’ (Halide’nin Hüneri) adını taşıyor. Frances, Elia Kazan’dan önce Rolling Stones ve Lynyrd Skynyrd gibi grupların menajeri Peter Rudge’la evliymiş, sonra ondan 40 yaş büyük Elia’ya aşık olmuş. Elia, Anadolu köylüsü şivesiyle, “Delidir ama iyi kızdır. Bu yaşımda bana bir yuva yarattı” dermiş.
Her neyse, ‘‘Halide Edip’in anılarını okuduğumda çok etkilendim” diyor Frances Kazan, “Ardından yoğun bir tutkuyla, adeta ateşle yazılmış romanlarına geldi sıra. İki radikal dünya, yani siyaset ve dişilik arasında parçalanmış olduğunu hissettiğim bu kadının ruhundaki çelişkiler beni büyüledi.”
Öte yandan Frances Kazan’ın, İpek Çalışlar’ın Halide Edib biyografisinden çok daha farklı bir eser kaleme aldığını söylemek gerek. Kazan kahramanını doğaüstü güçlerle, mesele medyumluk yetisiyle dünyaya gelen bir genç kız olarak tasvir ediyor.
Bugünlerde ortalıkta dolaşan rivayet o ki; Frances Kazan’ın Halide Edib’i konu eden kitabı, “İnci Küpeli Kız” adlı romanla karşılaştırılıyor. Düşsel ögelerle gerçeklerin iç içe geçtiği bu romanın da yakında sinemaya uyarlanacağı söyleniyor.
Gülenay Börekçi
Bunlar da ilginizi çekebilir :
Frances Kazan, Halide Edip’in “Anılar”ını okuyabiliyor ama biz ne yazık ki kendi dilimizde okuyamıyoruz. İlginç değil mi?
:) Niçin okuyamayalım? Can Yayınları Halide Edip’in anılarını birkaç cilt halinde yayınladı.
Halide Edip’in kastettiğim anı kitabı “The Turkish Ordeal” idi. Bu kitap çevrilemiyor ne yazık ki…
bu arada halide edib anılarını ve birçok romanını önce ingilizce yazmıştır. Sonradan Türkçe ye çevirmiştir ve arada büyük farklar oluşmuştur.
Rose Macaulay adli Ingiliz kadin yazarin Trabzon un Kuleleri Ingiliz Misyonerler Karadeniz de adli kitabinda ilginc bir Halide tiplemesi var.Roman yari biyografik unsurlar iceriyor.Hic yanki uyandirmamis olmasi ilginc.Yazari da konusu da ilginc.Bunlar hic yorumlanmamis.Bu Halide tiplemesinin Halide Edip ten esinlendigi izlenimi uyandi bende….