Hamdi Koç: “Atay olanları görse bir kez daha ‘Neredesin, ey okur?’ diye sorardı”
Melekler Erkek Olur, Çiçeklerin Tanrısı ve Bir Eski Kocanın Öğleden Sonrası adlı romanların yazarı Hamdi Koç, “Herhangi bir iyi romanı okumuş ve sevmiş olan hiç kimse Altınel’e gösterilen bu tepkiyi gösteremez, gösterenleri de hoş göremez” diyor ve devam ediyor: “Bu tür bir tepki edebiyat okuru refleksi değildir. Bence Atay da romanlarını böyle yobaz bir tutkuyla sevilsin diye yazmadı. Olanları görse, eminim, bir kez daha ‘Neredesin, ey okur?’ diye sorardı.”
Gülenay Börekçi
TUTUNAMAYANLAR polemiği
Şavkar Altınel: “Ataistler ve ben”
Altay Öktem: “Altınel’e gösterilen tepkiye, eleştiriye tahammülsüzlük diyemeyiz”
Mine Söğüt: “Altınel’e ateş püskürenler kişiliklerinin şifrelerini veriyor”
Hakan Bıçakcı: “Tutunamayanlar değil, kendini tutamayanlar…”
Toros Öztürk: “Şavkar Altınel’e sarfedilen sözlere en çok Oğuz Atay bozulurdu”
Tolga Meriç: “Kimse Oğuz Atay’ı sevdiği için aptal çıkmayacağı gibi, sevmediği için de aptal çıkmaz!”
“Atay olanları görse bir kez daha ‘Neredesin, ey okur?’ diye sorardı”
Herhangi bir iyi romanı okumuş ve sevmiş olan hiç kimse Altınel’e gösterilen bu tepkiyi gösteremez, gösterenleri de hoş göremez. Bu tür bir tepki edebiyat okuru refleksi değildir. Bence Atay da romanlarını böyle yobaz bir tutkuyla sevilsin diye yazmadı. Olanları görse, eminim, bir kez daha ‘Neredesin, ey okur?’ diye sorardı. Sonuçta Altınel görüşlerini medeni bir dille ifade etmiş. Adam ol, sen de ona cevaben Tutunamayanlar’ın neden büyük roman olduğunu yaz, madem görüş belirtmeye o kadar meraklısın. Niye küfür ediyorsun? Sen kimsin? Hayatta ne başardın? Ayrıca kim sana fikrini soruyor, ey takma isimli ziyaretçi? Acıdır, internet demokrasisi nedense hep korkakların ve yeteneksizlerin kullandığı bir demokrasi oluyor. Meydanı boş bulan her loser ona buna sallıyor, bu örnekte de koskaca şaire, hayatını edebiyata adamış bir yazara, Şavkar Altınel’e laf ediyor. Tutunamayanlar’ı okumuş, sevmiş, sindirmiş, hatta ona aşkla bağlanmış biri Altınel’in görüşlerini yüzünde gülümsemeyle okurdu ve kendi kendine sorardı, ‘Acaba bana şimdiye kadar aklıma gelmeyen ya da farketmediğim bir şeyi düşünme şansı veriyor mu?’ diye. Oysa bu ‘ey okur’lar belli ki bir romanı sevmeyi de bir roman tarafından değiştirilmeyi de kabul edememiş tipler. Haksızlığın en büyüğünü en sevdikleri romancıya ve en sevdikleri romana yapıyorlar, onun da farkında değiller. Allah islah etsin, ne diyeyim.
Hamdi Koç
Subscribe
0 Comments
oldest