Marquis de Sade’dan ilhamla yaratılan giyim markası: Juliette et Justine
Posted by gülenay börekçi on April 1, 2012 · 3 Comments
Juliette et Justine bir Japon kılık kıyafet markası. Fotoğraflara bakarsanız, markanın Japonya’da pek gözde olan Gothic Lolita akımı çizgisinde olduğu görülüyor. Tabii bu Lolita’nın Vladimir Nabokov’un romanıyla zerrece alakası olmadığı da ortada… Yaratıcılarının esas ilham kaynağı, isimden de belli olduğu üzere, Marquis de Sade’ın Justine ve Juliette adlı iki yapıtı. Marquis Justine’i 1789’da henüz hapishanedeyken kaleme almıştı. Hapisten çıktıktan yaklaşık 10 yıl sonra da kahramanı Justine’in daha karanlık ve daha vahşi alter egosu Juliette’in hikayesini yazdı. Fakat ona yönelik ithamların ağırlığı sebebiyle, ikisini de adını gizleyerek, yani isimsiz bir şekilde yayınlayabildi. Gelin görün ki Juliette, yayınlanır yayınlanmaz Marquis’nin bir kez daha hapse girmesine yol açtı.
Giyim markası Juliette et Justine’e gelince; 18. yüzyıl Fransa’sının gözde ayrıntılarından yararlanan bir çizgiyi sürdürüyor, yani roman karakterleri Juliette ile Justine’in giymesi pek muhtemel olan danteller, ipekler, fırfırlar, volanlar, pililer ve balon etekler üretiyor. Şık ama doğrusu bir parça da müsamere tarzında…
Gülenay Börekçi
via Flavorwire
Bunlar da ilginizi çekebilir :
estetik… sade de egoist bir estetik yok mudur?
Beğeni, donmuş, statik bir şey değil, tam tersine; gelişen, oluşan, daha doğrusu eğitime gereksinme duyan bir yetidir. Bunun içindir ki, estetik eğitim görmüş, beğenisi incelmiş bir kimsenin vereceği estetik yargı ile böyle bir eğitimden yoksun kalmış bir insanın vereceği estetik yargı, doğal olarak farklı olacaktır. Ve yine doğal olarak bunların estetik yargıları arasında herhangi bir uzlaşma bulunmayacaktır. Böyle bir halde, sanat ile sanat olmayış arasındaki kesin sınırlar ortadan kalkar, kaybolur. O halde, kültür faktörünün yanında, eğitim de beğeniyi belirler, beğeni eğitim bakımından da rölatiftir. Tıpkı “Moda” adı verilen ve sektörleştirilmeye çalışılan kazanç odağı gibi… Moda yapaydır, sanatsal yanı ve gerçekliği… Read more »
Haklısın Filiz. Çünkü birileri romanlar yazıyor tüm hayatını, zihnini ve ruhunu vakfederek, kimi zaman ölümü veya en azından karalanmayı göze alarak, Sade ve Nabokov gibi. Birileri de oradan para kazanmanın yolunu arıyor, “Juliet et Justine” markası gibi…