Egoist okur

Marion Deuchars’a göre kendini sevme sanatı

Bob onun adı. Tüm kuşlar gibi bir kuş o da. Kendinden de pek memnun, kendiyle barışık. Ama bacakları sıska mı sıska! Kendisi bunun farkında bile değil üstelik. Diğer kuşlarsa acımaz mı acımasız! Bob’u küçümsemek, onun sıska bacaklarıyla alay etmek ne kadar da eğlenceli geliyor onlara. Ve Bob, kendine saygılı bir kuş da olsa, tüm kuşların yapacağını yapıyor ve aykırı olmamaya çalışıyor. Bacaklarının daha da kalınlaşacağı ümidiyle bol bol yiyor, spor yapıyor. Bacaklarını saklamak için bol elbiseler giyiyor. Peki sonra ne oluyor? Devamını Marion Deuchars‘ın Bob ve Gaga Sanatı adlı kitabında okuyalım mı? Kitabı Sima Özkan çevirmiş, bu yazıyı da o yazdı.

Marion Deuchars röportajı: Mona Lisa’nın gülüşünü çizebilir misin?

Marion Deuchars’a göre kendini sevme sanatı

Bob onun adı. Tüm kuşlar gibi bir kuş o da. Kendinden de pek memnun, kendiyle barışık. Ama bacakları sıska mı sıska! Kendisi bunun farkında bile değil üstelik. Diğer kuşlarsa acımaz mı acımasız! Bob’u küçümsemek, onun sıska bacaklarıyla alay etmek ne kadar da eğlenceli geliyor onlara. Ve Bob, kendine saygılı bir kuş da olsa, tüm kuşların yapacağını yapıyor ve aykırı olmamaya çalışıyor. Bacaklarının daha da kalınlaşacağı ümidiyle bol bol yiyor, spor yapıyor. Bacaklarını saklamak için bol elbiseler giyiyor. Ancak hiçbiri işe yaramıyor. Çünkü o sıska bacaklı bir kuş. Onu Bob yapan o bacakları.

Derken, kendini nasıl değiştirebileceğine kafa patlatırken, dünyanın en ünlü sanatçılarının eserleriyle çevrili bir sanat galerisinde buluyor kendini ve Bob esinleniyor, büyüleniyor, ilhamı kapıyor! Madem bacaklarını değiştiremiyor, onu üzen kuşları değiştiremiyor, o da başka şeyleri değiştirir. Başlıyor gagasını her gün başka renk ve desenlerle boyamaya. Tüm kuşlar ona hayran kalıyor. Bob, Matisse’in rengârenk yapraklarını, Jackson Pollock’un özgür boya damlalarını kopyalıyor. Farklı olmanın, tüm o ressamların yaptığı farklı ve aykırı sanat gibi, pek de kötü bir şey olmadığını düşünüyor. Sanat sayesinde, onun farklılığını dışlayanlarla yüzleşiyor adeta. Sanata yeteneği var ve bu özelliği öteki kuşlardan ayırıyor, doğruya doğru. Kendine güvenini yeniden kazanmasına ne engel olabilir ki?

Deuchars, kitabın sonunda bizi şaşırtıyor. Bir gün, Bob gagasını doğal renginde bırakıyor. Diğerleri, bu gaganın parlak olduğunu düşünüyor (muhtemelen orijinal rengini unutmuş oldukları için). Muzipçe ve parlak bir fikir. Sanatçı Bob, bu süreçte kendisini ve benlik saygısını geliştiriyor. Kendine güveninin dönüşü muhteşem oluyor!

Marion Deuchars’tan Bob ve Gaga Sanatı, farklı olmanın, aykırı olmamaya çalışırken bambaşka olmanın, kendini sanatla ifade etmenin ve sanat sayesinde sınırların nasıl da aşılabileceğinin heyecan verici hikâyesi. Bir “olma” anlatısı, “olduğun gibi olma” ve bunu gururla taşımanın resmi. Aslında akran zorbalığını, kendine güven ve yaratıcılıkla ne de güzel aşılabileceğini anlatan benzersiz bir kitap. İçimizdeki ya da dış görünüşümüzdeki farklılıkları sevmenin bir hayat sanatı olduğunu dillendiriyor. Siyah, beyaz ve kırmızının hâkim olduğu, basit ve yalın çizimleri, kısa ama her bir kelimeyle pek çok şey anlatan metniyle çocuklar kadar yetişkinlerin de başucu kitabı olabilir.

Bob ve Gaga Sanatı, Marion Deuchars’ın 2016’da yayınlanan ilk kitabı. İskoçya doğumlu Deuchars dünya çapında Samsung, HP, Formula 1 gibi pek çok reklamda kullanılan el yazısı çalışmaları ve The Royal Mail pullarındaki orijinal tasarımlarıyla tanınan bir illüstratör. Aldığı ödüller arasında en dikkat çekici olanı George Orwell’ın Burma Günleri için tasarladığı kitap kapağıyla aldığı “V&A 2010 Kitap Kapağı İllüstrasyonu” ödülü. Ayrıca çocuklar için hem yazıp hem de resimlediği, Türkçeye de çevrilen iki de sanat ve çizim kitabı var.

Bob ve Gaga Sanatı, Fom Kitap’tan çıktı, ben de çevirdim, sonra da gagam olmadığı için, içimdeki en aykırı rengi kendi rengine boyayıp kalbime astım.

Sima Özkan

Subscribe
Notify of

0 Comments
oldest
newest most voted
Inline Feedbacks
View all comments