Broca Sokağı Hikayeleri
Çocukların yaratıcılığının sonu olmadığının güzel bir örneği Broca Sokağı Hikayeleri. Bugüne kadar 20’den fazla dile çevrilmiş ve tüm dünyada 1 milyondan fazla satış yapmış. İki ciltten oluşuyor. İlkinde; birbirine âşık olan ayakkabılar, güzellik tutkunu cadılar, evlenmekten başka hayali olmayan devler, hayalet olduğunu kabul etmeyen hayaletler var. Her şeyi bilen ‘müneccim’ bebek de cabası! İkincisinde ise bir patatesin aşkına, süpürge dolabındaki cadıya ve Kutup Yıldızı’nı yutmak zorunda kalan küçük bir domuzcuğa tanık oluyoruz. Dahası da var elbette ama onlar Broca Sokağı’nda sizi bekliyor.
Broca Sokağı Hikayeleri
Tanışmakta geç kaldığım için üzüldüğüm Broca Sokağı Hikayeleri, yayımlandığı günden beri basında çok fazla yer almamış. Birkaç blogda tanıtımı yapılmış, anne-babalar okuyup beğenilerini bildirmiş, o kadar. Oysa yayımlanmasının üzerinden epey zaman geçmiş. Buna sebep, belki çok fazla noktada satılmıyor olması. Belki de basımı Gezi olaylarına denk geldiği için bir gaz bulutu içinde gözden kaybolmuştur, kim bilir! ‘Yeni bir kitap olmadığı için’ tanıtımının yapılmasına yanaşmayan yayınlar oldu. Bu noktada şu soruyu sormak gerek: Kitap tanıtım yazıları sadece ‘yeni’ kitaplardan mı ibaret olmalıdır? Yoksa keşfedilememiş iyi kitapları da okurlara tanıtmak mıdır esas olan? Tüm iyi kitaplar ve tabii Broca Sokağı Hikayeleri, bu bakış açısından daha fazlasını hak ediyor.
Fransız yazar Pierre Gripari, önsözde kitabın nasıl ortaya çıktığını anlatmakla işe başlamış. Ama büyükler için… Olur da, anlamazlar diye. Çünkü ona göre çocukların anlamadığı şey yok, olsa olsa büyükler anlamaz! Kitabın hikayesi biraz farklı… Paris’te gerçekten var olan ama çok az kişinin bildiği Broca Sokağı’nın masalcı amcası Bay Pierre, Cezayir göçmeni bakkal Sayid Baba’nın ve onun hemen yanındaki otelin sahibi İtalyan Riccardi’nin çocuklarına bir buçuk yıl boyunca hikayeler anlatmış. İlk başta tek tük anlattığı hikayelerin ucu kaçıvermiş. Bakmış ki her gün, ama her gün, çocuklar ondan hikaye dinlemek istiyor. O da çocukları kırmamak için, her seferinde kendi de biraz daha inanarak, anlattıkça anlatmış. Bir gün, anlatacak hikaye kalmadığını fark etmiş. Ancak zeki Bay Pierre, bu sorunun altından ustalıkla kalkmayı bilmiş. Ve çocuklara demiş ki; ‘biraz da siz bana hikaye anlatın!’ Her perşembe öğleden sonra bu sokakta buluşup birbirlerine hikayeler anlatmışlar. Hepsi o kadar güzelmiş ki, Pierre Gripari bunlardan bir kitap yapmaya karar vermiş. Kısacası, kitaptaki her hikaye aslında çocuklara ait. Gripari sadece onları düzenleyip okunacak hale getirmiş.
Çocukların yaratıcılığının sonu olmadığının güzel bir örneği Broca Sokağı Hikayeleri. Bugüne kadar 20’den fazla dile çevrilmiş ve tüm dünyada 1 milyondan fazla satış yapmış. Kitap iki ciltten oluşuyor. İlkinde; birbirine âşık olan ayakkabılar, güzellik tutkunu cadılar, evlenmekten başka hayali olmayan devler, hayalet olduğunu kabul etmeyen hayaletler var. Her şeyi bilen ‘müneccim’ bebek de cabası! İkincisinde ise bir patatesin aşkına, süpürge dolabındaki cadıya ve Kutup Yıldızı’nı yutmak zorunda kalan küçük bir domuzcuğa tanık oluyoruz. Dahası da var elbette ama onlar Broca Sokağı’nda ve kitabın sayfaları arasında sizi bekliyor. Metni Fransızca orijinalinden çeviren Deniz Tan’a ve önce karikatürleriyle tanıyıp sonra daha geniş alanlarda keşfetme şansına sahip olduğumuz Sadi Tekin’e de teşekkür etmek şart. Zira çok iyi iş çıkarmışlar. Gönül ister ki daha çok kişi Broca Sokağı Hikayeleri’ni okusun. Şimdilik sadece Kipitap.com’dan, İstanbul Göktürk’teki Düşevi, Caddebostan’daki İyi Cüceler ve Nişantaşı’ndaki Yalvaç Abi kitabevlerinden edinebilirsiniz.
Gökçe Gökçeer
Subscribe
0 Comments
oldest