Egoist okur

Sevinç çığlıklarımı duyabiliyor musunuz?

Yıllardır beklediğim kitap nihayet çıktı. Şimdi bir süredir unuttuklarımı hatırlıyor, bilmediklerimi keşfetmek istiyorum. Ve elime Selim İleri’nin “Edebiyatta Sevdiğim Romanlar Kılavuzu”nu alıp sahaf turlarına çıkıyorum.

“Masum geçinenlerin hiçbiri iktidardakilerden daha az kötü değil”

selim ileri egoistokur gulenay borekci everest yayinlari

Sevinç çığlıklarımı duyabiliyor musunuz?

“Edebiyatta Sevdiğim Romanlar Kılavuzu”nu anlatmadan önce kadri bilinmemiş eserleri her vesileyle hatırlaması, hatırlatması açısından edebiyatta hakkaniyetin, merhametin de simgesi saydığım Selim İleri’den söz edeyim ve size onu birkaç küçük sırrıyla anlatayım. Çocukken yumurta kabuğundan kasap kağıdına kadar pek çok şeyi saklarmış. Bugün de çöp evleri olanların farklı bir yaratılışları olduğunu, bambaşka bir merhamet taşıdıklarını düşünür. Olağanüstü duyarlı ve vicdanlıdır. Kendi deyişiyle “ipte kalmış mandalların yağmur altında üşüdüğüne, parçalanmış kâğıtların canının yandığına” inanır.

Bunları anlattım, çünkü Everest Yayınları’ndan çıkan “Edebiyatta Sevdiğim Romanlar Kılavuzu” tam da böyle bir ruhun ürünü. İleri, yarım yüzyılı aşkın okuma serüveninde yolunu aydınlatan ama bazıları ihmal edilmiş ve bir kısmı unutulmuş kitaplara ve yazarlara gönül borcunu öderken, Türkçe romanın tarihteki seyrini takip etmek, roman sanatımızın inceliklerini öğrenmek isteyen günümüz okurlarına da bir yol haritası sunuyor. İçinde Hüseyin Rahmi Gürpınar, Halide Edib, Peyami Safa, Nahid Sırrı Örik ve Sabahattin Ali’nin eserleri de var; Safiye Erol, Samiha Ayverdi, Kerime Nadir, Muazzez Tahsin Berkant’ın yazdıkları da… Ahmet Mithad Efendi’yle başlayan kitap uzun bir yol kat ediyor ve Adalet Ağaoğlu’yla son buluyor.

Rica ediyorum PR gücüyle pompalanan “Ölmeden Önce Okumanız Gereken 1001 Kitap” tarzı ithal derlemeleri unutun. Selim İleri, edebiyatımızın 1874-1980 arasında yazılmış binlerce eseri arasından seçtiği 229 romanı tanıttığı eşsiz bir rehber kitap yaratmış. Sözünü ettiği kitapların bazıları dünyanın belki de hiçbir mühim antolojisine girmeyecek, adı sanı çoktan unutulmuş, “yüksek” eleştirmenlerin horgördüğü romanlar. Ama lütfen kaşlarınızı öyle havaya kaldırmayın, başta söylemeye çalıştığım gibi, işin güzelliği de zaten burada.

Gülenay Börekçi

Subscribe
Notify of

0 Comments
Inline Feedbacks
View all comments