Sima Özkan’la kitaplar hakkında konuştuk
Sima Özkan’ı çevirmen olarak tanıyoruz. Bugüne dek, Neil Gaiman, Emily Gravett, Isol, Steve Antony, Claire Freedman, Julia Donaldson ve Marion Deuchars yazarların eserlerini aktardı dilimize. Temiz, Bir Daha!, Dinozorlar Don Sever ve tabii sonrasında tüm don severler serisi, Uzay Denen Karanlık, Bob ve Gaga Sanatı çevirilerinden bazıları. Bir de elbette kendi yazdığı kitaplar var. Bunlardan sonuncusu, Redhouse Kidz Yayınları’ndan yeni çıkan Soso’nun Kompost Kitabı.
Kitabın ortaya çıkış hikayesini şöyle anlatıyor yazar: “Okul öncesi öğretmenliği yaptığım o kısa ve tüm hayatımı hâlâ etkileyen güzel dönemde, çocuklarla geri dönüşüm konusunu işlemiştik. Yeni şeyler keşfetmelerini sağlayacak bir çalışma yapmak istiyordum onlarla. Aklıma anneannemin öğrettiği ve çocukluğum boyunca farkında olmadan ürettiğim kompost geldi. Bu kitabı da işte büyüdüğüm bahçe, her daim mis gibi kokan toprak, solucanlar ve heyecanlı öğrencilerim için yazdım.
Sima yazarken değil, ne yazacağımı hayal ederken, yazacağı hikâyenin geçtiği dünyayı kafasında canlandırırken eğlenenlerden. Suzy Lee, Axel Scheffler, Adam Rex, David McKean, Britta Tickentrup, Terry Fan ile Eric Fan gibi hayranlık duyduğu çizerlerin resimlerinin onun cümlelerine eşlik etmesini de çok zevkli buluyor. Peki kendisi neler okuyor? İşte onun cevapları da aşağıda.
Neil Gaiman bu kez çocuklar için yazdı: BİJBİDTEG
Suya sabuna dokunan kitaplar mı, eğlendiren kitaplar mı?
Çocukken neler okuyordun? En sevdiğin kitaplar hangileriydi? Ne bileyim, o zamanlar senden kaçırılan kitaplar var mıydı, gizli gizli neler okurdun?
Pıtırcık’lar, Afacan Beşler serisi, Muzaffer İzgü’nün Anneannem serisi, Gülten Dayıoğlu ve İpek Ongun kitapları; Jules Verne’inkiler gibi fantastik klasikler; Bilim Teknik, ilk çıktığı günden beri Bilim Çocuk, National Geographic gibi dergiler, Tübitak kitapları, ansiklopedilerden hayvanlar, coğrafi olaylar, ülkeler… Lisedeyken hayalim, National Geographic için fotoğraflar çekip dergiye yazmak ya da belgeselleri Türkçeye çevirmekti. Şanslıyım ki çocuk kitaplarının editörü ve çevirmeni oldum. Okuldaki fen bilgisi derslerindense pek hoşlanmadığım için, annem bu dergilere üye olmama izin vermezdi. Ama annemin kredi kartını ödünç alıp ilk internet alışverişimi yaptığımı çok iyi hatırlıyorum.
Kitapla ilgili kötü alışkanlıkların oldu mu? Mesela hiç kitap çaldın mı veya ödünç aldığın bir kitaba el koydun mu?
Kitaplarımı ödünç vermeyi hiç sevmem. Başkalarından almayı da artık sevmiyorum. Ödünç alır ve o kitabı çok seversem gidip kendime de alıyorum. İşte bu çok saçma. Kütüphaneden ya da arkadaşlarımdan alıp vermediğim kitaplarım var, itiraf ediyorum.
Bir insan okumayı ne kadar severse sevsin, nihai seçimini en baştan yapmaz, farklı ve değişik şeyler okur, arada “yaramaz” seçimler yapar. Senin de bu tür ara dönemlerin oldu mu? O ara dönemler şimdi de sürüyor mu?
Lisedeyken o dönem çok satan kitapları da okurdum. Bu yüzden o yaşlarda okuyamadığım tüm o güzel kitapları okumak için hep geç kaldığımı hissetmişimdir. Maeve Binchy kitaplarının hepsini arka arkaya okuduğum bir dönem oldu mesela. Sonra sadece Antik Mısır’la ilgili kitaplar okuduğum bir dönem. Sadece uzaylılarla ilgili kitaplar okuduğum bir dönem de olmuştu. Hiçbirinden pişman değilim. Şimdi bu dönemler için pek zamanım yok. Nokta atışı seçimler yapmak ya da resimli hikâye kitaplarının tadını çıkarmak istiyorum.
Öğretmenlik de yaptığın için işin bir de o yanını sorayım, öğretmen olmak kitap seçimlerini etkiliyor mu? Yani bir sorumluluk hissediyor musun birine kitap önerirken?
Öğretmenken “suya sabuna dokunan kitaplar”, bir de “çocukları eğlendiren” kitaplar diye ikiye ayırırdım. Hatta kendi seçimlerimi de hâlâ bu şekilde yapıyorum. Bir kitabı okurken iyi vakit geçiriyorsam, kahkahalarla gülüyorsam ya da kitap bittikten sonra o metin ya da çizimler beni pek çok şey hakkında düşünmeye, araştırmaya, anlatmaya itiyorsa o kitap bence güzeldir.
Ne tür kitapları sever, okursun?
En çok resimli hikâye kitaplarını severim. Sessiz resimli kitapları da. Doğayla ilgili kitapları okumayı severim. Dönüp dönüp okuduklarımı severim: Yusuf Atılgan, Sevim Burak, Tomris Uyar, Leylâ Erbil, Murathan Mungan. Latin Amerikalıları ve Afro-Amerikanları severim.
Okumak için tercih ettiğin özel bir saat ve yer var mı? Bizimle ideal okuma deneyimini paylaşır mısın?
En güzel, yollardaysam ya da açık havadaysam okurum. Ayakta, soğukta, vapurda. Parklarda, banklarda, rötar yapan bir uçağı beklerken, ayaklarım denizin içindeyken, ağaçların altında yürürken.
Kütüphanenin bir haritasını çiz desem ne anlatırsın? Okumayı en az senin kadar seven biri kütüphaneni görse ne hazinelerle karşılaşır? Bir de orada bizi şaşırtacak, senden beklemeyeceğimiz ne buluruz?
Çocuk kitaplarım, yetişkin kitaplarım ayrıdır. Şiirlerim, öykü ve romanlarım ayrıdır, kuram kitaplarım ayrıdır. Yabancı dillerdeki kitaplarım ayrıdır ve en sevdiklerim ayrı ayrı başka yerlerde, kendine ait köşelerdedir. Aldığım eğitimler nedeniyle çok fazla kuram, tiyatro ve Latin Amerika edebiyatı kitapları sanırım benden beklenmeyen kitaplar olabilir. Çocuk kitaplarına geri dönmüşlerdenim ben. Yıllarca hiç çocuk kitabı okuyamadım. Okumam gereken, okumak zorunda olduğum, okumadan duramadığım başka kitaplar vardı hep. Bir gün çocuklar için yazacağımı da hiç tahmin edemezdim. İşte böyle birinin kütüphanesi diyebiliriz.
Sehpanın, masanın üstünde hangi kitaplar duruyor şu an?
Sevgili Adnan Binyazar’dan Masalını Yitiren Dev. Permakültüre Giriş. Havada, Karada, Suda.
Rafta gördüğün zaman seni hangi kitaplar heyecanlandırıyor?
Çizimleriyle beni kendine çeken resimli hikâye kitapları.
Asla almam dediğin kitaplar var mı? Ne tarz kitapları ya da yazarları hiç okumazsın?
Romantik kapak tasarımları olan ve haliyle romantik kitapları asla almam ve okumam. –
Hakkı yenmiş kitaplar dendiğinde aklına hangileri geliyor?
İlk üç sayfası okunup okumaktan vazgeçilmiş kitaplar.
Son zamanlarda yayımlanan kitapları düşünürsen, bir keşiften söz edebilir misin? Bir gün herkes şu kitaptan ya da şu yazardan söz edecek gibi…
Artık şu kitaptan ya da şu yazardan söz ediliyorsa, bu sadece “iyi” ve “farklı” olduğu için değil ki. Ben eskiden yazılmış şeyleri keşfetmeyi daha çok seviyorum. Belki de başkalarının çoktan keşfettikleri…
Sima Özkan’ın yangında ilk kurtaracağı 10 resimli kitap
The Day The Crayon Left Home, Drew Daywalt, Oliver Jeffers
Temiz, Emily Gravett
Dalga, Suzy Lee
Abzzzz… A Bedtime Alphabet, Isabel Minhos Martins, Yara Kono
Daytime Visions: An Alphabet, Isol
My Collection of Collections, Nina Chakrabarti
Dedemin Adası, Benji Davies
T-Veg: The story of a carrot-crunching dinosaur, Smriti Prasadam Halls, Katherina Monalessou
Pandora, Victoria Turnbull
Gülenay Börekçi
Subscribe
0 Comments
oldest