Egoist okur

SON TOLSTOY: Zahar Prilepin

Hiçbir romanını okumadım ama yazılanlardan anladığım kadarıyla Ruslar bu yazarı bir rock yıldızını sever gibi seviyorlar. Sokaklarda posterleri satılıyor, imza günleri hınca hınç dolup taşıyor, dergiler, gazeteler boyuna ondan söz ediyor. Kısacası, son 10 yılda birçok önemli ödülü toplayan Zahar Prilepin, Rus gençliğinin yeni idolü.

SON TOLSTOY: Zahar Prilepin

Rusların yazıyla ilişkilerinin sağlamlığı ortada. Edebiyatın en önemli yazarlarından birkaçını hatırlamak yeter bunun için… Tolstoy, Dostoyevski, Puşkin, Gogol, Lermontov, Çehov, Gorki… Daha yakın tarihlere gelirsek Aleksandr Soljenitsin, İzak Babel, Vladimir Nabokov… Şimdi de Zahar Prilepin.

1975 doğumlu Zahar Prilepin Rus edebiyatının en parlak yıldızı. Rusya’da, Fransa’da hatta Çin’de kazandığı ödüllerinin haddi hesabı yok. Ülkesindeyse, her yazara nasip olmayacak türden kalabalık bir hayran kitlesi var. Halk onu bir rock yıldızını sever gibi seviyor. Sokaklarda posterleri satılıyor, imza günleri hınca hınç dolup taşıyor, dergiler, gazeteler boyuna ondan söz ediyor… Anlayacağınız; Zahar Prilepin, Rus gençliğinin yeni idolü.

Narsisist ve tehlikeli

Kendi adını taşıyan internet sitesinde, edebiyatın bu son parlak yıldızının karakterine dair ipuçları edinmek mümkün. Mesela aile bağlarına çok önem veriyor, eşiyle ve çocuklarıyla çektirdiği sayısız fotoğrafı var. Karısı belli ki onun çocukluk aşkı, çünkü ilişkilerinin her dönemine ait görüntüleri sitede yerini almış. Çocuklarıyla oynarken, arkadaşlarıyla iki tek votka atarken, köpeğini severken, saunada dinlenirken… Uyurken, yüzerken, hayranlarına sarılırken, başka yazarlarla hararetli tartışmalar yaparken, giyinikken, çıplakken… Prilepin’in Çeçenistan’da savaşırken bile fotoğrafı var. Doğrusu ben, hiçbir yazarın bu kadar çok fotoğraf çektirdiğini görmedim. Ne geçmişte, ne günümüzde. En narsisist ya da en PR sempatizanı olanların bile.

Çağdaşı olan çok satan yazarlardan farlı olarak Prilepin siyasi bir şahsiyet, hatta bir nevi kanaat önderi. Eh, filoloji öğreniminin ardından edebiyata boşvererek Rus Ordusu’nun özel polis birimine katılmış, 1996-99 arasında da Çeçenistan’daki sıcak savaşın içine dalmış. “Rus insanı savaşmak için yaratılmıştır zaten. Biz bu konuda başka halklarla karşılaştırılamayacak kadar yetenekliyiz” diyor. Bu son derece milliyetçi ve “tehlikeli” adam, Çeçenistan’dan döndükten sonra hem roman yazmaya başlamış, hem de aktivist olarak Rusya’daki siyasi partileri tek bir çatı altında toplamayı hedefleyen “Öteki Rusya” hareketine dahil olmuş. Şimdi Novaya Gazeta’nın editörü, yani siyasi gündemin tam merkezinde. Ayrıca faaliyetleri yasaklanan Ulusal Bolşevik Parti’de yöneticilik yapıyor. Dolayısıyla günümüz Rusya’sında olup bitenleri anlamak için Prilepin’i anlamak da şart.

30 kez tutuklandı

Sürekli olarak telefonları dinlenen ve siyasi görüşlerinden ötürü 30 küsur kere tutuklanan bu hırçın ve dikbaşlı adamın yazdıklarına gelince; deniyor ki romanları karanlık ve vahşi. Öte yandan halkına duyduğu inancı öylesine yürekten dile getiriyor ki bu onu üstadı Lev Tolstoy’la türdeş kılıyor. “Rusya’da gücünü, sabrını ve aşkını koruyabilen sadece halk oldu, geriye başka da bir şey kalmadı” diyor. Anlaşılan, Rus halkı Prilepin’in onlara duyduğu şefkati kitaplarını okuyarak ödüllendiriyor. Bütün romanları anında çok satan listelerine giren Prilepin, özellikle genç ve kentli okurlar arasında çok popüler. Üstelik ülkesinin Booker’ı dahil, son 10 yılın bütün önemli edebiyat ödüllerini kazanmış durumda. (Tolstoy benzetmesinin muhtemelen büyük abartı olduğunu eklemek gerek.)

Kitapları henüz dilimize çevrilmeyen Zahar Prilepin, Brejnev rejiminde büyümüş. İlkgençlik yıllarında ülkesinin yıkılışına tanıklık etmiş, Sovyetlerin bir ideolojiler bukalemunu gibi renkten renge geçişini görmüş. Romanlarında bir miktar Tolstoy mistisizmi, bir miktar Alman milliyetçiliği, bir miktar da Amerikan tarzı idealizm olması bundan. Kahramanları genellikle distopik bir dünyaya doğan gençler. Bir zamanlar eşkıya sayılanların artık hükümdar olduğunu, kirli hırsızlarınsa siyaset arenasında alkışlandığını izledikleri için onlar Rusya’nın “kayıp kuşağı”.

Son 150 yılda çıkan bütün Rus yazarların politik olmalarının tesadüf sayılamayacağını düşünen adamımız, “Dünyayı, elinde kelebek ağıyla dolaşan Vladimir Nabokov için bile geçerli bu. Ruslara dair yazan hiç kimse bu toprağın insanlarının devletle olan aşk-nefret ilişkisini görmezden gelemez” diyor. Ama o, Nabokov tarzında değil, Maksim Gorki ya da Dostoyevski tarzında politik… Kendilerinden çok daha kuvvetli bir iktidar odağıyla mücadele eden kırılgan insanları anlatırken, arınmanın karşı konulmaz güzelliğine övgüler düzüyor. Romanlarındaki en vahşi karakterler bile bir şekilde yürek burkuyor. Terörist olmak isteyen Negatif adlı punkçı genç, evinde yetiştirdiği çiçeklerle sohbet ederek huzur buluyor mesela.

“Erkek dediğin savaşmak için tasarlanmıştır”

“Patolojiler”, “San’ka, “Günah” ve “Terra Tartarara: Bu Benim Meselem” adlı romanların yazarı Zahar Prilepin’e yöneltilen en ciddi eleştiri hep kendini anlatması. Sonuçta Pathologies’in kahramanı gibi o da savaşmak için iki kez Çeçenistan’a gitmiş. Onu bu açıdan “Çanlar Kimin İçin Çalıyor”un yazarı Amerikalı Ernest Hemingway’e benzetiyorlar. Erkeklik ritüelleri, tıpkı İspanya İç Savaşı’na katılan ve edebiyat dünyasının en maço yazarlarından sayılan Ernest Hemingway gibi onu da büyülüyor. Ayrıca Hemingway gibi o da sıcak savaşın içinde olmayı erkekliğin en büyük sınavı olarak görüyor ve “Kadınlar çocuk doğurmak için, erkeklerse savaşmak için tasarlanmıştır” diyor.

“Putin gitmeli”

Prilepin, başbakan Vladimir Putin’den de, Kremlin’deki öteki “hırsızlardan” da nefret ediyor. Altında 34 kişinin imzasını taşıyan ünlü “Putin Gitmeli” manifestosunu kaleme alan kişi de zaten o.

“Kıyamet içimizde başlayacak”

Nobel ödüllü Aleksandr Soljenitsin’in edingenliği ve konformizmi reddeden tavrını hatırlatırcasına “Bir an önce harekete geçmezsek, kıyamet içimizde başlayacak” diyor.

“Ya değişim ya ölüm!”

“Rusya bıçak sırtında duruyor” diyor hala devrim hayalleriyle yaşayan Zahar Prilepin. “Önünde iki yol var: ya değişecek ya ölecek.”

Gülenay Börekçi

Subscribe
Notify of

4 Comments
oldest
newest most voted
Inline Feedbacks
View all comments
Olenkov
13 years ago

bu yazar nasyonal-sosyalistir, yani faşist.

abc
12 years ago

Prilepin Rus şovenistidir, kendi de kabul ediyor. Ancak ”faşist” demek abartı olur. Prilepin, Rusların ulusalcısıdır benim gözümde. Yıkılan bir ”imparatorluk” var, bir yenilgi var ortada. Ve Rusya halklarının Sovyet halkının bir dramı ve yoksulluğu var. SSCB’nin yıkılmasıyla başlayan yoksulluk hem maddi hem de manevidir. Zahar Prilepin işte bu drama gösterilen tepkiyi, istenilen rövanşı şahsında anlatıyor. Tabii ki I. Dünya savaşından sonra Almanların ruh haliyle ve aynı dönemki Türklerin ruh haline benzeyecektir. Nasyonal Bolşevik Parti denilen örgüt ise belli bir programı olan partiden ziyade, maceraperest sanatsal bir tarikattır. Fransa 68’inin Yeni Solu ile Rus ulusalcılğının bir karışımıdır, Rus faşistlerinin organize ettiği… Read more »

12 years ago

Çok teşekkür ederiz, bilgiler, tanıtım ve her şey için :)