Yaşar Kemal’i niçin seviyoruz?
Yaşar Kemal öldü, çok üzgünüz. O yüzden bir ay kadar önce, 18 Ocak’ta yayınladığım bu yazıyı yeniden okumanın tam vakti… Türk edebiyatının yaşayan en büyük ismi Yaşar Kemal‘in hastaneye kaldırıldığı haberini duyalı çok olmadı. O yüzden onu çok sevdiğini bildiğim bazı yazarlara ve şairlere gidip Yaşar Kemal’i anlattırdım. Hem usta iyileştiğinde okursa eğer biraz neşelensin ve gücünü daha […]
Read MoreYeraltı edebiyatı: Kendinle yüzleşmek eğlenceli değildir!
“Türk romancıları arasında, Fatih Kaynak dışında ‘ben yeraltı edebiyatçısıyım’ diyen bir yazara pek rastlayamayız” diyor Altay Öktem. Ona göre bizde “Yeraltı edebiyatçısıyım” demek, “Yazdığım kitabı okumayın” demekle eşdeğer. Yeraltı edebiyatı: Kendinle yüzleşmek eğlenceli değildir! ‘İlk Yarı: 10-0’ ve ‘Hiçliğin Aynasıydım Ben’ adlı romanlarından tanıdığımız Fatih Kaynak, herkesi rahatsız etme potansiyeli taşıyan cümleler kurmaya devam ediyor […]
Read MoreTam zamanıdır başımızı doğru yere eğmenin
“Sanırım hayat, AZ bir yere gitti. Her şeyin azı makbul gibi. Az düşün, az sev, azla yarat, az bil, az, az, az… Bu azlığa direnenler, ‘işe yaramayan insanlar’ durumuna düştü. Şizofren, duygusal, romantik, manik, bırakın kendi haline… durumuna düşürüldü. Azlıkları fazla olanla baş edilemezdi. Her şey sıradanlaştırıldığı gibi, zorlaştı da böylece. Sevinçlerin, gülüşlerin bile kontrol […]
Read MoreBurroughs, Ginsberg, Kerouac ve diğerleri: JUST BEAT IT!
“Aynı kitabın iki ayrı yayınevinden yayınlanmasına çok sık rastlamışızdır da, iki ayrı yayınevinin tek bir kitabı yayımlamak için bir araya gelmesi pek sık rastlanan bir durum değildir.” Sel Yayıncılık ile 6.45’in bir araya gelerek yayınladığı Beat Kuşağı Antolojisi bu açıdan da dikkate değer. Ama sadece o değil. “Beat” sözcüğü bizim ülkenin yasaklı sözcüklerinden biir artık. […]
Read MoreBiz uyurken uyumayanların romanı: TANRI ACIKINCA
Altay Öktem’in Tanrı Acıkınca adlı romanını okurken, “Ne şahane bir çizgi roman olur bundan” diye düşündüm. En iyi bildiğimiz yahut öyle sandığımız bir yerde, tam içimizde büyüleyici bir dünya, bambaşka bir coğrafya tasarlamış Altay. Bu coğrafyada engebeli dağlık araziler, kıvrımlı patikalar, yüzeyi düz ve parlak olan uçsuz bucaksız ovalar var. Aralarından şırıl şırıl sular akıyor. Biraz […]
Read MoreAltay Öktem: “Altınel’e gösterilen tepkiye, eleştiriye tahammülsüzlük diyemeyiz”
Tutunamayanlar Polemiği sürüyor… Şair-yazar Altay Öktem’i yazılarından, dergilerinden ve elbette Beni Yanlış Öptüler, Tanrı Acıkınca, Sonsuz Sıkıntı gibi kitaplarından tanıyoruz. Biliyorsunuz, zaman zaman Egoist Okur için de yazıyor… Öktem, Oğuz Atay’ın ona göre niçin bir çeşit dokunulmazlığı olduğunu anlatıyor, yani olaya tamamen farklı bir yerden bakıyor, hatta Altınel’e saldıranları anladığını ifade ediyor… Yazısında, “Oğuz Atay’ı sadece […]
Read MoreALTAY ÖKTEM: “Sivil tarihin en önemli protestosu Bush’a fırlatılan ayakkabıydı”
Altay Öktem’i size nasıl anlatayım? 46 yaşında, şair, yazar ve başka bi sürü şey… Beni Yanlış Öptüler, Tanrı Acıkınca ve yenilerde çıkan Sonsuz Sıkıntı, Altay’ın kitaplarından sadece birkaçı. Bu arada söylemezsem içim rahat etmez, Egoist Okur’un yazarlarından biri olarak da elbette kalbimizde ayrı bir yeri var. Burada bir ayakkabının, ama dünyaca ünlü olan bir ayakkabının […]
Read More30 bin kitabı nasıl tutukladılar!
“Şimdi sizinle birlikte kısa bir “yakın tarih” turu yapıp, 2006 yılında çekilmekte olan bir filmin stüdyosuna doğru yola çıkmak istiyorum. Konu: Korsan kitap, cd basımıyla ilgili bir film. Yer: Eskişehir’de, 6.45’in işlettiği bir mekânın alt katındaki depo. Yıl: söyledim ya, 2006. Deponun her yanında, yeni basılmış korsan kitaplar göze çarpıyor. Baskı makineleri, korsan cd’ler… Çok […]
Read More