Egoist okur

Aşkın sihri, simyası, ilmi, matematiği…

Aşk ve evlilik terapisti Ayala Malach Pines’in İletişim’den çıkan Aşık Olmak: Sevgililerimizi Neye Göre Seçeriz adlı kitabına göre, gerçek aşkın gizli çöpçatanları benzerlik, uygunluk, yakınlık… Ve hiçbir ilişki tesadüf değil. Hiçbir ilişki tesadüf değildir! Boy pos ya da güzellik dereceleri bakımından birbirine hiç de uygun görünmeyen çiftlere siz de eminim defalarca rastlamışsınızdır. “Bu kadın o […]

Read More

Çaresizliğin buruk tadı

İletişim Yayınları’ndan çıkan “Aksi Gibi” adlı öykü kitabında Pınar Öğünç, annesine benzemekten korkanların, kendisini beklemediği bir kavganın başaktörü olarak bulanların, bir masayla aynı evde otuz beş yıl yaşamaktan ruhu çürüyenlerin dünyasına çeviriyor bakışlarını. Çoğu öykünün sonunda, ağızda haklılığın ve çaresizliğin buruk tadı kalıyor. “Aksi Gibi”, gün içinde kendini birkaç kez mutlaka hatırlatıyor. Sıradanın gücü, haklı olmanın burukluğu […]

Read More

Roboski utancı: Unutmamak için…

“Ülkemizde adalet maalesef prangalarla bağlıdır. Önce idrak, ikrar, daha sonra tövbe ve özür olmadığı sürece de bu prangalar çözülmeyecektir. Roboski katliamının acılı ailelerine ve gözümüzün önünden hiç gitmeyecek o cenaze konvoyundaki bütün canlara sonsuz sevgi ve saygıyla.” (Rakel Dink’in yazısından) 28 Aralık 2011’de, Türkiye’ye ait savaş uçakları, Şırnak/Uludere’de Roboski (Ortasu) ve Bejuh (Gülyazı) köylerinin sınıra […]

Read More

Nasıl yani! Edebiyatta ekonominin yeri var mı?

Thomas Piketty‘nin beklenen kitabı Yirmi Birinci Yüzyılda Kapital çıktı. (İş Kültür Yayınları) Ben kitabı atlaya atlaya, daha doğrusu sadece edebiyat eserlerine referans veren bölümlerine göz atarak okudum. Okudum sayılmaz yani, karıştırdım. Ardından büyük romanları iktisatçıların gözüyle inceleyen Edebiyattaki İktisat geldi. (İletişim Yayınları) Gördüm ki edebiyat ve ekonomi birbirlerine o kadar da uzak disiplinler değilmiş… Roman dediğimiz […]

Read More

AYLİN BALBOA + Belki Bir Gün Uçarız: Bu kadın arıza!

Merve Açıkgöz gönderdi bu yazıyı. Aylin Balboa’nın İletişim’den çıkan kitabı Belki Bir Gün Uçarız’ı okuyup aşık olunca…  Öyle güzel anlatmış ki sanırım birazdan ben de Balboa’nın kitabını okumaya başlayacağım. Çünkü bugünlerde her şeyden çok uçabilmeye ihtiyacım var… Fotoğraf bu adresten alındı.   “Ben uçtum, Aylin Balboa ile…” Bak bu genç kadınlar böyle kanatlı kitaplarla raflara […]

Read More

HAKAN BIÇAKCI: “Hayatımı yazsam roman olmaz yani!”

Hakan Bıçakcı’yla sekiz on yıl önce tanıştığımızda ilk romanı yeni çıkmıştı. Kahve içtik, kısa bir röportaj yaptık ve Hakan şu hayatta sahiden “arkadaşım” olduğuna inandığım nadir insanlardan biri oldu. Bir sürü kitap, röportaj, konser ve sohbet sığdı bu on yıla. Geçen hafta, acayip sıcak bir günde yeniden buluştuk. Bu sayfalardaki değişmez röportaj mekanım Brasserie Bomonti […]

Read More

Bir Borges öyküsünün içinde olduğumu nasıl anlarım?

“Biri dedi ki: Sen uyanıklığa değil, önceki bir düşe uyanmışsın.O düş bir başka düşle sarmallıdır, o da bir başkasıyla ve bu böyle sonsuza kadar gider, sonsuz da kum tanelerinin sayısıdır. Geriye dönerken izlemen gereken yolun sonu yoktur ve sen bir daha gerçekten uyanmadan öleceksin.” The Toast adlı internet sitesinde bulduğum bir testi sizinle de paylaşmak istedim. Hayatınız […]

Read More

Hayaletli evlerin yeni ev sahibi Murat Başekim

Bir süredir Twitter’da Abandoned Pics diye bir adresi takip ediyorum. Dünyanın dört bir yanından terk edilmiş evlerin, alışveriş merkezlerinin, hastanelerin, okulların, otellerin, lunaparkların; bilumum metruk mekanın fotoğraflarını yayınlıyorlar. Bu mekanlar bana güzel geliyor. Her biri başka bir şahane hayalet hikayesinin ilhamı gibi oluyor. Takılıyorum işte, uyumadan önce mutlaka yeni ne koyduklarına bakıyorum. Daha önce burada sözünü […]

Read More

“Bana dayım olacak it öğretmişti bu moonwalk denen naneyi”

Deliduman, taşrada başlıyor ama sonra İstanbul’da hatta 31 Mayıs 2013 sonrası Gezi Parkı’nda, barikatların arkasında buluyoruz kendimizi, on yedi yaşındaki Çağlar İyice’yle beraber. Çağlar, kız kardeşi Çiğdem’i, onu meşhur etme ümitlerini, belediye başkanı dayısını, yakın arkadaşı Mikrop Cengiz’i, taşra muhabbetlerini, depresyonun eşiğindeki annesini, eski sevgilisini, hiç unutamadığı dedesini, hatırlarken kahrettiği babasını anlatıyor bize. Ve çok güzel anlatıyor. […]

Read More

Ercan Kesal: “Herkes kendi içindeki cinayetin peşinde”

Aktör, yazar ve senarist (hekimliğini saymıyorum bile) Ercan Kesal yıllar önce Kırıkkale’nin Keskin ilçesinde birkaç yıl geçirmiş. Henüz 23 yaşında, yeni mezun genç bir hekimmiş o sıralar. Ve Anadolu’daki mecburi hizmeti sırasında bir cinayete tanık olmuş, daha doğrusu kendini bir cinayet soruşturmasının tam ortasında bulmuş. Hiç aklından çıkmayan o olayı daha sonra, “3 Maymun” filminde […]

Read More

İHSAN OKTAY ANAR’dan yeni roman: Galîz Kahraman

Ne yazarlarsa merakla beklediğimiz, çıkar çıkmaz okuduğumuz yazarlar vardır. İhsan Oktay Anar onlardan biri… Az konuştuğu, mülakat vermekten de hiç hoşlanmadığı için okurun onunla esas iletişimi romanları aracılığıyla gerçekleşiyor. Bu sebeple de açıkçası İhsan Oktar Anar ne yazacak diye beklerken sevdiğimiz öteki yazarları beklerken olduğumuzdan daha heyecanlı, daha sabırsız oluyoruz. Her neyse, lafı uzatmayarak yazarın […]

Read More

Ercan Kesal: “Anadolu’nun sır kâtibiydim”

Gerçekte hekim olan Ercan Kesal’ı Cannes’da Altın Palmiye kazanan “Üç Maymun”un senaristi ve başrol oyuncularından biri olarak tanıdık. Ceylan’ın “Bir Zamanlar Anadolu’da” filminde de vardı. Sonra Taylan Biraderler’in “Vavien”, Onur Ünlü’nün “Sen Aydınlatırsın Geceyi”, Ali Aydın’ın “Küf” ve Mahmut Fazıl Coşkun’un “Yozgat Blues” adlı filmlerinde rol aldı.  Ama bu röportaj bunlarla değil, Kesal’ın ilk kitabıyla […]

Read More

Çok tatlıdır bizim dilimiz, beyefendi!

Küçücük bir kitap Beyefendi ama Kontrol Kulesi’nin bekçisi Deniz Durukan’ın da bu yazıda belirttiği gibi önemli ve kıymetli bir kitap. O yüzden ikinci kez konuk oluyor Egoist Okur’a… Hatice Meryem erkekleri ve kadınları, onların ezeli beraberliklerini ve çatışmalarını bu çok tekinsiz ama büyüleyici metin aracılığıyla yorumlarken cinsiyetçi zihniyeti ve yaklaşımları da acı bir ironiyle eleştiriyor. […]

Read More

BEYEFENDİ: Erkeklere Methiye

Şen, kışkırtıcı ve ayarsız bir dilin yaratıcısı olarak edebiyatta kendine has bir yeri olan Hatice Meryem, Siftah, Sinek Kadar Kocam Olsun Başımda Bulunsun, İnsan Kısım Kısım Yer Damar Damar ve Aklımdaki Yılan gibi kitapların ardından Beyefendi: Erkeklere Methiye adlı tuhaf ve güzel metniyle yeniden okur karşısında. Beyefendi’yi herhangi bir türün sınırları içine dahil etmek güç. […]

Read More

Sezgin Kaymaz: “Romanı yazarken bir taraftan da meraktan ölerek okurum”

Ateş Canına Yapışsın, Sandık Odası, Zindankale, Geber Anne, Kaptanın Teknesi ve Uzunharmanlarda Bir Davetsiz Misafir gibi romanların yaratıcısı Sezgin Kaymaz 30 senelik bir spor adamı, hentbol milli takımının eski antrenörü. Türkiye Voleybol Federasyonu İcra Kurulu Koordinatörü olarak çalışmaya başlayınca hentbolu bırakmış. Gerçi dört ay önce voleybola da veda etmiş. Paralel yürüttüğü öteki işini, yani romancılığıysa aralıksız sürdürüyor. […]

Read More