Egoist okur

Kâtip Bartleby, yaratıcısı Melville’in ta kendisi miydi?

Herman Melville, Paul Auster, Stephen King, Jorge Luis Borges ve Kurt Cobain… Ortak noktaları neydi sizce? Tabii ki günümüzde pasif direnişin, sivil itaatsizliğin simgelerinden biri sayılan Kâtip Bartleby. Peki bu epeyce karanlık uzun öyküsün esas karakteri gerçekte kim? Melville bu mücevher değerindeki eserde kendini anlatmış olabilir mi mesela? “Ben yapmadım o yaptı!” romanları Paul Auster, Stephen King, […]

Read More

Bir yoğurt tanıtım broşürü: Tam Biorgeslik!

Jorge Luis Borges ve Adolfo Bioy Casares… Edebiyat dünyasının en verimli ortaklıklarından birini, Biorges’i anlatıyorum bu yazıda, daha doğrusu Biorges’in ilk ve en şaşırtıcı adımı olan yoğurt tanıtım broşürünü. Okuyun, çünkü eğlenceli. Bence biraz da öğretici. “O kazayı geçirmesem asla öykü yazamazdım” Bir Borges öyküsünün içinde olduğumu nasıl anlarım? Sadede gelelim: Çeviride eksiksiz sadakat mümkün müdür? Borges’ten […]

Read More

Sadede gelelim: Çeviride eksiksiz sadakat mümkün müdür?

Lawrence Venuti’nin editörlüğünde hazırlanan ve çeviri tarihi araştırmalarında önemli bir kaynak kabul edilen The Translation Studies Reader‘dan daha önceki iki yazıda söz etmiştim. Şimdi üçüncü bir yazıyla bu bir nevi mini çeviri dizisini tamamlıyorum. Şahsi fikrimi baştan söyleyeyim: Güzel olanın sadık da olmaması için hiçbir sebep yok bence, ihtimaller arasındaki en doğru ve güzel ihtimal […]

Read More

Borges’ten çeviride mutlu ve yaratıcı sadakatsizliğe övgü

Jorge Luis Borges, 1955 tarihinde yazdığı bir makalede, Binbir Gece Masalları’nın Richard Francis Burton, Dr. Joseph Charles Mardrus, Enno Littman hatta Jean Antoine Galland, Edward Lane gibi geçmiş çevirmenlerini ele almış, kaynak metni gizli gizli (ya da açıkça) kutsal sayan geleneksel çeviri anlayışına karşı çıkarak Binbir Gece Masalları’nın Avrupalı çevirmenlerinin özgün metne nasıl büyük bir […]

Read More

Eduardo Galeano: “Yazarlar dürüst olmalı, politik olmaları gerekmez”

Bir süre önce kaybettiğimiz Uruguaylı yazar Eduardo Galeano’nun “Ve Günler Yürümeye Başladı” adlı kitabı takvim formatında yazılmış. 1 Ocak’tan 31 Aralık’a her gün için yakın tarihte ya da eski çağlarda o gün yaşanan bir hikâye anlatılıyor. Kadın, erkek, iktidar, yerliler, ırkçılık, emperyalizm, kültürler… Daldan dala atlıyor Galeano ve değinilmedik konu, ulaşılmadık coğrafya, çoğaltılmadık ses bırakmıyor. Okudukça […]

Read More

Alberto Manguel: “Tanpınar görünmez yol arkadaşım oldu”

Ahmet Hamdi Tanpınar, hayatının belli dönemlerinde yaşadığı beş şehri daha sonra bir kez daha ziyaret ederek edebiyatımızın unutulmaz eserlerinden birini kaleme almıştı. Yaklaşık 70 yıl sonra bambaşka bir coğrafyadan, Arjantin’den gelen yazar, çevirmen, seyyah Alberto Manguel, Tanpınar’ın kitabından yola çıkarak aynı şehirlere gitti ve gözlemlerini, izlenimlerini kitap haline getirdi. “Borges’in öğrencisi” Alberto Manguel’le, Yapı Kredi […]

Read More

BORGES: “O kazayı geçirmesem, asla öykü yazamazdım”

Jorge Luis Borges’le bir zamanlar Paris Review için yapılmış söyleşiden notlar okuyacaksınız aşağıda. Daldan dala atlayan şakacı yazarımız röportajda ailesindeki asker geleneğini, eski gansgterlerin hikayelerinin onu niçin duygulandırdığını, kovboy filmlerini hangi sebeplerden ötürü sevdiğini ve “sanat filmlerine” tercih ettiğini anlatıyor. Biz de geçirdiği ölümcül kazanın onu nasıl öykücü yaptığını öğreniyor, öykülerinde tekrar tekrar beliren sayıları […]

Read More

Bir Borges öyküsünün içinde olduğumu nasıl anlarım?

“Biri dedi ki: Sen uyanıklığa değil, önceki bir düşe uyanmışsın.O düş bir başka düşle sarmallıdır, o da bir başkasıyla ve bu böyle sonsuza kadar gider, sonsuz da kum tanelerinin sayısıdır. Geriye dönerken izlemen gereken yolun sonu yoktur ve sen bir daha gerçekten uyanmadan öleceksin.” The Toast adlı internet sitesinde bulduğum bir testi sizinle de paylaşmak istedim. Hayatınız […]

Read More

Tanpınar hayranı Alberto Manguel’le okumaya ve aşka dair

Alberto Manguel yazarlığının, eleştirmenliğinin ve çevirmenliğinin yanı sıra büyük bir aşk hikayesinin de kahramanı. Okumak onun büyük aşkı, tutkusu, varoluş sebebi… Neredeyse yazdığı tüm kitaplar buna dair. Manguel’le bu söyleşiyi dünyanın en garip yöntemiyle gerçekleştirdik, okyanus ötesinden faks makinesiyle… Ben yazdım, o okudu; o yazdı, ben okudum. İşte okumanın yazmaktan önce geldiğini, bu yüzden de […]

Read More