Derya Erkenci’den 80’ler esintili bir liste

“Cinsel deneyim hayalleriyle süslenmiş yağmurlu kış günlerinde, akşamüstlerinin soluk buz mavisine teslim olmuş odalarda Anılar-9 isimli karışık kasetten dinlediğimiz ‘Past Time Paradise’ parçasıyla yakın temaslı slow danslar ederken, loş kadife koltuklar üzerinde sızdık. Üşütmeyelim diye –kendiliğinden- üzerimize örtülen ‘yeni milenyum’ beklentisi, bizi on beş yıl uyuttu. Bütün varsıllığımızı emip tüketen seneler şimdi, yerli tütünden sarılmış […]
Read MoreTeoman eserini “bitirirken” onu biz “tamamlayacağız”…

Tolga Meriç, benim eski arkadaşım. Egoist Okur’un da başından beri ayrılmaz parcçası. Teoman’a dair yazmaya en çok hakkı olanlardan, çünkü en güzel Teoman röportajlarından birkaçını gerçekleştirdi. Daha doğrusu birlikte çalıştığımız yıllarda, ben Picus da dahil olmak üzere şahane bazı dergiler yaparken (alçakgönüllülük etmeye lüzum yok, sahi zannedebiliyorlar) Tolga da röportajlarıyla, yazılarıyla bütün o dergilere katkıda […]
Read MoreÇocukluktan kalma bir yara izi: TEOMAN

Bu sabah Kontrol Kulesi’nde buluşup Teoman’ı, müziği bırakma kararını konuştuk sevgili arkadaşım Deniz Durukan’la. Onun böyle bir karar alacağını birkaç yıldır zaten hissettiğimizi, ama bir türlü konduramadığımızı… Teoman adına sevindiğimizi ama kendi adımıza çok üzüldüğümüzü… Gerçi bu pek karanlık, pek karmaşık zamanlarda belki herkesin biraz köşesine çekilmesi gerektiğini, mağaranın kimi zaman en emniyetli yer olduğunu… […]
Read MoreTeoman’a: Seni sevenler var burada hâlâ…

Herkes bilir, ben Teoman’ı severim. Şarkılarını da, kendisini de… Bir de uğuruna inanırım, yaptığım her yeni işte bulunsun isterim… Çok üzüldüm müziği bıraktığını duyunca. Ama ne yalan söyleyeyim, bir yandan da sevindim, artık kendini mutlu hissetmediği bir yerde durmayabilecek gücü olduğu için… Fakat hastayım ya kaç gündür, o yüzden yeni bir yazı yazacak gücüm yoktu; […]
Read MoreSelanik’te Sonbahar’da artık Amy Winehouse da olacak

Tuna Kiremitçi’nin hayaletlere karışıp yazdığı yeni romanı Selanik’te Sonbahar’ı okudunuz mu? Roman seviyorsanız okumamanız bir kayıp. Müzik seviyorsanız iki kat kayıp. Kitabı zaten okumuş olanlar karakterler arasında 27 yaşında ölüp giden dört büyük müzisyenin, yani Jim Morrison, Kurt Cobain, Jimi Hendrix ve Janis Joplin’in bulunduğunu zaten biliyorlardır. Bundan sonra okuyacaklara gelince; onlar adadaki çam ağaçlarının arasında bir […]
Read More3 Temmuz, Paris: Jim Morrison’ın öldüğü yerden izlenimler

70’lerin başında görüp görebileceğiniz en tuhaf ve büyüleyici devrimi yaparak 5 yıl gibi kısa bir sürede müzik tarihini değiştiren adam, yani The Doors kültünün tanrısı, müzisyen, şair ve hayalci Jim Morrison, ölümünün 40. yılında Paris’te anıldı. Mezarı ziyaret edenler arasında grup arkadaşları Ray Manzarek ve Robby Krieger da vardı, dünyanın dört bir yanından gelen Morrison hayranlarına […]
Read MoreAmy sen ne yaptın!

Şahanemiz Amy Winehouse öldü ve Tolga Meriç aşağıdaki gönderdi. Sartre ve Camus’den, aşkla sevdiği Marguerite Duras’dan da bahsediyor Tolga. Amy sen ne yaptın! “16 yaşımdan beri tepemde koskoca bir kara bulutun öylece asılı durduğunu hissediyorum” demiş ve eklemişti Amy Winehouse: “Yarın ölsem, mutlu bir kız olurdum.” Böyle. Bu kadar. Buraya kadar. Daha içtiği ilk yudumla […]
Read More“Çıplak kadın, silahlı kadın demektir…”

Bu sözün sahibi kıyıda kenarda kalmışların, bizimle birlikte yaşayıp bize benzemeyenlerin, daha doğrusu kendimize neyse ki pek benzetemediklerimizin, “Sefiller”in romancısı Victor Hugo. “Gülen Adam” romanında geçiyor. Umberto Eco’ysa uzun süre bu sözün büyüsüne kapıldıktan sonra, artık yaşlandığında idrak ediyor: “Dünyada böyle kadınlar var mıdır acaba? Onlarla tanışmam mümkün olacak mı? Görünce yıldırım çarpmışa mı döneceğim […]
Read MoreAltay Öktem yazdı: Teoman, Rugan, Haneke, bir de Egoist Okur var

Yani başka birçok şeyi ama işte Egoist Okur’u da. “Bir Haneke var ruhumuzu kurtaracak, bir Deniz Durukan’ın Rugan’ı, bir yeni albümüyle Teoman, bir de Egoist Okur” diyerek… Şöyle: “Bir ruh nasıl kurtarılır? Bunun formülü yok. Ama yöntemi var. Misal; bazı müzikler, bazı kitaplar, bazı dergiler, bazı filmler, bazı kadınlar ruh kurtarıcıdır. Bu keyifli kumpasın sorumlularından […]
Read MoreMabel Matiz: “Uçurumdan sarkmayı da sevdim, düşmeyi de…”

“Benim tek rüyam vardı, o da uçsuz bucaksız bir biçimde, arsızca, ‘müzik’ti” diyor Mabel Matiz, rüyasının gerçeğe dönüştüğü,yani ilk albümünün piyasaya çıktığı şu günlerde. Deniz Durukan’ın Egıoist Okur için Kontrol Kulesi’nde ağırladığı Mabel Matiz’i şahsen niye sevdiğimi soranlara söyleyeceklerim şunlar olabilir: 1) Adam güzel müzik yapıyor, kalbe dokunan hüzünlü şarkıları var. 2) Şarkı sözleri çok […]
Read More“Sana gitme demeyeceğim ama… gitme LAVİNİA”

‘Lavinia’ edebiyatımızın en ünlü şiirlerinden biri. Peki kimin için yazılmıştı? Özdemir Asaf’a “gitmek+durmak+bilmek+susmak” denklemini kim çözdürmüştü? “Sana gitme demeyeceğim, ama gitme Lavinia. Adını gizleyeceğim. Sen de bilme Lavinia” derken kime sesleniyordu? İşte hem Marilyn, hem Gilda olabilen müthiş bir kadının hayatı. “Sana gitme demeyeceğim ama… gitme LAVİNİA” Bir erkeğin günün en güzel saatlerini, gün batımından sonrasını geçirmek […]
Read MoreHayalet yaz

Henüz ilkokulda bile değildim, annemle anneannemlere gitmiştik. O ilk güzel yazın tek bir ayrıntısını bile unutmadım. Toprağından buz gibi sular fışkıran, evlerin bahçelerini birbirinden sadece böğürtlen çalılarının ayırdığı, geceleri gökyüzünde sihirli ışıkların gezindiği, oymalı tahta dolapların banyo işlevi gördüğü çok güzel bir yerdi. Otları, ağaçları orada tanıdım; hayvanlardan korkmamayı, vahşi kuşlara güvenmeyi, akreplerden uzak durmanın […]
Read MoreMURAT MENTEŞ: “Biz birbirimizin rüyasıydık…”

Dublörün Dilemması ve Korkma, Ben Varım adlı romanların yazarı “afili filinta” Murat Menteş de iyimser tabiatlı edebiyatçılardan… Son 10 yılın en unutulmaz fotoğrafı ona göre Ada Pekkan’ın Kürtçe söylediği geceden… Gülenay Börekçi MURAT MENTEŞ: “Biz birbirimizin rüyasıydık…” 10 yılın görüntüleri bir heavy metal şarkısı klibi gibi. İkiz Kuleler’e yolcu uçaklarının dalışı. Necef’te başına çuval geçirilmiş […]
Read MoreKendin yaz, kendin tasarla, kendin bas, kendin sat…

Yazdığınız kitaba yayınevi aramaktan bıkıp usandınız mı? Kitabınızı bir türlü yayınlatamıyor musunuz? Dert etmeyin; İnternet sayesinde artık kendi kitabınızı kendiniz tasarlayabilir, hatta bastırabilirsiniz bile. Ama tabii okurunuzun sizi nasıl bulacağına onlar karışmıyor. Kendin yaz, kendin tasarla, kendin bas, kendin sat… Kısaca DIY olarak geçen “do it yourself” (kendi işini kendin yap) akımı kimilerine göre, 21. […]
Read More