Egoist okur

Düşüşten Sonra: İnsan olmanın kıyıcılığına ve ıstırabına dair

Düşüşten Sonra, Selim İleri’nin, geçirdiği beyin kanamasının ardından ölüme dokunduğu zamanların kitabı. Bir bilinmezliğe gitti, döndü, sonra da yazdı, daha doğrusu anlattı. Anlattığı ölüm değildi ama, zihninde bu ölümle yakınlaşma deneyiminden ötürü daha da berraklaşan hayattı… Bu süreçte yanında hep Burcu Aktaş vardı; soran, dinleyen ve aktaran olarak… İkisi arasında ilham verici bir yol arkadaşlığı […]

Read More

Yıldız Kenter: “En zor rol, şimdi oynayacağım roldür”

Selim İleri 2005’te Yıldız Kenter’le bir röportaj yapmıştı, biz de bunu Picus dergisinde yayınlamıştık. Sahnelerimizin o en parlak yıldızını bu röportajla anmak istedim ben, yanında en sevdiği dostlarından biriyle… (Bilin isterim, bu zarif röportajın satır aralarında bazıları can yakan, bazıları büyüleyici öyle önemli ayrıntılar var ki. Tek sazıyla nasıl bir orkestra haline geldiğini de anlatıyor, […]

Read More

“Bugünün romanıyla ilgili büyük endişem şu: İnsan acısı yok!”

37. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın Onur Yazarı olması vesilesiyle çağdaş edebiyatımızın büyük ustası Selim İleri’nin iki romanı arka arkaya yayımlandı, bir de elbette fotoğraflı anılar kitabı. Romanların ikisi de birer ikisi de birer “yalnızlık haykırışı”… Kumkuma bir dönem “Şair-i Azam” olarak anılan ve yere göğe sığdırılamayan ama sonra hızla unutuluşa terk edilen Abdülhak Hamid Tarhan’ın […]

Read More

Selim İleri: “Bu filmi mutlaka seyretmenizi rica edeceğim sizden”

Selim İleri sohbetinde bir arkadaşımın sorusunu da götürmüştüm yanımda. İşte o soruyu yönelttiğimde, Selim İleri‘yi de, Türkan Şoray’ı da daha fazla sevmeme yol açan bir an yaşandı. Röportajın bu kısacık bölümünü sizinle paylaşmak istiyorum. Röportajda bahsi geçen filmin YouTube’da bulduğum bir kopyasını da sona ekliyorum. “Bugünün romanıyla ilgili büyük endişem şu: İnsan acısı yok!” “Benden […]

Read More

Asil Türkan, hafifmeşrep Müjde, elmasları seven Ajda

Bu ülkede yayıncıların nedense pek ilgi göstermediği biriciğim Erica Jong’un kitaplarına yeniden daldığım şu günlerde aklıma geldi bu konu. Jong romanlarına gerçek hayattan tanıdığı kişileri; yazarları, şairleri, aktrisleri, yönetmenleri konuk ediyor sık sık ve onların kırılabileceklerine, incinebileceklerine aldırmadan yazıyor. Bazılarını gerçek adlarıyla, bazılarını takma isimlerle anlatıyor. Çok da tepki alıyor bunu yaptığı için. Daha doğrusu […]

Read More

Sevinç çığlıklarımı duyabiliyor musunuz?

Yıllardır beklediğim kitap nihayet çıktı. Şimdi bir süredir unuttuklarımı hatırlıyor, bilmediklerimi keşfetmek istiyorum. Ve elime Selim İleri’nin “Edebiyatta Sevdiğim Romanlar Kılavuzu”nu alıp sahaf turlarına çıkıyorum. “Masum geçinenlerin hiçbiri iktidardakilerden daha az kötü değil” Sevinç çığlıklarımı duyabiliyor musunuz? “Edebiyatta Sevdiğim Romanlar Kılavuzu”nu anlatmadan önce kadri bilinmemiş eserleri her vesileyle hatırlaması, hatırlatması açısından edebiyatta hakkaniyetin, merhametin de […]

Read More

KÜÇÜK PRENS: Bir kelimenin ne önemi var!

Bu yıl, Antoine de Saint-Exupéry’nin ünlü kitabının hem yıllardır beklenen sinema uyarlaması gösterime girecek hem de telif hakları yasası gereği isteyen herkes artık bu dünyanın en çok satan üçüncü kitabını beş kuruş ödemeden yayınlayabilecek. Hal böyle olunca; harıl harıl yeni çeviriler yapılmaya, eski çevirilerse teker teker gün yüzüne çıkmaya başladı. En sürprizlisi şimdilik Can Yayınları etiketli […]

Read More

Charles Baudelaire: “Seni öldürmekten korkuyorum…”

“Kötülük Çiçekleri”, “Yapma Cennetler” gibi kitapların yaratıcısı büyük Fransız şair Charles Baudelaire’in mektubunu, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Fransızca Mütercim Tercümanlık bölümü lisans programı öğrencisi Alican Yüksel gönderdi. Şairlerin, yazarların, aktörlerin mektuplarının yer aldığı Des lettres’den çevirmiş. Okuyunca aklıma “Her edebiyatseverin bir Baudelaire macerası vardır” diyerek kendininkini anlatan Selim İleri geldi. İleri, yeniyetmelik yıllarında cebinde taşıdığı Baudelaire kitaplarından bahsediyordu […]

Read More

En taze rakıların en ıssız kuytularından tefrikalar

Selim İleri‘ye kulak verelim önce: “Yakacık Mektupları küçük bir başyapıttır. Her türlü abartıdan uzak, içe işleyici, ‘hasta insan’ın ruh dünyasını yansıtmak açısından Dokuzuncu Hariciye Koğuşu kadar derin… İşte sönüp gitmiş Yakacık Mektupları… Mahmut Yesari’nin dergilerde, gazetelerde kalmış sayısız güzel yazısı var. Kim okuyacak, kim okur kaygısıyla günümüz yayıncılarının hiç yüz vermeyeceği yazılar. Fakat yazık ediliyor. Benden söylemesi, […]

Read More

Bu kitabı okumamamış olmak cinayet: “Ağlama Duvarı”

Nâzım Hikmet, gazeteci yazar Reşad Enis’in “Afrodit Buhurdanında Bir Kadın” romanı için “Türk edebiyatının temel taşı” demiş. Halide Edib, “Toprak Kokusu” için “Steinbeck’in Gazap Üzümleri’nden daha güçlü bir eser”; “Despot” (1957) romanı için de “Dünya çapındadır” yorumuyla övgülerini dilegetirmiş. Attila İlhan, iki uzun hikaye yazabilmiş bir züppeye “büyük romancı” derken Reşad Enis okumamış olmanın adeta […]

Read More

Ey ahali! Burada iyi bir yazar var!

Murat Belge‘nin yazısını okumuştum önce. Sonra Belge’nin deyişiyle, Ey ahali! Burada iyi bir yazar var! diye çırpınan Selim İleri‘den dinlemiştim. Selim İleri bunu hep yapar, iyi yazarları ve kitapları keşfetmemiz için var gücüyle çabalar. Ama biz ya popüler edebiyatın dayatmalarına karşı koyamayız ya da kim bilir hangi gizli güç bizi “o yazarlar”ı keşfetmekten alıkoyar… İnatla benzer şeyleri, […]

Read More

Selim İleri: “Masum geçinenlerin kötülüğü iktidardakilerden az değil”

Arzu Akgün ve Selim İleri bu röportajda edebiyattan konuşup tarihe daldılar. Edinilmiş romantizmden, öğrenilmiş tebessümden, insandaki ölümsüzlük arzusundan, rüyalardan, telepatiden, ispirtizmadan, acının gerekliliğinden, merhametten, çöp evlerin güzelliğinden bahsettiler. Okudukça daha da çok sevdim ikisini de; Selim İleri’yi hayranlığım arttı. Sonra canımın, hafızamın, ruhumun acısı geçsin diye kendimi Mel’un’a teslim ettim. Siz de öyle yapın. Mel’un havalı civalı […]

Read More

“Ben çalmadım, içimdeki kitapperest çaldı!”

“Enis Batur, Orhan Pamuk, Müge İplikçi, Şükran Çiftçi, Rasim Özdenören, Doğan Hızlan ve Selim İleri… Hiç kitap çaldılar mı? Kitap çalmak üzerine ne düşünüyorlar? İyi de kitap neden çalınır? Bu hırsızlığın öteki hırsızlık biçiminden bir farkı var mı, yoksa hepsi aynı kapıya mı çıkar?  İzafi” adlı edebiyat dergisinin Şubat-Mart 2012 sayısında “Kitap Neden Çalınır?” başlıklı […]

Read More

Selim İleri: “Edebiyat çok narin bir silah, öldürmek için yaratılmadı”

Edebiyatta 43 yılı geride bırakan Selim İleri, uzun süre ara verdiği öyküyle çıktı karşımıza. “Yağmur Akşamları” yazarın edebiyat dünyasıyla ilgili anılarının kırgınlık ve mutluluklarının tuhaf bir toplamı. Kurmacayla hakikat arasında bir alacakaranlık kuşağı… Çok sevdiğim, saydığım, edebiyatımızın can damarlarından biri olduğuna inandığım Selim İleri’yle son kitabını Habertürk Gazetesi’nde edebiyat söyleşileri gerçekleştiren Ümran Avcı konuştu. Selim […]

Read More

ALACAKARANLIK’tan önce Kerime Nadir’in DEHŞET GECESİ romanı vardı

Vampirlerin gizemli cazibesini, karşı konulmazlığını ve güzelliğini Alacakaranlık serisiyle tüm dünyaya yeniden hatırlatan Stephenie Meyer’den çok önce Kerime Nadir vardı. Pek bilinmez ama genelde Hıçkırık, Samanyolu gibi kitaplarıyla gündeme gelen romans kraliçesi Kerime Nadir, kahramanlarından biri vampir olan bir aşk hikayesinin de yaratıcısıydı. Yazar, Dehşet gecesi adlı romanında bir dişi vampirin şatosuna, yani Kızıl Puhu Malikanesi’ne […]

Read More