Selim İleri: “Bu filmi mutlaka seyretmenizi rica edeceğim sizden”
Selim İleri sohbetinde bir arkadaşımın sorusunu da götürmüştüm yanımda. İşte o soruyu yönelttiğimde, Selim İleri‘yi de, Türkan Şoray’ı da daha fazla sevmeme yol açan bir an yaşandı. Röportajın bu kısacık bölümünü sizinle paylaşmak istiyorum. Röportajda bahsi geçen filmin YouTube’da bulduğum bir kopyasını da sona ekliyorum. “Bugünün romanıyla ilgili büyük endişem şu: İnsan acısı yok!” “Benden […]
Read MoreBUTON ŞEYLER: “Her düğme bir hazine kutusu”
Yazar arkadaşım Elif Seyrekbasan, 50’ler, 60’lar, 70’lerin düğmelerinden Buton Şeyler adıyla küpeler yapıyor ve “Her dönemin tonları ayrı ayrı küçücük düğmelerde korunmuş gibi sanki. Her düğme bir hazine kutusu” diyor. Ve güzel küpelerinin tanıtımlarını onları Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Müjde Ar, Filiz Akın, Oya Aydoğan, Gülşen Bubikoğlu fotoğraflarına iliştirerek yapıyor. “Küpeleri üretirken onları çocukluğumdan bir […]
Read MoreAsil Türkan, hafifmeşrep Müjde, elmasları seven Ajda
Bu ülkede yayıncıların nedense pek ilgi göstermediği biriciğim Erica Jong’un kitaplarına yeniden daldığım şu günlerde aklıma geldi bu konu. Jong romanlarına gerçek hayattan tanıdığı kişileri; yazarları, şairleri, aktrisleri, yönetmenleri konuk ediyor sık sık ve onların kırılabileceklerine, incinebileceklerine aldırmadan yazıyor. Bazılarını gerçek adlarıyla, bazılarını takma isimlerle anlatıyor. Çok da tepki alıyor bunu yaptığı için. Daha doğrusu […]
Read MoreHüzünlü mağluplar için yazıldı: “Olduğu Kadar Güzeldik!”
“Memleketin, yüzü ışıldayan bütün çocukları gibi, hayatının bir dönemini devrimin, insanın sırtını ılık bir elle sıvazlayan ihtimaline inanarak geçirmişti. Devrim olurdu, olmazdı, orası ayrı mesele. Ama devrime yalnızca inanmanın bile, razı olmamakla doğrudan ilgili, vicdanı serinleten, en olmadık zamanda insanın içini yeşerten bir lezzeti var. Babam ona inanmıştı gençken. İnanılmayacak gibi değildi.” Burcu Yıldızer, hastası […]
Read MoreTürkan Şoray olmayı kim istemez?
Kemal Tahir ‘genç yazar’ Hulki Aktunç’a sormuş: “Türk ve dünya öykücülüğünde nasıl bir eksik gördünüz ki onu tamamlamayı düşündünüz?” Aktunç’un ne dediğini bilmiyorum ama hayal ettiği, yazmayı arzuladığı ya da yazdığı her şey bu soruya bir cevap denemesiymiş gibi geliyor bana. Henüz yazmamış olan herkes Türk ve dünya öykücülüğünde bir eksiktir çünkü. Bu yüzden ‘büyük […]
Read More