Yeni kitaplar, yeni maceralar: Kasım 2022
Yeni çıkan kitaplar arasından seçtiklerim. Roman, öykü, şiir… Aralarında bir yemek kültürü kitabı ve çocuklar için yazılmış pek şahane bir roman da var.
Yeni kitaplar
Hayvan Hükümranlığı
Jean-Baptiste Del Amo
Çeviren: Şule Çiltaş
Can Yayınları
Çok büyük övgülerle karşılanmış bu romanı okumak yüreğimin kaldırabileceği bir şey midir diye korkmuyor değilim ama listeme eklemeden de olmazdı.
Fransa’nın güneybatısında sıradan bir köy. Küçük bir arazi parçasıyla başlayıp giderek işi büyüten bir köylü ailesi. Ve doğum, büyüme, ölüm döngüsü içinde her gün yüzlerce domuzun çalkalandığı büyük bir endüstriyel domuz çiftliği. İnsanın hayvan ve doğayla ilişkisine rahatsız edici bir yorum getiren Del Amo, modernitenin mirasına esaslı bir eleştiri yöneltiyor bu kitabıyla. Hayvan Hükümranlığı, modern gıda üretiminin insanı acıya –sadece hayvanların çektiği acıya değil, başka insanların ıstırabına da– nasıl duyarsızlaştırdığını çarpıcı bir biçimde gösterirken doğayı fethetme takıntımızı, şiddetin nesilden nesle aktarılışını da gözler önüne seren ürpertici bir roman.
Tuhaf Şeyler Oluyor
Kelly Link
Çeviren: Seda Çıngay Mellor
İthaki Yayınları
Kelly Link okumak bana masal okumak gibi geliyor, biraz da 1950’lerin ve 60’ların korku öykülerini okurken aldığım zevki hatırlatıyor. Bu kitabı yıllar önce İngilizcesinden okuyup çok sevmiştim. Hatta kimilerinin “büyülü gerçekçi” diye tarif ettiği öykülerden birinde geçen Türkçe kelimeler yüzünden bir gece öleyazmıştım. Yani İngilizce okuduğunuz bir korku öyküsünde birdenbire “Hortlak” falan gibi Türkçe kelimelerle karşılaşınca afallıyorsunuz haliyle. Çeviride o ürperti kalmamış elbette, gene de başarılı bir iş olduğunu söylemek isterim.
Tuhaf Şeyler Oluyor, on yıl kadar önce gene aynı çeviriyle çıkmıştı, şimdi İthaki Yayınları isabetli bir kararla kitabın orijinal kapağını koruyarak yeniden basmış.
Hikâyeli Mutfaklar
Işık Ersin
Oğlak Yayınları
“Çerkes bir babaanne, Selanikli anneanne, İzmir Amerikan Kız Koleji’nde okurken anneanne evinde yaşanan sekiz yıl, oradan Amerika’ya uzanan bir hayat, diğer taraftan babamın değişen görev yerleriyle birlikte çeşitli Anadolu şehirlerinde, Anadolu’nun lezzetleriyle buluşmam, dağarcığımda biriken yemek bilgisinin özgün bir hikâyesini de oluşturdu. Buradan da Hikâyeli Mutfaklar fikri doğdu…”
Yemek ve sofra kültürü üzerine okumayı sevenler için Oğlak Yayınları’nın nefis kitaplarından biri daha. Çılgın bir babaanneden miras tarifler, en iştahsız çocuğu bile baştan çıkaracak sağlıklı yemekler, dostlarla paylaşılan sofralar, komşu tatları, yeni reçeteler ve birbirinden güzel anılarla Hikâyeli Mutfaklar kütüphaneme yakışacak bir kitap.
Kokarca ile Porsuk
Amy Timberlake
Resimleyen: Jon Klassen
Çeviren: Cenk Pamay
Domingo Yayınevi
Bazı yazarlar vardır, ne yazsalar alır okurum. Ve bazı çizerler vardır, ne çizseler alırım. Yeni kuşak çizerler arasında bir numaramsa kesinlikle Jon Klassen.
Caldecott Madalyası sahibi Jon Klassen’in resimlediği bu kitabın yazarı Newbery Ödüllü Amy Timberlake. Kokarca ile Porsuk bir dostluk hikâyesi. Ama nasıl tatlı, nasıl içe işleyen, nasıl yer yer insana kahkahalar attıran bir hikâye, bilemezsiniz. Kahramanlarımız Porsuk ve Kokarca… Porsuk, bir sanatçı aslında. Ve bir aristokrat, yani hatırı sayılır bir kişi. Mühim Taş İşi ile uğraşıyor. İstediği en son şeyse rahatsız edilmek. Kuytu evinde sakin ve epeyce içe kapalı bir hayat sürüyor. Ama her zaman her yerde bir çatlak vardır ve günün birinde mutlaka o çatlaktan içeri bir yabancı sızar. Bu romanda da öyle oluyor ve zorunlu birtakım sebepler yüzünden ormanın en istenmeyen hayvanı Kokarca, Porsuk’un yanına taşınıyor. Tabii Kokarca’nın gelişiyle Porsuk’umuzun tüm düzeni altüst oluyor. Seveceksiniz.
Kadınesk
Lale Müldür
Yapı Kredi Yayınları
Şiir ve resim başka bir şey.
Kendinin binlerce mil ötesine gidebiliyorsun.
Bu resimlerde, tıpkı iyi müziğin tanımında olduğu gibi, aynı zamanın içinde tekrar eden bir ritim var.
Bütün etüt boyunca bu müziğin içinde gidip geliyor, sallanıyordum.
Ercan Arslan’ın resimlerindeki ritmi yakalayıp müziğinde gezindiğimde aynı yalpalanma duygusuna kapılıyordum.
Bir müziği devreder gibiydim.
Yıldızella burada işte.
Lâle Müldür’ün şiirleriyle Ercan Arslan’ın resimlerinden oluşan Kadınesk Yapı Kredi Yayınları şiir dizisinden çıktı.
Şiirler Lâle Müldür’ün 2016 baharında Berlin’de Ercan Arslan’la karşılaşmasından bir gün sonra, ressamın atölyesinde geçen gecelerde yazılmış.
Saklı İnsan
Andrey Platonov
Çeviren: Günay Çetao Kızılırmak
Metis Kitap
“Sonbaharın son demlerinde ihtiyar her zamanki gibi ötede duran keman kutusunun üzerine bir serçenin konduğunu gördü. Müzisyen, küçük kuşun henüz uyumamış, üstelik şu akşam vakti geçim derdine düşmüş olmasına şaştı. Gerçi sırf gündüz çalışarak karın doyurmak zordu artık: Tüm ağaçlar kış uykusuna çekilmiş, haşereler ölmüş, şehir toprağı çıplak ve aç kalakalmıştı çünkü atlar nadiren geçiyor ve kapıcılar peşlerinden derhal temizliyordu bıraktıkları gübreyi. Sahiden de bir serçe güzün yahut bir kış günü nasıl doyurmalıydı karnını?
Serçe kutunun ötesini berisini bir güzel teftiş etti ve işine yarayacak hiçbir şey bulamadı. O zaman ayacıklarıyla bozuklukları kıpırdattı, gagasıyla en küçük bronz kapiği aldı ve kim bilir nereye uçtu. Demek ki boşuna gelmemişti –ne olursa olsun bir şey almış sayılırdı! Varsın yaşasın, didinsin, onun da bir şekilde geçinmesi gerek.”
Çok sevdiğimiz Rus edebiyatçı Andrey Platonov’un dokuz öykü ve iki denemesini içeren bu derlemeyi dilimize Günay Çetao Kızılırmak çevirmiş.
Gülenay Börekçi
Subscribe
0 Comments
oldest