Berra Sertel’le YİN YOGA
Bir gün bildiklerin o kadar seni aşar ki, kitap yazman şart olur. İşte Berra Sertel için de gerçekten zamanı gelmişti. “Berra Sertel ile Yin Yoga” kitabını elime aldığımda, “Nihayet” dedim. Çünkü ben bu kitabın yoga sevmeyenlere yogayı, özellikle onun özel bir türü olan Yin Yoga’yı sevdireceğine o kadar inanıyorum ki…
Berra Sertel’in hayatıma girmesi benim için muhteşem bir tesadüf. Merakımdan katıldığım Yin Yoga dersinde, Berra’nın içtenliği ve bilgisi beni aldı götürdü ve sadece derslerine katılmakla yetinmedim ve ondan “eğitmenlik eğitimi” de aldım. Hiç aklımda olmayan bu eğitimde bana en büyük cesareti yine Berra verdi.
Bu kitabı, özellikle yoganın sıkıcı olduğuna inanan ve “Yoga” dediğimde, “Yok, ben yapamıyorum” diyenlere tavsiye ediyorum. Ama önce röportajımızı okuyun…
Mine Türkili
Yoga sadece OM’dan ibaret değildir!
Yoga nedir?
Bana göre yoga, bir şifa sistemi. Fakat şifa sistemi deyince, spiritüel bir şeymiş gibi geliyor kulağa. Aslında sadece kullanılan dil farklı. Yoga, insan vücuduna çok uygun, bedensel ve zihinsel bir çalışma. İkisini ayırmak mümkün değil. Bugüne kadar ayırdığımız için pek başa çıkamadık hastalıklarla. Hareket ettikçe enerji bir şekilde vücutta dengelenmeye başlıyor. Yoga benim için sağlık ve şifa demek.
Peki, insanlarda yoganın sıkıcılığına dair genel kanı nereden geliyor?
İnsanlar genel olarak önyargılı. Ben de önyargılıydım yogaya karşı. O önyargıyı kırmak için denemek gerekiyor. Ve denediğimiz zaman da yoganın sadece “OM” olmadığını hissediyoruz. Yogayı ne kadar yayabilirsek, yoganın faydalarını ne kadar anlatırsak, bizim için o kadar iyi olacağını düşünüyorum.
Yoganın içinde yin nerede?
Yoganın içinde hızlı yapılan ya da enerji ve çakralarla çalışılan birçok farklı çeşidi var. Yin, bunların içerisinde daha durağan olanı. Aslında yin, Taoist düşünceden ortaya çıkan ve Çin tıbbından esinlenen bir yoga türü. Bedene bir bütün olarak bakıyor ve evrenle bütünlüğünü bu açıdan ele alıyor. Yin ve Yang, ateş ve su anlamına geliyor ve şifa için vücutta bu ikisi arasında bir denge sağlanması şart. Bu çok temel bir şey. Yin ve yang yoga pratiğinde yaşam enerjisidir; omurga ve çakralar boyunca akar, ellere, ayaklara, iç organlara, kısacası bedenimizdeki her yere dağılır, bedenin ötesinde bir yaşam gücüne ulaşır. Yin Yoga aktif yapılmaz, pozlarda kalabilmek, durabilmek önemli. O kadar hızlı bir yaşam sürüyoruz ki, durup dinlemek, bedenimize durağan pozlarda gevşemeyi hatırlatmak çok önemli. Ben Yin Yoga’yla o kapalı bedenimin çabucak açıldığını, esnediğini gördüm.
Durmak en zor olanı değil mi?
Evet, kırmızı ışıkta bile kimse durmak istemiyor. Yin bize durmayı öğretiyor.
Hayatın başka alanlarında da geçerli mi bu?
Kendimden örnek vereyim. Ben trafikte çok sinirlenen bir insandım, artık sinirlenmiyorum. Önümdeki araba gitmeyince, “Acaba niye gitmiyor, adamın morali mi bozuk, bir şey mi olmuş” gibi şeyler düşünmeye başladım. Bakış açınız değişiyor, hoşgörünüz artıyor. İnsan kendi bedenine hoşgörülü davranınca, bunu çevresine yaymaya, yaşamının her alanına yansıtmaya başlıyor. Ama tabii ki yoga sınıfına girip, “Ben daha yavaş, daha hoşgörülü biri olacağım, insanlara merhametli davranacağım, durmayı öğreneceğim” deyince, hiçbir şey olmuyor. Ama ister hızlı, ister yavaş çalış; o 1,5 saati kendine ayırman ve elinden gelenin en iyisini yapman, ânın tadını çıkarman çok önemli.
Zor olsa gerek…
Zor yok. Deneyerek alışkanlık haline getirmek var bence. Ama oluyor. Ama yoga yaptım, hep andayım diye bir şey yok. Hayatında birini kaybediyorsun, çok değerli. Sonra birden yaşadığın âna dönemezsin. Durmak ve ânı yaşamak konusunda alışkanlıklarımızı ne kadar değiştirebilirsek, yaşamımız o kadar kaliteli olur.
Kimler Yin Yoga yapıyor?
Herkesin yapması gerekir. Özellikle ofiste çalışanlara kesinlikle tavsiye ediyorum. Yaşam o kadar hızlı akıyor ki, bu hızın içerisinde patronla, ekiple didişiyorsunuz. Bir stres hali yaşanıyor. Bu stresten uzaklaşmak adına yapılmalı. Hatha, Vinyasa çok sevdiğim yoga tarzları, fakat gün hızlı… Akşam onu dengelemek için çok hızlı bir şey yapman gerektiğini düşünmüyorum. Özel bir rahatsızlığın yoksa eğer, çok çalışıyorsan, hızını dengelemen gerekir. Sinir sistemi de dengeleniyor. Bunun bilimsel açıklaması da var.
Yin Yoga’yı bu kadar sevmen, benimsemen senin de durma ihtiyacı olduğundan mı?
Kesinlikle evet. Ama hayatta da bir akış var ve bu akışa uyum sağlayarak durmayı bilmek gerekiyor. Oradaki dengeyi yakalamak çok önemli. Ben hep aynı benzetmeyi veriyorum. Bir terazi gibi düşündüğümüzde hayatımızı, neye ağırlık verirsek onu yaşıyoruz. Ancak yoga yaparken, spiritüalizm , evrene ulaşacağım gibi duygularla yapmak, yok böyle bir şey. Her şeyin fazlası hastalıklı… Ben biraz yavaşladım ama anlattığım kadar yapamıyorum. Kalçada öfke duygusu, kasıklarda travma birikiyor. Öfkeyle başa çıkamıyorum, travmayla kalabiliyorum. Zaten kadınlar daha iyi kalabiliyor.
10 yıldır yoga yapıyorsun ve 10 yıl önceki Berra ile bugünkü Berra arasında ne fark var?
Sağlığıma kavuştum. Çok ağır bir astım hastasıydım. Ne kortizon, ne hormon kullanıyorum. Daha büyük başka bir değişiklik de bütün çevremin değişmesi. İnsanlar belli bir yerden sonra o kadar sığ ve yüzeysel kalıyor ki, onlara ihtiyaç duymuyorsun. Hayatında yerleri kalmıyor. Sana bir şey katmayan insanlarla da zaman harcamak istemiyorsun. Farkındalığın artıyor. Gerçekte ne istediğini daha iyi anlamaya başlıyorsun. Spiritüellikte kök çakra denen şey var ya; biz ona aramızda da “ayakları yere sağlam basıyor” deriz. Kök çakranın anlatmak istediği zaten topraktan alınan enerji. İşte o enerji akışında bir engel yoksa kişinin özgüveni yüksek oluyor. Ayaklarının yere sağlam basması da özgüvenle ilgili. Yine öfkelenmemek giriyor devreye, çünkü sen kendine güveniyorsan, kim sana ne yaparsa yapsın, derse desin, öfkelenmezsin. Dolayısıyla her şey kökten başlıyor.
Bu kitapla Yin Yoga’ya başlanır mı?
Hiç yapmadıysa, belki birkaç derse gelip, ondan sonra tek başına yapmayı sürdürebilir. Hep söylediğim bir şey var; grup enerjisi bambaşka oluyor. Yıllardır bu işin içinde olmama rağmen ben bile yalnız yapmıyorum. Canım yapmak istediğinde, gidip bir hocanın dersine giriyorum. Çünkü daha farklı hissettiriyor. Evde insan yüzleşemiyor, pozlarda canı acıyor, kaçıp gidiyor, bırakıyor. Fakat derste kaçma şansı olmuyor. Kitap bir kılavuz gibi sadece yol gösteriyor.
Sen bilgi paylaşımını çok seven bir insansın. Kitabın basıldığı gün ne hissettin?
Daha yazacak çok şey var. Ama bir şey yazmadan önce, onu kendim hazmetmeliyim. Hazmetmeden yazarsam, insanları da kandırmış olurum. Dolayısıyla benim de gittiğim bir yol var. Bilgi paylaşımını o yüzden çok seviyorum. Bir şeyi paylaştığımda kendim de yeni bir şey öğrenmek zorunda kalıyorum. Eğer bu yolda ilerliyorsam, işim buysa, bana da yeni bir kapı açıyor. Sonra üzerinde çalışıyorum. Onu derslerde anlatmaya başlayınca da yazacak duruma geliyorum.
İleriye yönelik projen var mı?
Bir temel yoga kitabı yazacağım. Hatta başladım. Kimsenin kafasını karıştırmayacak bir kitap olacak. Akışa bıraktım, yazıyorum.
Yoga İstanbul’u kurtarır mı?
Yoga İstanbul’u kurtarır mı sence. Hani koşmasak, yoga yapsak, biraz durabilsek. Hindistan’ın o gülen yüzünün yogayla ilgisi var mı?
Bence çok var. Yeni nesille İstanbul kurtarılabilir. Çünkü onlar, daha hoşgörülü, daha açık her şeye. Kendi akrabalarımdan, çevremdeki daha yaşı ileri insanlardan biliyorum; bir şeyi dinlemeden reddetme isteği var bizde. Deneme isteksizliği var ve denemeden de kurtaramayız. Kişi sakinliği öğrenince, o enerjiyi mutlaka etrafına yayıyor. Aynı böyle 20 kişi masada oturduğumuzu hayal et, biri gülmeye başlayınca, herkes zincirleme gülüyor, ağlamak, üzüntü için de aynısı geçerli.
Yin Yoga Doğu felsefesinden esinlenirken, bu Doğu ve Batı ayırımında meridyenlerin önemine değinsek? Nedir bu meridyenler?
Batı’ya göre bedenimizin belirli yerlerinde bulunan ve belirli fonksiyonları olan organlarımız var. Doğu’ya göre ise, bu organlar sadece fiziksel değil, bedenimizin dışına taşar. Doğu’ya göre kan dolaşımımız bile sadece damarlardan geçmez, bütün meridyenlerden geçerek tendonlarımızı besler. Çin tıbbında akupunktur noktaları, derinin yüzeyindedir, meridyenler ise, onların uzantısı olarak bedenin daha derinlerine doğru yola çıkar, her kas grubundan ve iç organlarımızdan geçer. Yin Yoga pozlarında üç dakika kalındığında meridyenlere etki gidiyor. Meridyenler öfke, sevinç, endişe gibi duyguları da içlerinde hapsediyor. Oralar gevşemeye başlayınca, kişi, kendiyle de daha rahat başa çıkmaya başlıyor. 12 meridyen kanalı var, simetrik. Bir de bunları, yöneten iki ayrı kanal var. Buna ek olarak üç tane de yedek kanal var. Orada enerji akışında bir sıkıntı olunca, şarj olur gibi beslenebildiğimiz üç ayrı kanal var.
Şarjlar ne zaman çalışıyor?
Hastalıkla mücadele edilmesi gerektiğinde devreye giriyorlar. Ben kendimde hâlâ sıkıntı yaşıyorum. Akciğer meridyeniyle ilgili sıkıntı var. O enerji sıkışıklığı benim kemik yapımı değiştiriyor. Ve daha kapalı ve sıkışık bir hal alıyor. Dolayısıyla onu temsil eden elementle de, onu temsil eden duyguyla da başa çıkamıyorum. Bu durumla ancak bedenimi esneterek baş edebilirim. Bir akarsu düşün. Onun önüne bir kaya parçası koyarsan, akış kesilir, dengeli akmamaya başlar. Burada da enerji tıkandığında aynı şey oluyor ve hastalıklar ortaya çıkmaya başlıyor. Yani bir şekilde sakladıklarımız, söyleyemediklerimiz birer hastalık semptomu olarak gösteriyor kendini. Yin Yoga işte bunları açığa çıkarmamıza yardımcı oluyor. Çok derin rahatsızlıklarda elbette doktor gerekir. İlaç alınması gereken durumda da alınır. Ama Yin Yoga’yı da bırakmamalıyız. Genelde belirli pozlarda uzun süre kalınca, canımız acıyor, bırakmak, kaçmak istiyoruz hatta hocadan nefret ediyoruz.
Acı derken?
Aslında o acı değil, pozlarda hissettiren şey. Bu hissettiren şeyin iyi bir şey olduğunu düşünerek, o duyguyla kalmak önemli. Gerçekten de iyi olduğunu görüyoruz sonradan.
Derslerdeki izlenimlerini sorsam…
Bana ilk başlarda çok garip gelmişti. Ben kendimi fazla bırakamadığım için hissetmiyordum. Ama insanlar ağlayabiliyor, gülebiliyor. Ağlamak ve gülmek, en iyi travma attıran iki şey. İçimize attıklarımızın ortaya çıkması. Gülenle birlikte gülüyoruz. Ama ağlayan insanın yanına gitmem ben, çünkü orası ona ait bir alan. Mat ve kendisi… Bunu yaşaması gerekiyor. Kendi haline bırakmak lazım. Zaten öğrenci dersin sonunda bu olanın ona iyi geldiğini söyleyebiliyor.
Yoga hangi bedensel rahatsızlıklara iyi gelir?
Skolyoz, fıtık. Özellikle panik atak, manik-depresyon. Manik-depresyona çok iyi geliyor. Yin Yoga’da stres hormonu çalışıyor. Amerika’da iki grup arasında ilginç bir çalışma yapılmış. Bir grup daha hızlı yoga yaparken, diğer grup Yin Yoga yapıyor. Yin Yoga yapanların büyük çoğunluğu zayıflıyor, çünkü stres hormonları azalıyor.
Mine Türkili
Subscribe
0 Comments