Her şey bir gecede oldu: PİRANALARLA YÜZEN ÇOCUK
“‘Piranalarla Yüzen Çocuk’ o kadar güzel bir kitaptı ki, yazarken ona haksızlık etmek, hakkını verememek korkusuna kapıldım. Bir gecede bittikten sonra birkaç gün önümde durdu, ara sıra açıp bazı yerlerini yine okudum. Pek çok kişiye gösterip havada savurarak “Son zamanlarda okuduğum en iyi kitap olabilir,’ dedim. İddialıydım. İddiamın sorumlusu, okurken karnımda kelebekler uçuyor hissi uyandıran ve beni o duygudan bu duyguya sürükleyen David Almond’dır…”
Piranalarla Yüzen Çocuk
“Şimdi Stanley Potts’un durumu şöyle. Şansı pek yaver gitmedi, öyle değil mi? Güllük gülistanlık geçmedi hayatı. Zevk ve sefa içinde yüzmedi. Hiçbir şey kolay olmadı. Asla. Ama Stan’in şöyle bir özelliği var: İyi yürekli. İyi yürekliyseniz, -ki aslında çocukların çoğu öyledir- ayakta kalırsınız.’’
Her şey bir gecede oldu: PİRANALARLA YÜZEN ÇOCUK
“Piranalarla Yüzen Çocuk” hakkında yazmaya başlamadan önce, bu alıntıyla başlamak istedim. Sanki bir türlü nereden başlayacağımı bilemeyen hallerime iyi gelecekti. Nereden başlayacağımı bilemedim, çünkü o kadar güzel bir kitaptı ki okuduğum, ona haksızlık etmek, hakkını verememek korkusuna kapıldım. Bir gecede bittikten sonra birkaç gün önümde durdu, ara sıra açıp bazı yerlerini yine okudum. Pek çok kişiye gösterip havada savurarak “Son zamanlarda okuduğum en iyi kitap olabilir,’’ dedim. İddialıydım. İddiamın sorumlusu, okurken karnımda kelebekler uçuyor hissi uyandıran ve beni o duygudan bu duyguya sürükleyen David Almond’dır…
Stan çok özel bir çocuk… Anne ve babasını kaybeden, amcası Ernie ve yengesi Annie’yle birlikte yaşayan Stan, amcasının işsizlik sürecinde giriştiği konserve işinin mağduru olur. Öyle ki, konserveler ve garip aletlerden odasında yatacak yeri bile kalmaz; dolapta uyumaya başlar. Bu garip durum ve mağduriyet hali, ona daha sonra çok farklı kapılar açacaktır, ancak Stan başına gelecekleri ne bilsin? Tam da doğum gününü kutladıkları gün, kasabada bir panayır kurulur. Burada tanışacağı ilginç karakterler ve onu hiç bilmediği bir yola çıkaracak o minibüs, Stan’in hayatında dönüm noktası olacaktır.
Bazı insanlar özeldir Stan gibi, evet… Ama onların özel olduğunu fark edebilmek için de özel olmak gerekir. İşte kahramanlarımızdan Dostoyevski ve Pancho Pirelli de onlardan… Bir bakışta Stan’in ne kadar farklı, iyi yürekli ve cesur olduğunu anlayanlardan. David Almond kitabın sonunda diyor ki, bu sadece bi’ hikaye… Kahramanların ise kitabın sayfalarında ve imgelemimizde yaşadığını söylüyor. Hayır, yanılıyor. Stan öyle bir çocuk ki, şu an bu yazıyı yazarken bile yanımda oturuyor ve bana gülümsüyor. İster inanın ister inanmayın ama görüyorum, inanmayanlar ve göremeyenler şansına küssün! Kısmet belki başka kitaba…
“Stan gerçekten piranalarla yüzüyor mu?” diye soranlar oldu… Evet, tabii ki yüzüyor. Ama nedeni, nasılı sayfaların içinde saklı. Korkacak bir şey de yok! Sadece kitabı okurken tıpkı Stan gibi piranalarla değil korkularınızla savaşmanız gerekiyor. İsterseniz her şeyi başarabileceğinize, korkularla yüzleşmenin başarının yarısı olduğuna, temiz ve iyi yürekli insanların ‘hatalarına ve başarısızlıklarına rağmen’ her zaman güzel şeyleri hak ettiğine inanmanız gerekiyor. Sonra, hayatı ve hatta tüm canlıları, tıpkı Stan’in küçücük torbalara tıkılan o kırmızı Japon balıklarına duyduğu şefkat gibi sevgi ve şefkatle korumaya çalışmanız gerekiyor. Bunlar olmazsa, elbette Stan’i ve diğer kahramanları göremezsiniz ve kitabı okusanız da okumasanız da fark etmez. Olsanız olsanız, KOFTİ’nin (Karanlık Olaylar Fesetme Tişkulatı) bir üyesi olur ve hoşunuza gitmeyen, farklı olan her şeye, herkese savaş açarsınız. Komşunuzu bile ispiyonlayabilirsiniz mesela. Sevgisizlik insana her şeyi yaptırır ya, öyle işte…
Bir çocuğun geçirdiği inanılmaz evrimi, aslında önce iç dünyasında sonra hayatında yarattığı devrimi anlatıyor “Piranalarla Yüzen Çocuk”. Sahip olduğu ama daha önce hiç fark etmediği gücü ve sevgiyi keşfediyor Stanley Potts. 2010’da Hans Christian Andersen Ödülü’nü kazanan Almond’ın gülümseten, düşündüren, su gibi akan, benzersiz üslubuna bayılacaksınız. Tabii eğer daha önce yine Günışığı Kitaplığı’ndan çıkan “Ay’a Tırmanan Çocuk”, “Garajdaki Giz”, “Alevler Arasında” ve “Dünya Büyülü Bir Yer” kitaplarıyla tanışıp takipçisi olmadıysanız.
Oliver Jeffers hakkında ise söyleyeceğim yeni bir şey yok. Hem kapaktaki hem iç sayfalardaki çizimler, yıllardır hayranı olduğumuz Jeffers’ın imzasını taşıyor ve tıpkı bir kimlik kartı gibi her çizgi onu imliyor. Jeffers’ın ünü de, yeteneği de, hissettirdikleri de ortada. Böyle güzel metne böyle çizimler, ne diyeyim, tam isabet! Kitap yayınevi tarafından 4., 5. ve 6. sınıflar için uygun bulunmuş. Naçizane önerim, kaç yaşında olursanız olun, okuyun!
Gökçe Gökçeer
Subscribe
0 Comments
oldest