Şahane 1 kitap ya da linguistik 1 tren kazası
Eh, kolay değil, eşi menendi bulunmayan bir başyapıttan, dilimize çevrilmesi imkansız ve gereksiz bir kitaptan söz edeceğim bu yazıda. Ama ona iyi davranmayı da ihmal etmeyeceğim. “Gelmiş geçmiş bütün dil öğrenme kılavuzlarını bitiren kılavuz”, “linguistik bir tren kazası”, “mucizevi bir ahmaklıklar silsilesi” gibi eleştirilerle yerden yere vurulmak ve aynı sözlerle alkışlanmak her kitaba nasip olmaz çünkü.
Egoist Okur’da Çeviri Uğraşı
English As She Is Spoke’u buradan okuyabilirsiniz
Ah o duyarlı, hassas köfteler, size çok haksızlık etmişiz!
Sanırım aranızda “chicken translate” ifadesini duymayan yoktur. Çift dilli olarak hazırladığı mönüye “piliç çevirme” denen lezzeti eklemek isteyen ve sözlüğü açıp karşısına ilk çıkan kelime öbeğine sarılan lokantacıyla az dalga geçmemişizdir. Nihayetinde de günlük hayatta karşılaştıkları çeviri felaketlerine vurgu yapmak isteyenlerin kullandığı bir deyim haline gelmiştir “motamot çeviri” anlamına gelen “chicken translate” ifadesi. Memleketimizde bu türden şahaneliklere bol bol rastlanır. “Gözleme” için “observing”, “iskender kebap” için “alexander returns”, “karışık salata” için “confused salad”, “palamut balığı” için normalde “meşe palamudu” anlamındaki “acorn” kullanılabilir mesela. Bu buluşların şahikasıysa kuşkusuz mönülere “içli köfte” karşılığında iliştirilivermiş “sensitive meatballs”dur. Ah o duyarlı, hassas köfteler…
Fakat kabul edelim, biz gene iyiyiz. Dilimize tamamen chicken translate usulü aktarılmış bir kitap, en azından benim bildiğim kadarıyla, yok.
Ama işte geçenlerde ben tam da böyle bir kitaba rastladım, rastlayınca da güleyim mi ağlayayım mı, doğrusu bilemedim ve sonraki birkaç haftamı karşıma çıkann herkese kitaptan cümleler okuyarak geçirdim.
Yazmasalar çıldıracaklar mıydı?
English as She Is Spoke, 1855 yılında Jose da Fonseca ve Pedro Carolino adlı iki Portekizli akademisyen tarafından kaleme alınmış bir İngilizce konuşma kılavuzu. En dikkat çekici özelliğiyse, söz konusu akademisyenlerin ne yazık ki tek kelime İngilizce bilmemeleri.
Öğrencilerin zihinlerini aydınlatmak ve İngilizce konuşmalarını kolaylaştırmak amacıyla yola çıkıp onların zihinlerini büsbütün bulandırmayı başaran ikiliye ne demeli bilmiyorum. Yazdıkları kitabın adı bile manasız! Mecburlar mıymış böyle bir kılavuz yazmaya, yazmasalar çıldıracaklar mıymış, benim için işin o kısmı meçhul. Bildiğim şu: İkili, her cümleyi önce Portekizce-Fransızca sözlüğe, ardından Fransızca-İngilizce sözlüğe başvurarak kelime kelime çeviriyormuş. Bu garabet çeviri yolculuğunun sonucunda da tıpkı zincirleme trafik kazalarındaki gibi yanlışlar yanlışları kovalamış, ortaya devasa bir dil enkazı çıkmış. Tabii yazarların başarısızlığını komedinin başarısı sayanlar çoğunlukta olmuş.
Bunlardan biri birkaç ay önce kaybettiğimiz romancı Paul Auster. “Bir mizah klasiği, Dada’nın ta kendisi,” diye özetliyor Auster English as She Is Spoke’u ve kütüphanesinde duran en tuhaf ama aynı zamanda en vazgeçilmez kitap sayıyor. Amerika’da ilk olarak 1883’te, Mark Twain’in önsözüyle yayınlandığını, Twain’in “Bu kitabın ölümsüzlüğü güvence altında. Kimse bu şahane saçmalığa katkıda bulunamaz, onu başarılı bir şekilde taklit edemez, bir benzerini üretmeyi düşleyemez; o, baştan sona kusursuzdur,” dediğini de Auster’dan öğreniyoruz.
Kitabın büyüsüne kapılanlar
Günümüzde Amerikalı edebiyatçı Dave Eggers’ın kurduğu nevi şahsına münhasır yayınevi McSweeney’s tarafından basılan English as She Is Spoke’dan başka kimler etkilenmiş, biraz ona bakalım…
Eski ABD başkanlarından Abraham Lincoln kendini çok yorgun hissettiği günlerde yardımcısını çağırıp bu kitaptan birkaç sayfa okumasını istermiş; biraz olsun gülmek, rahatlamak, kalbini ve zihnini siyasetin ağırlığından kurtarmak için.
Eugene Ionesco 1950’lerde bu kitaptan etkilenerek, absürt tiyatro klasiği Kel Diva’yı kaleme almış. (Oyun geçtiğimiz sezon Tiyatro Oyun Atölyesi tarafından Zuhal Olcay, Haluk Bilginer ve Yiğit Özşener’li şahane bir kadroyla sahnelenmişti.)
Kitabı okur okumaz âşık olan İngiliz komedi topluluğu Monty Python, Monty Python’s Flying Circus adlı televizyon dizisinin Dirty Hungarian Phrasebook skecinde yanlış çevirinin nelere malolabileceğini göstermiş.
Stephen Pile, The Book of Heroic Failures’da (Destansı Başarısızlıklar Kitabı) Jose da Fonseca ve Pedro Carolino’ya da yer vermiş.
İngiliz progresif rock grubu Cardiacs, 1999 yılında çıkardıkları Guns albümünde English as She Is Spoke’tan çeşitli pasajlar kullanmış. (Topluluğun Cry Wet, Smile Dry ve Sleep All Eyes Open adlı şarkıları lütfen bir kez de bu bilgiyle dinleyin.)
English as She Is Spoke’a vurulanlardan biri de şair Elizabeth Bishop. Şunları yazmış bir denemesinde: “Masamda bir arkadaşımdan ödünç aldığım kitap duruyor. Ondan ayrılmayı göze alamadığım için hâlâ benimle. Küçücük bir kitap aslında; kuru hardal rengi cildine bakmak insana hüzün veriyor. Tıpkı Mark Twain gibi, ben de onu ölümsüz olduğuna inanıyor ve Dr. Pedro Carolino’yu egzantrik bir ihtiyar olarak hayal ediyorum. Zengin çocuklarına özel dersler verdiği ücra bir köyde oturuyor. 19. yüzyılda yaşamasına rağmen 18. yüzyıldaymış gibi sürdürüyor hayatını. Tel çerçeveli bir gözlüğü var, saçlarını at kuyruğu şeklinde topluyor ve yüksek belli, askılı pantolonlar giyiyor. O çağda saçlarını bu tarz toplayan kimse kalmamış ama kendisi buna aldırış etmiyor. En büyük rüyası seyahat etmek, dünyayı gezmek. Bir keresinde Oporto’ya kadar gidebilmişti.”
Şimdi şunu da sorabiliriz belki: Chicken translate vakalarında niye gülüyoruz, gülüyoruz ama güldüğümüz kadar da hüzünleniyoruz sizce?
Sizinle oturup kuşların gargarasını dinleyelim mi?
Kitaptan birkaç örnek vereyim istiyorum ama zor, çünkü insan bu muazzam manasızlığı başka bir dile aktarırken epey zorlanıyor; Portekizceden Fransızcaya, Fransızcadan İngilizceye sözlük yardımıyla çevrilmiş cümleleri yetmiyormuş gibi bir de Türkçeye çeviremiyor. Gene de deneyeyim…
Birinci bölümde temel İngilizce cümle örnekleri yer alıyor:
“Aşırı nadir geliyorsun.”
“Adam, gülünecek kelimelerin ta kendisiydi.”
“Baksana aklım soğuk algınlığına tutulmuş.”
“Katledilmeye nasıl da bayılıyordu.”
“Medeniyetiniz kafamı allak bullak ediyor.”
“Soğuk beni yakamdan paçamdan yakaladı.”
“Bir firketeyle adeta pembeleştim.”
“Kendini kirlendirirken çok dikkat et.”
İkinci bölüm diyaloglardan oluşuyor, diyaloglarda şu tarz cümleler var:
“Kuşların gargarasını dinleyelim, aman ne eşsiz bir keyif bu.”
“Şu tarla benim tarafımdan yapılmış hem de binlerce sihirle.”
“Kayısılarla şeftaliler yarattı beni, ağzımdaki sularla geliyorum.”
Üçüncü bölümün konusu dünyaca ünlü şahsiyetlerden mektuplar, anekdotlar, şiirler. Finalse deyimler ve atasözlerine ayrılmış.
Yazar kibri
José da Fonseca ve Pedro Carolino, English as She Is Spoke’un başındaki sunuş makalesinde, başlamadan önce aynı amaçla yazılmış sayısız kitabı incelediklerini anlatıyorlar. Dediklerine göre İngilizce bilmeyen kişiler tarafından yazılan bu kitapların hepsi de bilgi yanlışlarıyla ve tipografik hatalarla doluymuş. Kendi vaatleriyse açık ve net aslında: Titiz bir doğruluk, hatasız tipografi ve her iki dilin ruhuna bağlılık… Uyabilmişler mi bu vaade? Ne gezer! Kibir denen o büyük günah sahibinin gözlerini kör ediyor çoğu zaman.
Gülenay Börekçi
Subscribe
0 Comments
oldest