Çocuk edebiyatı çocuk işi mi?
Posted by gülenay börekçi on March 26, 2011 · 3 Comments
Bir röportajında çocuk edebiyatının daha aşağı bir tür olduğunu söyleyerek kültür sanat gündemini alt üst eden Martin Amis’e Türk yazarlardan cevap…
Çocuk edebiyatı çocuk işi mi?
İngiliz yazar Martin Amis’in verdiği röportaj çok tartışıldı. Şunları söylüyordu Amis özetle: ” Çocuk kitabı yazmayı düşünüp düşünmediğim soruluyor. Ben de, Bir gün beynimde ciddi bir hasar meydana gelirse, başlayabilirim’ diye cevap veriyorum. Yazarken öyküyü yönlendiren kişi ben olmalıyım, bana göre roman özgürlük demektir. Beni yazabileceğimden daha aşağı bir seviyede yazmaya zorlayacak kimse için bir şey yazmam.”
Martin Amis bu sözleriyle çocuk edebiyatının diğerlerinden daha aşağı bir tür olduğunu söylüyordu. Dahası sadece çocuk kitabı yazarlarını değil, diğer yetişkinleri de kızdırmış oluyordu. Zira özellikle Harry Potter’ların kazandığı göz kamaştırıcı başarıdan sonra, bizde ve dünyada çocuk kitaplarına bayıldığını söyleyen yetişkinlerin sayısı hızla arttı. Ayrıca normalde yetişkinler için yazan edebiyatçılar da çocuklar için yazmaya başladı.
İşte akla gelen bazı örnekler: Pulitzer ödüllü Michael Chabon 500 sayfalık Summerland’i yazdı. Entelektüel korku romanları yazarı Clive Barker, Zaman Hırsızı ve fantastik seri Abarat’ı yarattı. Isabelle Allende City of the Beasts’i yazdı. Umberto Eco, Ian McEwan gibi örnekler artırılabilir… Listede Madonna ve L.L.Cool J bile var. Tabii, 13 kitaplık Talihsiz Serüvenler Dizisi’nin yazarı Lemony Snicket’ı da unutmamak gerek. Yetişkinler için yazarken fazla ağır ve entellektüel bulunan ama çocuklar için yazmaya başlayarak kısa sürede dünya çapında üne kavuşan Snicket’a göre bulunduğumuz dönem çocuk edebiyatı açısından ‘60’ların rock ‘n’ roll çağına benziyor. “Çocuk kitabı yazıp da başarı kazanmak bir yazarı unutulmaz kılabilir” diyen Michael Chabon ise bunun yeni bir durum olmadığını vurguluyor: “Çocuklar için bir kitap yazmamış bir büyük yazar neredeyse yok. Mesela C.S. Lewis, J.R.R. Tolkien, Roald Dahl, Mark Twain, Rudyard Kipling, Lev Tolstoy, Anton Çehov, ve Salman Rushdie…” Eh, haksız sayılmaz… James Bond’un yaratıcısı Ian Fleming’in bile çocuk kitabı yazdığını hatırlayın. Biz de tartışmanın harareti dünya basınında sürerken “Çocuk kitabı yazmak çocuk işi mi?” sorusunu bizden yazarlara sorduk…
Mine Soysal: “Martin Amis’in söyledikleri gayet anlaşılır”
Mine Soysal birçok çocuk kitabının yazarı olmasının yanı sıra sadece çocuklara hitap eden Günışığı Kitaplığı’nın yayın yönetmeni. Odada Yalnız, Eyvah Kitap, İstanbul Masalı ve daha birçok çocuk kitabı bulunuyor.
“Çocuklar için yazmak, yazarın elini kolunu bağlayan pek çok görünmez ölçütle kıskıvrak sarmalanmak; yaratma, kurgulama özgürlüğünden çok, ‘çocuğa görelik’ denen sonsuz bir düzlemde yollar aramak, sürekli tökezlemek, kaymak, düşmek, topallamak, kalkmak, tekrar düşmektir… Çok kolay gibi görünür; ancak farklı yaşların okuma gereksinimlerine cevap veren gerçek bir edebiyat metnini ustalıkla kaleme almak son derece ağır iştir. Yazarı bazen soluksuz, bazen çaresiz bırakabilir. Amis’in ‘özgürlüklerinin kısıtlanması’ olarak gördüğü bu ‘eziyetin’ farkına varması, kendine bunu ‘reva görmemesi’, her ne kadar haksızca bir söylenmiş gibi tınlasa da, bence gayet anlaşılır bir durum…”
Behçet Çelik: “Çocuklar için yazmak insanı özgürleştirir”
Behçet Çelik’i bugüne kadar yetişkinler için yazdığı kitaplarla tanıyorduk, son olarak Sınıfın Yenisi adlı ilkgençlik romanıyla karşımıza çıktı.
“Martin Amis’in sözlerinden çocukları ve gençleri yetişkinlerden aşağı seviyede gördüğü anlaşılıyor. Çocuklar ve gençler için kitap yazmaya kalkışmak, onların dünyalarını, bilinç seviyelerini kavramaya, hatırlamaya çalışmayı gerektirir, bu çaba da bizi aşağıya çekmez, aksine yükseltir. Onlar için yazarken kendi yetişkin bilincimize çocukların ve gençlerin seviyesinden bakma imkânı kazanırız, bunu da yabana atmamak gerekir. Çocukların ve gençlerin severek okuyacakları bir metin kaleme almaya çalışmak kendi bilincimize, kendi seviyemize bir meydan okuma olarak da değerlendirilebilir. Çocuk zihni çoğu zaman yetişkinlerin zihninden daha özgürdür. Bu sebeple, çocuklar için yazmayı denemek yazarı özgürleştirebilir bile.”
Nazlı Eray: “Kendini fazla ciddiye alıyor”
Nazlı Eray edebiyatımızın en önemli isimlerinden. Büyülü gerçekçiliğe yakın bir tarzı olan yazarın günün birinde çocuk kitaplarıyla karşımıza çıkmasına ve hatta ödüller almasına bu yüzden hiç şaşırmadık. Yazarın Sihirli Saray, Naz ve Büyülü Bahçe, Naz ve Köşkteki Vampir, Frej Apartmanı’nın Esrarı gibi çocuk kitapları var.
“Bugüne kadar hiçbir kitabını okumasam da sanırım Martin Amis çok sıkıcı bir beyefendi. Çocuk tarafı kalmamış, ruhu tükenmiş. Karşılıklı konuşma fırsatı bulsak, ona kendini fazla ciddiye aldığını söylerdim. Çocuk kitabı yazmak çocuk işi olmak bir yana zordur, alıştığınızın dışında bir gözle görebilme becerisi ve sonsuz hayal gücü gerektirir. Dünyayı başka kavramlar, başka kelimeler, başka bir ruhla anlatabilmek için gayet iyi bir yazar, berrak bir zihin ve kıvrak bir kalem olmalısınız. Kendimden biliyorum; her iki türde de ürünler verdiğim için birinin ötekinden aşağı olmadığını kesinlikle öğrendim.”
Müge İplikçi: “Çocuklar için yazmak hem zor hem çok keyifli”
Müge İplikçi de yetişkinler için yazan yazarlardandı, ama büyük ilgi gören son iki kitabı Yalancı Şahit ve Uçan Salı çocuklara sesleniyor.
“Çocuk kitabı yazmayı denediğime çok memnunum. Yoksa bu işin ne kadar zor ve aynı zamanda ne kadar keyifli olduğunu başka türlü asla anlayamazdım.”
Gülenay Börekçi
Bunlar da ilginizi çekebilir :
“Çocuk kitabı yazmak çocuk işi mi?”
Harikasın, çok güzel bir tartışma konusu olmuş bu :)
Açıkcası ben çocuk kitabı yazmayı aklımdan bile geçiremiyorum. Gerçekten biraz tuhaf olurdu. Ama neden olmasın günün birinde…
:)