Derya Erkenci’den 80’ler esintili bir liste
“Cinsel deneyim hayalleriyle süslenmiş yağmurlu kış günlerinde, akşamüstlerinin soluk buz mavisine teslim olmuş odalarda Anılar-9 isimli karışık kasetten dinlediğimiz ‘Past Time Paradise’ parçasıyla yakın temaslı slow danslar ederken, loş kadife koltuklar üzerinde sızdık. Üşütmeyelim diye –kendiliğinden- üzerimize örtülen ‘yeni milenyum’ beklentisi, bizi on beş yıl uyuttu. Bütün varsıllığımızı emip tüketen seneler şimdi, yerli tütünden sarılmış bir sigara markasıdır. Kemikleşmiş kaderine razı bir kültür mantarı gibi ‘nostaljik’ oldu. 80’ler. Eskiden, yeni aldığımız kitaplara tarih notu düşerken bu kadar tedirgin olmazdık.”
Nişan Fotoğrafları adlı kitabında bunları yazıyordu yazar ve yönetmen Derya Erkenci. Hatırlayacaksınız, kendisi Hayalet Gemi muhteşem ve çok özlenen dergi Hayalet Gemi’nin mürettebatıyla birlikte yıllarca yol aldıktan sonra iki de kitap çıkarmıştı. Yukarıda bahsi geçen Nişan Fotoğrafları, bir de tabii Aptalın Seyir Defteri…
Derya Erkenci’den kendi “Efkâr Karması”nı istediğimde, tereddüt etmeden gönderdi. Buyurun, Derya’lı, Dicle’li, rakı mavili bir Arnavutköy fotoğrafına bakarak dinleyin…
Gülenay Börekçi
Derya Erkenci’den 80’ler esintili bir liste
Gecenin Matemini, Selahattin Pınar
Hüzzam makamının “curcuna” usulünden. Mümkünse Mine Koşan söylesin, Mine Koşan Kahire’de plağından… (Ben o kaydı bulamadım, mecburen bunu ekliyorum.)
Zinguala, Stelios Kazantzidis
Abdullah Yüce “Bu ne Sevgi ah, bu ne ıstırap” derken suyun öte tarafında Stelios, Zinguala ile esermiş. Babanın parçalarını birbirinden ayırmak mümkün değil ama bu muazzam şarkı pek kederlidir.
Neve, Mina
Doksanlardan nefis bir Mina parçası. Neve İtalyanca “kar” demek; kafi derecenin ötesinde bir hüzün. Her zaman dinlemem, ağır gelir.
Broken Heart, Jayne Collins
Seksenlerin plastik romantizmini ve tüm hüznünü verir, dans parçası gibi görünmesine aldanmamak lazım .
Enjoy The Ride, Morcheeba
Bana country hisleri veren düşük tempo bir parça, kederlidir, melodisi hayatın geçip gidişi karşısındaki çaresizliğimi anımsatır.
Pencere
Grup Tual’in parçası sanırım, hatta Erhan Güleryüz bu şarkı benim diye iddia etmişti ama bunların bir önemi yok, mümkünse Ayten Alpman söylesin.
Here It Is, Luciana Souza
Son yıllarda dinlediğim en hüzünlü parçalardan biri, her dinleyişimde ciğerimi neşterle lime lime ediyor desem yeridir.
Live To Tell, Madonna
Burnumun direğini çatırdatır. Bir keresinde bindiğim bir taksinin radyosunda çalıyordu, bıraktım kendimi gözlerimden yaşlar döküldü, taksici şoförü tedirgin oldu.
Is This Love, Bob Marley
Müzik ve vokal muhteşemdir. Hüzünle yetinmez yaşama sevincini, aşkı ve hayalleri de koyar yanına.
Nişan Fotoğrafları okuduğum en samimi kitaplardan birisiydi. Şöyle bir şeyin altını çizmiştim. Okurken aklıma geldi: “Müzik dinlemek, beyin hücrelerimizi öldürmeden kafa bulmanın en asil yoluydu. Direnişin mezesi; ruhu inceltme meselesinin tatlı iç yolculuğunun kumanyasıydı müzik.” Derya’yı burada okumak ayrı keyif oldu. :)