Korsan bandı, sürmeli gözler, kızıl saçlar ve yeşil karanfil
Yazarların tuhaf alışkanlıkları, farklı giyinme tarzları, türlü takıntıları olur. O kadar ki kıyafetleriyle, şapkalarıyla, papyonlarıyla özdeşleşmiş yazarlar bile vardır.
Misal, papyon denince ilk aklınıza gelen isim, muhtemelen Doğan Hızlan olacaktır.
“Kasketleriyle bütünleşmiş yazar kim?” diye sorsam, hemen Attila İlhan cevabını vermez misiniz?
Marcel Proust ise kadife eldivenlerini o kadar çok severmiş ki, gece yatarken bile çıkarmazmış. Herhalde kalem tutan ellerinin başına kötü bir şey gelmesinden korkuyordu.
Peki ya diğerleri? Oscar Wilde, William Faulkner, Nazlı Eray, Buket Uzuner, James Joyce, David Foster Wallace, Oya Baydar, Mine Söğüt… Aksesuarları ya da stilleriyle de andığımız yazarlardan sadece birkaçı. İşte ayrıntılar. Akşam gazetesinden Sibel Ateş Yengin derlemiş, oradan aldım.
Oscar Wilde’in karanfilleri
Her daim gösterişli olan Oscar Wilde yakasına taktığı renkli çiçekleri pek severmiş özellikle de yeşil karanfilleri. O yüzden bu renkli çiçekler 20. yüzyılın başlarında eşcinselliğin sembolü haline gelmiş. Wilde, “Mükemmel bir yaka çiçeği sanatla doğayı bir araya getirmenin tek yoludur” bile demiş.
William Faulkner’ın piposu
Faulkner piposunu öyle çok seviyormuş ki Noellerde ailesinden pipo temizleyicisi dışında başka bir hediye kabul etmiyormuş. Ailesi de her Noel, hediye ağacının altına farklı tür ve renklerde pipo temizleyicisi asmak zorunda kalıyormuş. Kazara başka bir hediye gelirse, hiç dokunmadan odasına bırakıyormuş. Acaba piposunun diğer hediyeleri kıskanacağını mı düşünüyordu?
Nazlı Eray’ın kıpkızıl saçları
Kızıl saçları ve renkli rujlarıyla özdeşleşen Nazlı Eray, aynı zamanda bir siyah tutkunu. Giysilerin ve gözlüklerin özellikle siyah olanını tercih ediyor. Fantastik romanların yazarı Eray, 20 yıldır saç rengini değiştirmiyor çünkü kendine yakıştırıyor. Romanlarında kızıl saçlı kadınlara da yer veriyor. Adını kırmızı saçlı kadına âşık olan papağandan alan “Âşık Papağan Barı” bunlardan biri. Sizce de Eray’a kızıl saçları çok yakışmıyor mu?
James Joyce’un korsan bandı
Gittikçe kötüye giden görme yetisi yüzünden Joyce, ömrünün son yıllarını sol gözüne bant takarak geçirmiş. Kimileri bunu “arzu nesnesi” olarak adlandırsa da, aslında sadece görme yetisini korumak için değişik bir yöntem uyguluyormuş. Nedeni ne olursa olsun siyah göz bandı Joyce’a çok yakışıyordu.
Oya Baydar’ın yaka iğneleri ve kedi bibloları
Oya Baydar’ın her fotoğrafında gözüme çarpan aksesuar, şık ceketlerinin üzerine taktığı yaka iğneleri oldu. Yazarın çalışma masasını süsleyen rengârenk, çeşit çeşit kedi biblolarıysa onun aynı zamanda iflah olmaz bir kedi sever olduğunu gösteriyor.
David Foster Wallace’ın renkli bandanaları
Birkaç yıl önce intihar eden David Foster Wallace kendiyle özdeşleşen rengârenk bandanalarını “güven battaniyesi” diye tanımlıyordu. Yaşadığı Tucson şehrinde havanın çok sıcak olması sebebiyle saçlarından sayfalara dökülen teri engellemek için taktığı bandalar, bir süre sonra onun için vazgeçilmez olmuştu. Hatta kafatasının üzerinde birçok çakra merkezi olduğunu öğrenince de bandanalarıyla daha iyi hissetmeye başlamıştı.
Buket Uzuner’in turkuvaz tutkusu
Yazarların takıntılı ve tutkulu insanlar arasından çıktığını söylüyor Buket Uzuner. Haksız da sayılmaz. “Turkuvaz mavisine takıntım var’ diyen Uzuner’in gözlükleri ve aksesuarları da aynı renkte oluyor. Uzuner’in vazgeçemediği aksesuarları ise dolmakalemi ve defterleri. Onlarsız asla sokağa çıkmıyor. Seyahate giderken o şehre ait defterleri çantasına koymadan da yola çıkmıyor.
Mine Söğüt’ün sürmeli gözleri ve rasta saçları
Mine Söğüt, “Hayat tuhaflıklarla doludur ve katlanılabilir olmasını bu tuhaflıklara borçludur” sözleriyle sanki yazarlara atfedilen bütün tuhaf huyların sebebini açıklamış. Dilek ağacını andıran renkli boncuklarla bezeli rasta saçları olan ve yıllardır gözlerinden kapkara sürmesini eksik etmeyen, Söğüt, masallardaki gizemli karakterleri anımsatmıyor mu?
Sibel Ateş Yengin
Subscribe
0 Comments
oldest