Murat Gülsoy: “Meğer hatırlamak ne acıymış!”
Oysa Herkes Kendisiyle Meşgul, Bu Kitabı Çalın, Alemlerin Sürekliliği ve Diğer Hikâyeler, Binbir Gece Mektupları, Bu Filmin Kötü Adamı Benim, Bu An’ı Daha Önce Yaşamıştım, Sevgilinin Geciken Ölümü, İstanbul’da Bir Merhamet Haftası, Bize Kuş Dili Öğretildi, Karanlığın Aynasında, Tanrı Beni Görüyor mu? Büyübozumu…
Ve bir dönem yaratıcı yazarlık dersleri aldığım Gülsoy’un Egoist Okur’a mektubu…
Benim için bu sitede yayınlanmış en değerli yazılardan -ve elbette listelerden- biri.
Gülenay Börekçi
Murat Gülsoy: “Meğer hatırlamak ne acıymış!”
Sevgili Egoist Okur,
“O kadar zor oldu ki… Meğer ben hep kederlenmek için dinliyormuşum. Meğer hatırlamak ne kadar acıymış. Her şey ne kadar çabuk eskimiş, tarih olmuş. Bu şarkılar zihnimin içinde nasıl yan yana durabiliyor ben de şaşırdım. İşin ilginç yanı bunlar buzdağının görünen kısmı. Belki de bugün, bu saat oturup düşündüğüm için bunlar geldi aklıma. Her biri hayatımın bir döneminde dinleyip efkârlandığım şarkılar. Tuhaf bir şey fark ettim bu şarkıları yeniden dinlerken; onları ilk dinlediğim zamanlarda nedensiz hüzünlenirdim, şimdiyse hepsine karşılık gelen gerçek acılardan yeterince mevcut. Artık bu parçaları kendi tarihimden bağımsız dinleyemiyorum. Bir yanıyla güzel bir duygu: şarkıyla hayatın böylesine kaynaşmış olması. Bir yanıyla da hüzünlü. Evet kederli. Şarkıda söylendiği gibi: her nesnenin bir bitimi var… Uzun söze gerek yok. Biz de gelip geçerken onları dinledik.”
Güzel bir metin.
Bazen öyle tesadüf oluyor ki şarkılar yaşadığınız ana, biraz da o bağlı kılıyor sizi bu acılara.