Egoist okur

“R. Waldo Emerson da tuhaf çocuklardan bahsediyordu”

Bugünlerde çoğu kişi gibi siz de başka yerlere ve zamanlara hatta belki başka dünyalara kaçabilmeyi hayal ediyorsanız, Tim Burton’un filmi “Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları”, uygun bir seçim olabilir. Hem zaten Ransom Riggs’in bizde İthaki Yayınları etiketiyle çıkan üç kitaplık ünlü serisini okuduysanız, siz de filmi aylardır sabırsızlıkla beklenlerden olmalısınız.

“Yeni Harry Potter” olarak da anılan “Bayan Peregrine” serisinin yaratıcısı, yani Ransom Riggs, bir kez daha huzurlarınızda…

Huzurlarınızda “tuhaf adam” Ransom Riggs ve yetenekli eşi Tahereh Mafi

ransom-riggs-peregrine-cemre-ozkan-egoistokur

“Bayan Peregrine” romanlarını kimler okusun

Okurken bir yol haritasına ihtiyaç duyanlar için…

+ Bilimkurgu, fantastik ve korku edebiyatı tutkunları
+  Harry Potter tadında yeni bir seri arayışında olanlar
+  X-Men gibi ‘öteki’lerin maceralarına meraklı okurlar
+  David Lynch filmlerindeki atmosferi sevenler
+  Tim Burton hayranları
+  Eski fotoğraflara ve ilkel photoshop yöntemlerine ilgi duyanlar
+  Edebiyatta yeni ve yaratıcı kurgu şekillerini takip edenler
+  21. yüzyılın “Peter Pan”ını arayanlar

Ransom Riggs: “Kitabı yazarken, 100 binden fazla fotoğraf geçti elimden”

“Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları”nı yazmaya nasıl başladınız? Önce hikâye mi geldi, yoksa artık bu serinin ayrılmaz bir parçası kabul edilen o eski fotoğraflar mı?

Birkaç yıl önce, ‘vintage’ fotoğraflar toplamaya başladım. Hani şu bitpazarlarından birkaç kuruşa alabileceğiniz türden fotoğraflar… Bulduklarım arasında, en tuhaf ve ilginç olanların hep çocuk fotoğrafları olduğunu fark ettim. Ve bu çocukların kim olduğunu, hikayelerini merak ettim. Fotoğraflar isimsiz olduğu için bunu öğrenmenin yolu yoktu. Ben de madem gerçek hikâyeleri bilmiyorum, o zaman kendim yaratayım diye düşündüm. Eğlenceli, tuhaf ve organik bir yazma süreciydi.

İlk romanda 50 tane fotoğraf var. Bunları seçip düzenlemeden önce kaç tane toplamıştınız?

Bitpazarlarına ve antika dükkânlarına ek olarak, bazı cömert koleksiyoncuların evlerindeki kutular, dosyalar ve albümler arasında da uzun saatler geçirdim. Bazı koleksiyoncuların en az 10 bin fotoğrafı olduğunu düşünürsek, 100 binden fazla fotoğraf geçmiştir elimden.

ransom-riggs-peregrine-cemre-ozkan-egoistokur-2

“Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları”nın yönetmeni Tim Burton. Başrolleri, Eva Green, Asa Butterfield, Ella Purnell, Samuel L. Jackson, Judi Dench, Rupert Everett , Milo Parker, Chris O’Dowd, Allison Janney ve Terrence Stamp paylaşıyor.

“Ralph Waldo Emerson da sanki tuhaf çocuklardan bahsediyordu”

Üniversitede sinema okudunuz ve sinema-televizyon endüstrisinde çalıştınız. Bu deneyimler, Bayan Peregrine’in ortaya çıkışını nasıl etkiledi?

Bunun cevabını bilemiyorum, çünkü bu benim ilk romanım. Elbette senaryo yazmak ve film çekmek, görüntülerin dizilişi üzerine düşünmüş olmak bana bir şeyler öğretmiştir. Yazarken sahneleri gözümün önüne getirebiliyorum, 5 yıl önce bunu yapamazdım. Kimi zaman da bazı sahneleri ben yönetiyormuşum gibi geliyor.

“Bayan Peregrine”, Ralph Waldo Emerson’dan bir paragrafla başlıyor. Kahramanınız Jacob’un büyükbabasından aldığı Emerson cildi de var. Hikâyenizin Emerson’un felsefesiyle doğrudan bir ilgisi var mı?

Emerson, görünenin dışında bazı şeylerin var olma ihtimalinden bahseder, ayrıca yazdıklarına bakınca ‘tuhaf çocuklardan’ bahsettiği bile düşünülebilir. Dünyanın sıra dışılığını ve gizli bir dünyanın keşfini içeren diğer birçok eser gibi Bayan Peregrine’in ana temalarından biri de, ‘uyanış’tır.

Zaman yolculuğu yapabilseydiniz, nereye ve hangi zamana gitmek isterdiniz?

19. yüzyılın ortasındaki New York’u görmek isterdim. I. ve II. Dünya Savaşı’ndan önce, henüz bombalanmamış Avrupa şehirlerini de. Gerçek Roma’yı, 16. yüzyılda altın çağını yaşayan rengârenk Venedik’i ya da Marco Polo’nun da geçtiği İpek Yolu’nu görmek ilginç olabilirdi. Ama bu liste uzar gider.

ransom-riggs-peregrine-cemre-ozkan-egoistokur-1

“Tim Burton, benden ‘kuş’ karakterini canlandırmamı istedi. Bayan Peregrine, ‘çocukları için’ her şeyi göze alabilen cesur bir kadın. Ve evet, o bir kuş… Bu yüzden canlandırırken sert kafa hareketleri yapmalı, gözümü pek kırpmamalı ve hızlı hızlı konuşmalıydım. Bu kadar ‘bambaşka’ birini canlandırmak çok eğlenceliydi” diyor aktris Eva Green.

“Her karakter, kişiliğimin abartılı yönlerini taşıyor”

İkinci roman “Gölge Şehir”in yaratım süreci nasıldı?

İlk kitaba başladığımda, önümde temiz, bomboş bir sayfa vardı. İkinci kitaptaysa akan bir hikâyeye devam ediyordum.

Serinin satış rekorları kırması, yazma şeklinizi etkiledi mi?

Etkilemediğini düşünmek isterim. En acımasız eleştirmenim yine benim. Bu yüzden diğer insanların yargıları beni fazla etkilemiyor. Hâlâ sessiz bir odada, tek başıma yazıyorum, sanki hiç kimse okumayacakmış gibi.

Üç roman boyunca maceralarını okuduğumuz o tuhaf çocuklar arasında bir favoriniz var mı? Karakterlerden yazması en eğlenceli olan hangisiydi?

Karakterlerin her biri benim kişiliğimin abartılarak yansıtılmış yönlerini taşıyor. En sevdiğim de haliyle o anki hislerime göre değişiyor. Enroch somurtkan ve huysuz olduğum zamanlardaki halim. Bazen öğretmeye pek meraklı olabiliyorum ve bu ihtiyacımı Millard kanalıyla aktarıyorum. Emma ise aklındakini saklamadan söyleyen, çok eğlenceli bir karakter.

Peki, kullandığınız fotoğraflar arasındaki favorinizi sorsam…

Seçmesi çok zor. Fakat boynuzlu sandalyede oturmuş pipo içen kadını ayrı seviyorum.

Son olarak bizde yeni çıkan “Ruhlar Kütüphanesi”ni soralım…

“Gölge Şehir”in bıraktığı yerden devam ediyor. Jacob, Emma ve Addison kaçırılmış arkadaşlarının peşinden gidiyor. Burası tuhafların dünyasındaki en tehlikeli ‘döngü’… Ve kötülerinin en kötüsünün evi. Okuyucular için hem aksiyon hem de yepyeni ve çok tuhaf fotoğraflar var.

Subscribe
Notify of

0 Comments
oldest
newest most voted
Inline Feedbacks
View all comments