Egoist okur

J.K. Rowling’den esirgenen övgüler Robert Galbraith’e gitti

Robert Galbraith’in The Cuckoo’s Calling adlı polisiyesi başta sadece 449 adet satmıştı. Yazarın aslında J.K. Rowling olduğu, kendini özgür hissetmek için takma isimle yazdığı ortaya çıkınca kitap, Amazon’da bir numaraya fırladı. Çarpıcı yeni kapağı, ciltli versiyonu ve Rowling’in “devam kitabı yolda” müjdesiyse işin içinde bir PR numarası olduğunu düşündürüyor…

Altan’dan Son Oyun, Rowling’den Boş Koltuk

rowling cuckoo egoistokur gulenay börekci

J.K. Rowling’den esirgenen övgüler Robert Galbraith’e gitti

İki tür yazar var. Bir, sessiz olanlar; kendilerini, dünyayı, insanları yazarak ifade edenler. Az yazan, az röportaj verenler, kitaplarını PR faaliyetleriyle pazarlamaktan bu çağda bile hâlâ olabildiğince uzak duranlar. Rimbaud’nun, Mallarmé’nin, Kafka’nın, Salinger’ın izinden gidenler… Öteki uçta da yazmalara, yayınlamalara doyamayanlar. Yılda birkaç kitap çıkaran, yetmedi gazete yazılarını toplayanlar. Haftada üç kez röportaj verip kitap kapaklarına kendi portrelerini koyarak hatta adlarını roman adlarından daha iri yazarak satış artırmayı hedefleyenler…

Bu ikinci gruptakiler eminim son görkemli manevrasından ötürü J. K. Rowling’e şapka çıkaracaklardır. Çünkü bugüne kadar hiç kimsenin akıl edemediğini yaptı ve okura, yayıncıya, medyaya sağ gösterip sol çakmayı başardı. Yani karşı çıkıyor gibi göründüğü PR’ın en alasını yaptı. Böylece de PR sanatının büyük ustası, nasıl demeli piri sayılmayı sonuna kadar hak ettiğini kanıtladı. Üniversitelerin ilgili bölümlerinde ders verse yeridir.

İzninizle özetleyeyim… 7 kitaplık Harry Potter serisiyle “dünyanın en zengin yazarı” haline gelen J.K. Rowling geçen kış yetişkinlere hitap eden toplumsal içerikli bir roman yayınlamış ve bir bakıma “yüksek edebiyat” yapabileceğini de göstermeyi denemişti. Birileri ona yüksek edebiyatın tarifinde ille bunların bulunması gerekmediğini hatırlatmalıydı. Zaten formül tutmadı, bizde Boş Koltuk adıyla çıkan roman okurdan umut edildiği kadar ilgi görmedi, dahası eleştirmenler tarafından yerden yere vuruldu.

‘Benden esirgenen övgüler ona gitti’

Tabii henüz hiç kimse bilmiyordu; yumurtalarını tek sepete koymayacak kadar akıllı bir kadın olan Rowling, Boş Koltuk’la eşzamanlı olarak bir roman daha yazmış meğer. Hatta nisan ayında bu roman yayınlanmış da. Ama biz bunu yeni öğreniyoruz. Neden? Anlatayım…

Üç ay önce Robert Galbraith adlı tanınmamış bir yazarın The Cuckoo’s Calling adlı polisiye romanı yayınlandı. Eleştirmenler bir ilk roman olarak onu o kadar beğendiler ki şurada burada arka arkaya methiyeler çıkmaya başladı. Gelin görün ki okur kitaba pek yüz vermemiş, ilk dört haftada 449 adet satılan kitap üç ayın sonunda toplam 1500 adet satılabilmişti.

Rowling’in bombası temmuz başında patladı. Judith Callegari adlı bir kadın Sunday Times gazetesinin kitap eleştirmenine bir tweet atıp Robert Galbraith’in aslında J.K. Rowling’den başkası olmadığını yazdı. Tweet iki gün içinde silindi ama bazı gazeteciler ihbarın doğruluğunu araştırmaya çoktan başlamıştı. Gerçek birkaç gün içinde ortaya çıktı, Galbraith hakikaten J.K. Rowling’di. Üstelik bunu yazarın kendisi de doğruluyordu.

Şöyle diyordu Rowling: “Gerçeği yayıncım, ajanım ve birkaç yakın arkadaşım biliyordu. Bilenler güvendiğim ve susmayı peşinen kabul etmiş kişilerdi. Sırrımı ifşa edenlere kırgınım, çünkü The Cuckoo’s Calling benim için fazlasıyla özgürleştirici bir deneyimdi. Kitabımın herhangi bir beklenti olmadan, reklam kampanyalarıyla falan desteklenmeden yayınlanabilmesi harikaydı. Galbraith’in yıllardır benden esirgenen olumlu eleştirilere boğulması da duyduğum mutluluğu artırıyordu.”

4709’uncu sıradan 1 Numara’ya

Aslında buna bir itirazım yok. J.K. Rowling sevdiğim bir yazar, sosyal içerikli son romanında epey sıkılmıştım, o yüzden fantastiğe dönmese de polisiye yazmaya karar vermesi beni sevindirdi. Takma isimle yazması da anlaşılır bir şey bence, tabii eğer üç ay içinde itiraf etmeseydi.

O yüzden sırrının açığa çıkmasına üzüldüğünü söylerken bence sahtekarlık ediyor ve ortada dev bir PR kumpası olduğunu örtbas etmeye çalışıyor.

Kanıt istiyorsanız epeyce var: İtirafın hemen ardından kitabın kapağı değiştirildi ve The Cuckoo’s Calling daha sansasyonel bir kapakla okur karşısına çıktı. Ayaküstü ciltli versiyon bile yapıldı. Ayrıca Rowling halihazırda ikinci kitabı da bitirmek üzere olduğunu, hem de Robert Galbraith’in internet sitesinden açıkladı. Demek ki bir yazarın takma isimle yazması değilse bile takma isimle yazdığını açıklaması gayet kârlı bir proje olabiliyormuş.

Peki sonuç? Amazon’a 4709’uncu sıradan giren ve ilk ay sadece 449 adet satan The Cuckoo’s Calling bir numaraya yerleşmiş durumda. Uzun süre de inecek gibi görünmüyor.

Erkek yazarlar daha mı popüler?

Harry Potter serisinin yaratıcısı, neden J.K. Rowling adını kullandığını açıklarken, “Erkek yazarların kadın yazarlardan daha çok sattığı biliniyor, ben de bu yüzden ismimin cinsiyet göndermesi içermeyen baş harfleriyle tanınmayı tercih ettim” demişti. Yıllar sonra bu kez erkek adıyla bir roman yazdı. Neden bu isim peki? “Güzel bir ad. Kahramanım Robert F. Kennedy’i hatırlatıyor bana. Ayrıca ne Harry Potter romanlarında ne de Boş Koltuk’ta Robert adlı bir karakter yok. Galbraith’e gelince… Çocukken herkesin bana Ella Galbraith demesini isterdim. Bugüne kadar Galbraith soyadlı biriyle tanışmadım, bu adı neden bu kadar sevdiğimi, duyunca niçin büyülendiğimi de bilmiyorum. Gerçek hayatta bu adı taşıyan biri varsa, lütfen beni bağışlasın.”

Esrarengiz Mr. Galbraith

Arka kapak yazısından: “1968 doğumlu yazar evli ve iki oğul sahibidir. Uzun yıllar Kraliyet Ordu Polisi için çalıştıktan sonra özel dedektiflik yapmaya başlamıştır. Kahramanı Cormoran Strike’ı da zaten bizzat kendi hayatından ve ordu için çalıştığı yıllarda edindiği deneyimlerden esinlenerek yaratmıştır. Son olarak, Robert Galbraith yazarın gerçek adı değildir.” Yazarın bir internet sitesi de var: www.robert-galbraith.com

Gülenay Börekçi

Subscribe
Notify of

0 Comments
oldest
newest most voted
Inline Feedbacks
View all comments