Egoist okur

Yunuslara özgürlük!

“4 Ekim dünyada Hayvan Hakları Günü olarak kutlanıyor. Türkiye’de Hayvanları Koruma Günü olarak da anılan bu özel günde, aslında bildiğimiz anlamda bir kutlama yapılmıyor. İsabet oluyor, çünkü ne yazık ki hayvan hakları konusunda sınıfta kalmış durumdayız; ortada pek de kutlanacak bir durum yok. Hayvan sevgisinin evcil hayvan beslemekten ibaret olmadığını anladığımız gün, dünya daha da güzelleşecek muhakkak! 4 Ekim vesilesiyle, birkaç satırı hayvan dostlara ayırmak ve ayrımcılık olsa da hayvanlar âleminin en zeki üyesi olan yunuslar hakkında yazılmış çocuk kitaplarından bahsetmek yerinde olacaktır diye düşündüm.”

Çocuklar için harika bir macera: En kahraman kirpi bizim KİPRİ

© Copyright 2013 CorbisCorporation

Nuran Turan’ın yazdığı Kaya ile Sinan Yunuslarla adlı kitabın kapağından.

Özgür yunuslar: Denizlerden kitaplara…

4 Ekim dünyada Hayvan Hakları Günü olarak kutlanıyor. Türkiye’de Hayvanları Koruma Günü olarak da anılan bu özel günde, aslında bildiğimiz anlamda bir kutlama yapılmıyor. İsabet oluyor, çünkü ne yazık ki hayvan hakları konusunda sınıfta kalmış durumdayız; ortada pek de kutlanacak bir durum yok. Hayvan sevgisinin evcil hayvan beslemekten ibaret olmadığını anladığımız gün, dünya daha da güzelleşecek muhakkak! 4 Ekim vesilesiyle, birkaç satırı hayvan dostlara ayırmak ve ayrımcılık olsa da hayvanlar âleminin en zeki üyesi olan yunuslar hakkında yazılmış çocuk kitaplarından bahsetmek yerinde olacaktır diye düşündüm.

Konuyla ilgisiz bir başlangıç gibi görünebilir ama, Volvox grubunu çoğunuz hatırlarsınız sanırım… Sadece kadınlardan oluşan, Şebnem Ferah ve Özlem Tekin’i müzik dünyasına kazandıran, zamanının çok ötesinde, öncül ve özgün bir rock grubuydu Volvox. Grubun davulcusu Gül Ağırca’nın, bir çocuk kitabı yazdığını, üstelik Türkiye’de örneği olmadığını zannettiğim ‘yunus esareti’ temasını işlediğini, okullarda bu konuda seminerler verdiğini duyunca çok şaşırdım. Anlaşılıyor ki bu muhteşem kadınlar, sadece müzik konusunda ileri görüşlü değillermiş. Ağırca’nın yazıp resimlediği Küçük Pink ve Büyük Dünyası, -araştırdığım ve bildiğim kadarıyla- bu temayla yazılmış ilk kitap. Yunuslarla ve yunus sevgisiyle ilgili kitap sayısı giderek artıyor ama bize ve çocuklara asıl lazım olan, yunus esaretinin ne olduğunu ve bunun nasıl önüne geçebileceğimizi öğretecek kitapların artması. Neden derseniz…

Bugün birçok araştırma, insanlardan sonra en zeki canlının yunuslar olduğunu kanıtlıyor. Sadece zeka değil, bilinç ve farkındalık düzeyleri de onları diğer canlılardan farklı kılıyor. Son yıllarda Türkiye’de ve dünyanın birçok yerinde yunus parkları ne yazık ki büyük bir katliamın ortağı oldu. Denizlerden travmatik şekillerde yakalanan bu olağanüstü canlıların birçoğu yakalanma aşamasında ölüyor. Ölmeyip sağ kalanlar, tankerlerin içinde günlerce süren bir ızdıraptan sonra havuzlara taşınıyor. Her gün kilometrelerce yol kat etmesi, sürüler halinde yüzmesi ve avlanması gereken yunuslar, havuzlarda ölü balık yemek zorunda kalıyor, o ölü balıkları yiyebilmek için taklalar atıyor ve dört duvar beton havuzlarda sonar’larını kapatarak kör oluyorlar. Aksi halde yüksek müzlk yüzünden deliriyor, intihar ediyor, hastalıktan ya da üzüntüden ölüyorlar! Zekaları, intihara eğilimi elbette tetikliyor. Bugün bir yunus parkında gösteri yapmaya zorlanan yunusları, birkaç ay sonra yeniden görmek neredeyse imkansız. Çünkü yüksek ihtimalle bu kadar kısa süre içinde çoğu ölmüş oluyor. Ama bunu anlamak, gösteriye gidenler için elbette çok zor. Çünkü dikkatsiz gözlere hepsi aynı görünüyor ve işin en acı kısmı, onlara sorsanız o yunusların hepsi gülümsüyor!

Tüm bu facianın yanısıra, yunuslar birçok ailenin umudunu suistimal etmek için de kullanılıyorlar. Özel eğitime gereksinim duyan çocuklar için yunus terapisi adı verilen ve aslında tamamen bu kanlı sektörün ‘uydurduğu’ tekniğin bir ‘terapi’ olduğu, bilimsel olarak hiçbir şekilde kanıtlanmış değil. Üstelik uzmanlar bunun bilimsel olmaması bir yana, yunuslardan insanlara geçebilecek hastalıklar açısından da büyük riskler taşıdığı konusunda uyarıyor! Buna rağmen bazı aileler, çareyi bu tip yöntemler denemekte arıyor. Sektör, bu ailelerin umudu üzerinden yüklü miktarda paralar kazanıyor ve bu döngü böyle sürüp gidiyor.

Bu satırlara sığdıramayacağım kadar derin ve önemli bir mesele olan yunus esareti ve tabiri caizse mezalimi hakkında daha fazla bilgiyi Yunuslara Özgürlük platformunun internet sitesi www.yunuslaraozgurluk.com ‘dan edinebilirsiniz. The Cove adlı belgeseli de, bu sektörün nasıl doğduğunu ve bu noktaya geldiğini öğrenmek için mutlaka izlemenizi öneririm.

Yeniden kitaplara dönersek…İşte tüm bu saydığım sebeplerden ötürü, yunuslarla ilgili kitap yazmaya niyet etmek bile, bir bilinçlenmeyi, bir uyanışı müjdeliyor bana. Bu anlamda, kitabın bazı eksiklerini de görmezden gelerek, Küçük Pink ve Büyük Dünyası’nı mutlaka edinmenizi ve çocuğunuza oku(t)manızı öneririm. Bir gemide ailelerinden ayrı, yunus avcılarının tehdidi altında kalan iki çocuğun ve onlardan yardım isteyen mavi balinanın fantastik macerası, sizi dalgalarla birlikte önce karaya sonra bir yunus parkına vuracak! Bir çocuğun gücünü, potansiyelini keşfetmesinin hikayesi bu aynı zamanda…

yunuslara ozgurluk egoistokur gokce gökceer 1

Behiç Ak imzalı Karadeniz’deki Yunus adlı kitabın kapağından.

Yunus esaretini değilse de, bir yunus üzerinden doğa sevgisini anlatan şahane bir kitap da, usta Behiç Ak’ın imzasını taşıyor. Karadenizli Yunus, bir balıkçı kasabasında balıkların bitmesinin müsebbibi sanılan yunusun peşine düşen balıkçılara, küçük bir çocuğun verdiği büyük dersi anlatıyor. İnatçı, isyankar ve duygusal İsmail, bir çocuğun önce etrafını sonra da dünyayı nasıl değiştirebileceğine dair muazzam bir örnek olabilir.

Tıpkı Karadenizli Yunus gibi Kaya ile Sinan Yunuslarla da Can Çocuk’tan çıktı. Nuran Turan’ın yazdığı An-Su Aksoy’un resimlediği kitap, Ege’nin serin sularında özgürlüğün tadını çıkaran yunuslar aracılığıyla aşk, dostluk ve kardeşlik mesajları veriyor.

Bu yazıyı yazarken varlığından son anda haberdar olduğum bir kitabın daha adını anmadan geçemeyeceğim. Poyri Dönüyor, sevimli bir uzaylı olan Poyri’nin maceralarını anlatan serinin üçüncü kitabı. Bu kitapta ise Poyri, hayvanlarla konuşabilme yeteneği sayesinde, yunus parkındaki bir yunusla konuşuyor ve yardıma ihtiyacı olduğunu anlıyor. Yaptığı kurtarma planı sayesinde yeni bir maceraya başlıyor…

Yunusları kurtarmak için uzaylı Poyri kadar cesur, iyi kalpli ve bilinçli dünyalılara ihtiyacımız var. Son olarak Kaş’taki yunus parkının kapatılması gibi iyi haberler de almıyor değiliz ancak bu yeterli değil. Yunus parklarına gitmemek, onları kurtarmak için atılacak en büyük adım. Onların zekasını görmezden gelmek, tıpkı yunusların sonar’larını kapatması gibi, bizim de gözlerimizi ve kulaklarımızı kapattığımız sürece devam edecek. Aksi halde delirir miyiz? Evet, belki! Ama biz delirmeden bununla mücadele etmeye, uykumuzdan uyanmaya ve çocuklarımızı uyutmalarına izin vermemeye kararlıyız. Yunus parklarına hayır ve yunuslara özgürlük! Hemen, şimdi!

Gökçe Gökçeer

Okuma tavsiyeleri

Karadeniz’deki Yunus, Behiç Ak, Can Çocuk, 2011

Küçük P’ink ve Büyük Dünyası, P. Gül Ağırca, Mandolin Yayınları, 2012

Kaya ile Sinan Yunuslarla, Nuran Turan, Can Çocuk, 2013

Poyri Dönüyor, Nilay Şanlı, Yaz Yayınları, 2013

Subscribe
Notify of

0 Comments
oldest
newest most voted
Inline Feedbacks
View all comments