“Kimi biberin en keskinini, çikolatanın acı olanını, denizin dalgalısını, şarkıların efkarlısını ve aşkın faça atanını sever. Bilir çünkü kalbin dilini ancak derin şarkıların konuşabildiğini…”
Gazeteci ve yazar Aycan Aşkım Saroğlu bir keresinde bu şarkılardan bazılarını ayışığında sahilde gizlenmiş bir barda, Sundance’ta bizim için ve tanımadığımız türdeş ruhlar için çalmıştı. Bu gece Egoist Okur takipçileri için de çalsın istedim. İşte diline hüznü de neşeyi de aynı şahanelikte yakıştırabilen Aycan’ın “Efkâr Karması”…
Gülenay Börekçi
Aycan Aşkım Saroğlu’nun biberli, çikolatalı, dalgalı ve yaralayan şarkıları
No Habre Nadie El Mundo, Buika
Gururun bıraktığı yarayı bu dünyada iyileştirebilecek kimse yok, bana verdiğin bunca aşka rağmen, beni nasıl incittiğini hiç anlayamıyorum; aşkı gırtlağında taşıyan kadın söylüyor.
Senden Başka Kimse Yok İçimde, Erkin Koray
Belki de cehennem içime bıraktığın ateşe benzer, yine de sevgili inan ki senden başka kimse yok içimde…inceden dağlıyor yüreği derin bir kırgınlıkla… Erkin Koray kırgın ve özlemi taşıyan sesiyle söylüyor.
Your Love Will Kill Me, Daniel Lavoi
Kıskançlıkla tutkunun, imkansız bir arzunun çığlığı… Obsesyon, lanet, nefret… Sonsuz bir karma…
Aşkın beni öldürecek… Bunu sana ilk baktığımda ve sen bana ilk baktığında gördüm… Aşkın… Öldürecek.
İçimde Ölen Biri Var, Ahmet Kaya
O ses ne söylese içimizdeki Tanrı parçacığına dokunabilir ama ya bu şarkı bu yorum… Müthiş bir dip galeri.
Her yanımda susmuş insanlar. İçimde ölen biri var… Korkular salıyorsun içime. Her an başka biçimde…
Güzel Bir Gün Ölmek İçin, Teoman
Ölüme karşı bir katharsis, bir anti-madde. Defalarca, dinlediğinde ölüp yeniden doğuyorsun! Ne ihtişamlı bir yalnızlık bu! Ölüm öteki yüzüne bu şarkıyla dönüştürüyorsun Teoman.
Sen ve ben hep böyle kalacağız, gitgide eriyip yok olacağız, yavaş yavaş… Yavaş ölüyoruz, hadi şimdi ölelim, sonsuza kadar yaşayalım o halde birlikte.
Spente Le Stelle, Emma Shaplin
Bir bir derin kesiğin, kuyuya atılmış bir kalp yarasının, unutulmaz izin senfonisi…Kadim zamanlardan seslenir gibi… Öyle tuza bulanmış bir bıçak girmiş ki yüreğe, öyle bir kaybolmuşluk ki bu…
Bu kalbi kaybettin… Ona ihanet ettin… Sesin ölüyor… Yok oldun… Sadece gece…Gece… Gece…
Kan Revan İçindeyim, Cem Adrian-Murat Yılmazyıldırım
Hiçbir ayrılık yeniden yaratmıyor beni… İçe doğru seslenen düşmüş bir meleğin sesiyle söylerken Cem Adrian, Murat Yılmazyıldırım sokağın kesik yaralarını taşıyor şarkıya…
Biliyorum, kimse bizi kurtarmayacak…
Ya Kalbi, Souad Massi
Kalbe dokunan, olağanüstü yalın ve derin sesli bir kızın Kırık Kalp albümünün belki de en güzel parçası…Kalp de tıpkı aşk gibi Batı’da tam karşılığı olmayan bir sözcüktür çünkü aşk hem dünyevi olanı hem ilahi olanı anlatır.
Ah kalbim ağlama, dünya fani işte…
Hoşçakal, Şebnem Ferah
Hoşçakal imkansızlığı anlatan en ağır veda sözcüğüdür bence. Bitişin teslimiyetine ölümün sınırsız çizgisini taşıyarak sevdiğine anı kırıntılarını bırakarak, güzel gider… Ama bir de kalan vardır. Yine de Ferah bir kanyona dökülen şelalemsi sesiyle der ki: “Bu bir garip veda olacak, çünkü aslında hep içimdesin…”
Love Me Like A River Does, Melody Gardot
Gece , biraz dumanlı, hafiften ağıra sarhoş, tam teslimiyette bir yakarış… Müthiş kışkırtıcı bir sesle çağırır… Müthiş bir aşk ve seksilikle seslenir ona…
Beni bir nehrin denize karışması gibi sev… Sonsuza kadar…
Offf Aycancım, herzamanki gibi şarkı seçimlerine bayıldım, insanın içine işleyen şarkılar seçmişsin, gönlüne yüreğine sağlık…
Dilek’cim benzer şeyleri seviyoruz 2 yay insanı olarak zaten hep…
Nefis şarkılar Aycan, hele “Your Love will kill me” en sevdiğim müzikallerden birinin en sevdiğim şarkısı. Harka seçimler.
Çok teşekkür ederim, Ahsen’cim… Ne yürek söken bir şarkı değil mi hakikaten…