Egoist okur

Bayan Aphra Behn, bu çiçekler size…

“Bütün kadınlar birleşip Aphra Behn’in mezarına çiçekler serpiştirmeliler, çünkü akıllarından geçen her ne varsa yazıya dökme hakkını kadınlara kazandıran odur,” diyor Virginia Woolf, bir çeşit manifesto niteliği taşıyan ünlü eseri “Kendine Ait Bir Oda”da.

İşte karşınızda Aphra Behn ve birkaç çok yetenekli kadın yazar. İlklerimiz.

Aphra Behn sadece roman türünün ilk örneklerinden birini ortaya koymakla kalmamış, daha köleliğin kaldırılması yolunda mücadele başlamadan çok önce kölelikle mücadele eden bir metin kaleme almıştı.

Bayan Behn, bu çiçekler size…

Oyun yazarı, şair ve çevirmen Aphra Behn, sadece İngiltere’nin değil, belki de dünyanın ilk “profesyonel” kadın yazarı. Hayatını yazıyla kazanan ilk kadın olarak tarihe geçen Bayan Behn’den önce yaşamış ve yazmış kadınlar hiç kuşkusuz vardı ama onlar aristokrat ya da zengin ailelere mensup oldukları için, hayatta kalmak için paraya ihtiyaç duymamışlar, salt zevk için yazmışlardı. Eserlerini ancak “Bir Hanım” gibisinden anonim adlarla yayınlayabilen bu isimsiz yazarlar, kitaplarının başlarına da türlü çeşit özürler içeren garip önsözler iliştirmişlerdi. Aphra Behn ise bütün bu kadınlardan farklıydı. Ne izin istiyordu, ne de yazma hevesinden ötürü okurlarından özür diliyordu.

Virginia Woolf’un “Kendine Ait Bir Oda”da anlattığına göre, orta tabakadan gelen bu parlak zekalı kadının “avam sınıflara özgü” bir mizah duygusu, canlılığı ve hayran olunacak bir cüretkârlığı vardı. Kocasının ölümünden sonra beş parasız kalmış, geçimini sağlamak için de çeviri yapmaktan ve yazmaktan başka yol bulamamıştı. Yazmayı bir kadın için vakit öldürme ya da boş zaman doldurma uğraşı olmaktan çıkarmıştı Behn ve bir kadının yazı yazarak pekâlâ para da kazanabileceğini kanıtlamıştı.

Bu sayede sonraki yüzyıllarda da sayısız kadın, çeviri yaparak ya da yazarak evlerini geçindirebildiler. Yazdıkları kitapların şahane işler oldukları iddia edilemezdi, dönemin klişelerinden beslenen, sıkıcı ve didaktik metinlerdi genellikle ama onları önemli kılan iyi yazılmış olmaları değil, yazılmış ve yayınlanmış olmalarıydı. Orta sınıftan kadınların kendilerine bir geçim kaynağı yaratmak adına yazmaya başlamasını tarihin en önemli hadiselerinden sayan Virginia Woolf’a göre bu öncü kadınlar olmasaydı, Brontë Kardeşler, Jane Austen ve George Eliot da yazamayacaktı. Tıpkı Marlowe olmadan Shakespeare’in, Chaucer olmadan Marlowe’un ve öncülü sayılacak bütün o unutulmuş şairler olmadan Chaucer’ın yazamayacağı gibi…

“Çünkü başyapıtlar tek başlarına, başkasının yardımı olmadan doğmazlar,” diyordu Woolf, “Yüzyıllardır var olan ve insanların bir arada yaşamasıyla gelişen ortak düşüncenin sonucudur onlar, böylece kitlenin deneyimleri tek bir seste birleşir. Bu yüzden Jane Austen, Fanny Burney’nin mezarına bir çelenk koymalı, George Eliot da Eliza Carter’ın, yani sabah erkenden uyanıp Yunanca çalışabilmek için karyolasının kenarına bir çıngırak takan o cesur yaşlı kadının iri yarı gölgesine saygılarını sunmalıydı. Şimdi de bütün kadınlar birleşip Aphra Behn’in mezarına çiçekler serpiştirmeliler, çünkü kadınlara, akıllarından geçen her ne varsa yazıya dökme hakkını kazandıran odur.”

Charlotte, Emily ve Anne Brontë kardeşler bile başlangıçta erkek adlarıyla, yani Currer, Ellis ve Acton Bell olarak atılmışlardı yazı hayatına. Gerçekte kadın oldukları anlaşıldığında da yerden yere vurulmuşlardı.

İlk romanı Aphra Behn mi yazdı?

İngiliz edebiyatı üzerine kitaplarda Aphra Behn’in edebiyat tarihinin ilk romanını yazmış olması ihtimalinden pek bahsedilmez. Oysa bu çok yetenekli kadının en başarılı eseri “Oroonoko”, roman türünün temel özelliklerini taşıyan bir kitap, üstelik birçok eleştirmenin ilk roman saydığı Robinson Crusoe’dan 30 yıl kadar önce, yani 1688’de yazılmış bir kitap.

Prof. Dr. Mîna Urgan şunları yazmış: “Aphra Behn’in romanı ‘Oroonoko’, Jean-Jacques Rousseau’nun yaygınlaştırdığı ‘soylu vahşi’ temasını işler: Afrikalı bir kralın torunu olan yiğit ve erdemli Oroonoko, kendisi gibi kara ırktan gelen Imoinda ile sevişmektedir. Ne var ki, Oroonoka’nun yüz yaşını aşmış olmasına karşın Imoinda’ya göz koyan dedesi, gençlerin birleşmesini engellemek için kızı sömürgecilere köle olarak satar. Oroonoko da köle tüccarlarının eline düşer. Sonunda da köleler, tutsak hayatı yaşamaya katlanamayan Oroonoko’nun önderliğinde efendilerine başkaldırırlar.”

Yitik Ülke Yayınları tarafından Türkçe çevirisi yayınlanan romanın en dikkat çekici özelliği, Behn’in sadece köleliğin aşağılık ve ahlaksız olduğunu söylemekle kalmaması, “vahşiler” olarak nitelenen kölelerin efendilerinden çok daha ahlaklı olduğunu öne sürmesiydi. Gırtlağına kadar ikiyüzlülüğe batmış sömürgeci batı toplumu için bu tamamen yeni bir bakış açısıydı. Aphra Behn’in eleştirmenler tarafından uzun süre göz ardı edilmesinde bunun da payı olmalı düşünmek gerek.

Edebiyatta ilk kadınlar

Enheduanna: MÖ 23. yüzyılda yaşadı. Akad Kralı Sargon ile Kraliçe Taşlultum’un kızı ve Ekişnugal Tapınağı’nın baş rahibesiydi. Aynı zamanda yazdıklarını kendi adıyla imzalamış olan ilk şairdi.

Sappho: Milattan önce 7. yüzyılda yaşamıştı. Lir eşliğinde okuduğu şiirler yazıyordu. “Lirik” şiirlerinin pek azı günümüze kadar gelebildi.

Murasaki Şikibu: 10. yüzyılda, yani Heian Dönemi’nde yaşadığı ve imparatorluk nedimelerinden biri olduğu tahmin edilen Murasaki Şikibu’nun gerçek adı bilinmiyor. Murasaki Şikibu, “Murasaki Hanım’ın Günlüğü”nün ve bazı kaynaklarca “ilk roman” kabul edilen “Genji’nin Hikayesi”nin yazarıdır.

Christine de Pisan: 15. yüzyılda yaşayan Fransız yazar, eleştirmen. Bugün çoğu unutulmuş olan kadın ressamları anlattığı biyografiler kaleme aldı. En önemli eseri, 1405 tarihli “Hanımlar Diyarı Kitabı”ydı. Pisan bu kitapta erkeklerin giremediği bir şehrin alegorik hikayesini anlatıyordu.

Gülbeden Begüm: 16. yüzyılda yaşamış olan Babür Şah’ın kızı prenses Gülbeden Begüm, “Hümâyûnnâme” adlı hatıratıyla tanınıyor.

Fatma Aliye: Türk romanının ilk kadın romancısı Fatma Aliye Hanım, Ahmet Mithat Efendi’nin öğrencisiydi, yazmaya 1800’lerin sonunda onun teşvikiyle başladı. “Refet”, “Udi” ve “Levayih-i Hayat” adlı kitaplarıyla tanınıyor.

Gülenay Börekçi

Subscribe
Notify of

1 Comment
oldest
newest most voted
Inline Feedbacks
View all comments
2 years ago

Teşekkürler. Çok beğendim.