Ayı olmayan bir ayının hikayesi
Birkaç ay önce Egoist Okur’da yazmaya başlayan Gökçe Gökçeer benim için harika bir keşif oldu. Artık biliyorum; o bir kitabı severse, ben de seveceğim. Sevmezse de ona hak vereceğim… Çünkü Gökçe tıpkı benim gibi çocuk kitaplarına, masallara çok düşkün biri ama yeri geldiğinde eleştirilerini de esirgemiyor. Bir de doğaya, çocuklara, hayvanlara, masum ve renkli diğer şeylere bayılıyor.
Gökçe’nin bu yazısı da öncekiler gibi çok güzel. Fakat ürpertici de… Yatılan her uykunun ertesinde her zamanki gibi uyanılmayabileceğine dair bir paranoyadan bahsediyor çünkü. Üstelik bu gerçekleşmesi an meselesi denecek türden biri paranoya. Neden, anlatayım…
Bu hafta tanıttığı kitabın kahramanı tatlı mı tatlı bir ayıcık. Tam kış uykusuna yattığının ertesi günü ininin üzerine bir fabrika kuruluyor. Kahramanımızın kabusu da zaten işte böyle başlıyor… Sonrasını Gökçe’den okuyun…
Philip Pullman’dan şahane roman: BEN BİR FAREYDİM!
Ayı olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!
Bir ayının kış uykusuna yatması, son derece alışılagelmiş bir durum. Bahar gelince uyanıp hayatına kaldığı yerden devam etmesi de… ‘Ayı olan ayılar’ genellikle böyle yaşar! Ayı Olmayan Ayı’nın yaşadıkları ise pek böyle değil. O da kış uykusuna yatıyor, mışıl mışıl uyuyor ama uyanınca hiçbir şey beklediği gibi olmuyor.
‘En zoru çocuk kitabı yazmaktır’ diye boşuna dememiş Roald Dahl! Zeka ve mizahı herkesin kaleminden tatmak imkansız zira, en iyi o biliyor olmalı. Frank Tashlin bu nevi şahsına münhasır yazarlardan biri ve sadece yazar olarak değil çizer olarak da çocuklar için büyük şans. MGM ve Warner Bros. için çizgi filmler hazırlayan Tashlin bir dönem Disney stüdyolarında çalışmış ve Dr. Seuss ile ortak çalışmalara imza atmış şanslı bir dâhi. Mükemmel mizah anlayışının onu sinema sektöründe Jerry Lewis ve Bob Hope’la çalışma noktasına getirmesine de şaşmamalı!
Ayı Olmayan Ayı, David Hume’un ‘yarın güneş doğmayacak’ önermesini hatırlatıyor. Yatılan her uykunun ertesinde her zamanki gibi uyanılamayabileceğine dair bir paranoya, korkunç bir şüphe gibi… İnsanoğlunun doğaya ve hayvanlara verdiği açık ve seçik zararın trajikomik hikayesi. Tam uykuya yattığının ertesi günü ininin üzerine kurulan fabrikanın başına getireceklerinden habersiz bir ayının büyük kabusu. ‘İyi bir tıraşa ihtiyacı olan, kürk palto giymiş budala adamın teki’ olmakla suçlanan ve bir fabrika işçisi olduğuna inandırıldığı için kafası fena halde karışan bir zavallı ayının acısı… Bir acıya bu kadar gülünür mü? Bir çocuk kitabının altmetinleri bu kadar güçlü olur mu? İşte o da Frank Tashlin’in dehası!
Ayı Olmayan Ayı’da, gayet ayı olan ama hiç de budala olmayan bir ayının hayatının zorla elinden alınma çabasını okuyacaksınız. Okumak yetmez, izlemek de isteriz diyenler için aşağıda küçük bir sürpriz de yer alıyor.
Bitirirken; bu kitabı kitaplığınızın en özel rafında ya da başucunuzda tutsanız, hatta başınızın üzerinde taşısanız yeridir!
Gökçe Gökçeer
Subscribe
0 Comments
oldest