Alain de Botton’dan yeni bir pornografi teklifi
Alain de Botton’un Londra’da açtığı Hayat Okulu’nu biliyorsunuz, onunla bu konuda bir röportaj yapmıştım. bence güzel fikir, çok eğlenceli. İşe yarıyor mu, öğrencilerine hayatı öğretiyor mu bilmiyorum. Neyse ki şimdi nihayet merakımı gidermenin bir yolunu buldum. Zira yeni çıkan altı ciltlik Hayat Okulu kitaplığı uzaktan da olsa bu okulun müfredatına dair bir fikir edinmemi sağladı. Kitaplardan ilk okuduğum elbette Alain de Botton’unki oldu. Yazar ve felsefeci Botton, insanlık olarak daha iyi bir hayat istiyorsak acilen yepyeni bir pornografi türü icat etmemizin gerekliliğindren bahsederek beni önce biraz irkiltti. Fakat sonra düşündüm de… Neden olmasın?
Bu arada, Sel Yayıncılık’tan çıkan Hayat Okulu kitaplığının diğer ciltlerini okudukça sizi haberdar edeceğim… En azından isimleri acayip vaatkar.
Alain de Botton’dan yeni bir pornografi teklifi
Fifty Shades of Grey (Grinin 50 Tonu) diye bir kitap var, aylardır tüm çok satan listelerini işgal etmiş durumda. İlk haberini ben yapmıştım ve birinci cildi bile güç bela tamamlayabilmiştim, o kadar kötü ve sıkıcıydı. Ama işte dünya kadınları öyle düşünmüyor, bu zaman zaman pornografiye varan bir dille yazılan kitap 60 milyonu geçen rekor satış rakamlarına ulaşıyordu. Porno sektörünün özellikle internetin çıkışından sonra nasıl çığ gibi büyüdüğü de ortada. İnsanlar evlerinden çıkmadan porno film satın alabiliyor, porno romanları tablet bilgisayarları veya okuma cihazları sayesinde fark edilme korkusu olmadan kafelerde, parklarda okuyabiliyor.
Anlaşılan felsefecilikten “yaşam koçu” olmaya doğru büyük bir hızla evrilen Alain de Botton’u şu sıralar en çok rahatsız eden şey bu. Romantik Hareket, Statü Endişesi, Proust Hayatımızı Nasıl Değiştirebilir, Felsefenin Tesellisi, Seyahat Sanatı, Mutluluğun Mimarisi ve Ateistler İçin Din gibi kitaplarında kariyer seçimlerimizin, yaşadığımız evlerin, inandığımız dinin, okuduğumuz kitapların ve aşka bakışımızın mutlu olmamızda veya olmamızda ne kadar etkili olduğunu yazıp duruyor Botton. Londra’da açtığı Hayat Okulu’ndaysa kitaplarındaki teorik bilgileri uygulamalı bir biçimde gösteriyor.
Daha fazla seks düşünmemiz şart mı?
Şimdiyse Cinselliğe Nasıl Farklı Yaklaşırız adlı yeni kitabında seksi konu ediyor. (Gerçi kitabın orijinal adı “nasıl daha fazla seks düşünebiliriz?” anlamına geliyor ki şahsen kimsenin buna ihtiyacı olduğunu zannetmiyorum. Fakat Botton her seferinde enteresan olabilen bir yazar, o yüzden okumakta yarar var. Böyle diyerek başlıyorum. Ve anlıyorum ki yazar aslında kitabında şunu demeye çalışıyor: “Aklımızda hep cinsellik var, ama yanlış bir bakış açısıyla. O yüzden esas yapmamız gereken bir an önce cinsellikle ilgili daha sağlıklı düşünmenin yolunu bulmak.” Böylece günümüzde yaşanan cinselliğin çelişkilerini ortaya koymak için şehvetten fetişizme, aldatmadan sansüre pek çok konuya değiniyor. Hem yaşadığımız cinselliği düşünmemizi istiyor bizden, hem de yaşamadığımız cinsellik üzerine kafa yormamızı talep ediyor.
En enteresan bölümse pornografiye ayrılmış. Burada Botton alıştığımız pornografinin estetikten ve içerikten yoksun olduğunu vurgulayarak yüksek sanata yakın yepyeni bir pornografi türü icat etmemizin zorunluluğunu dile getiriyor. Hiçbirimizin o çirkin ve düzeysiz fotoğrafları, filmleri hak etmediğimizi anlatırken şöyle diyor: “Seks ile erdem arasında bu kadar kesin seçimler yapmamızı gerektirmeyecek bir pornografi türü düşünülebilir. Bu pornografide cinsel arzunun yüksek değerlerimizi aşağılamak yerine desteklemesi amaçlanacak.”
Porno site açacak!
Alain de Botton son olarak bu amaçla Better Porn adını taşıyacak bir porno site yaratmaya karar verdiğini de açıkladı. Bu sitede cinselliğin temiz yüzünü sergileyecek. İnsanların bir kafede otururken bu siteye laptoplarının ekranından girebilmelerini ve bundan utanmamalarını istediğini de söylüyor. Bunun için de seksologlardan akıl fikir alacak hatta günümüzün önde gelen porno yönetmenleri ve oyuncularıyla buluşacakmış.
Şahsen Botton’un tek amacının ilgi çekmek ve böylece gerçekten faydalı ve renkli kitaplar olan Hayat Okulu Serisi’nin okunmasını sağlamak olduğunu düşünüyorum. Kitabında şöyle bir şey de söylüyor çünkü: “Aslında buna benzer bir şey yaşadığımız dünyada şu an var; hem de akla gelebilecek en son yerde: Hıristiyan sanatında.” Ve Boticelli tablolarındaki meryem figürlerini ve kilise tavanlarındaki mozaikleri örnek veriyor. Ne dersiniz, porno sitelerin popülerliğiyle yarışabilecek olsaydı Boticelli tabloları bunu zaten çoktan yapmaz mıydı? Üstelik başka bir isim bulması gerekecek. Çünkü ona kötü bir haberim var: Better Porn diye bir siteyi çoktan yapmışlar. Ve evet, en az eski pornolar kadar berbat.
İnsan olmak ile seksi olmak arasındaki o acı seçime mecbur değiliz!
“Bu yeni pornografi türü, şu anki türle işimiz bittiği an kendimizden iğrenmemize neden olan o nefret duygusunu yumuşatmayı başararak çok önemli bir şey başarmış olacak. Hem kendi vicdanlarını hem de anne babalarınkini rahatsız edecek yoğunlukta bir saplantıyla pornografiden başlarını kaldıramayan delikanlılar, seksi resimlere bakmak ile ailelerine, ödevlerine, sportif etkinliklere zaman ayırmak arasında seçim yapmak zorunda kalmayacak, çünkü yeni pornografi cinsel heyecan ile insan hayatındaki öteki amaçları birleştirmeyi başaracak. Saçma sapan seks kategorileri ve tek bir mantıklı söz etmeyi beceremeyen basmakalıp karakterlerle dolu adi senaryolar yerlerini zeka (kitap okuyan insanlar), kibarlık (partnerlerini önemseyip onlara değer verdiklerini belli eden bir tavırla oral seks yapan insanlar) ya da alçakgönüllülük (zor durumdayken utanmış ya da mahcup bir yüz ifadesi takınabilen kişiler) gibi insani özellikleri öne çıkaran pornografik senaryolara ve görüntülere bırakacak. Böylece artık insan olmak ile seksi olmak arasındaki o acı veren seçimi yapmak zorunda kalmayacağız.”
Gülenay Börekçi
Hayat Okulu kitapları
Cinselliğe Nasıl Farklı Yaklaşırız, Alain de Botton
Akıl Sağlımızı Nasıl Koruruz, Philippa Perry
Para Hakkındaki Endişelerimizi Nasıl Gideririz, John Armstrong
Kendimize Uygun İşi Nasıl Buluruz, Roman Krznaric
Dijital Çağa Nasıl Uyum Sağlarız, Tom Chatfield
Dünyamızı Nasıl Değiştiririz, John-Paul Flintoff
Seks, cinsellik, pornografi… Şahsen bunların insanlığa Alain de Botton’un yapmak istediği şeyi yaparak farklı bir açıdan anlatılmasının pek yararlı olabileceğini düşünmüyorum. İlkel bir duygunun iyileştirilmesi sağlanabilir mi onu da bilmiyorum ama yapmaya çalıştığı şey -hadi diğer yan getirilerini bir kenara bırakalım- büyük bir çoğunlukta: “Aaa demek bu böyleymiş, tamam bundan sonra böyle davranalıma mı” ön ayak olacak?
Çok daha derin bir açılıma sahip bir konu. Böyle bir çalışmayla nereye kadar uzanabilir doğrusu benim için merak konusu. :)
Yazıda söyledim zaten, kitaplarının PR’ını yapmak için seçtiği bir yl sanırım bu, daha fazlası değil.