Atwood soruyor: Güvende olmak mı, özgür olmak mı?
Margaret Atwood imzalı “Damızlık Kızın Öyküsü”nün yeniden basımını uzun zamandır bekliyordum. Bizde Doğan Kitap etiketiyle çıkan romanda Atwood, kadınların erkeklerin altında bir kast sistemine göre sınıflandırıldığı ve doğurmanın her şeyden değerli görüldüğü totaliter ve teokratik bir sistemi anlatıyor.
İki yıl önce Anna ve Elena Balbusso tarafından yaratılan olağanüstü güzel ve ödüllü illüstrasyonları görünce Egoist Okur’a almadan duramamıştım. Şimdi bu yazıyı da o post’a ekliyorum. Ve iç geçiriyorum, neden bizde hiçbir illüstratör bunu yapmaz; Tanpınar’ı, Adalet Ağaoğlu’nun romanlarını falan çizmeyi hiç denemez?
Sorumu sordum, şimdi yazıyı okuyabilir, illüstrasyonlara bakabilirsiniz.
Atwood soruyor: Güvende olmak mı, özgür olmak mı?
Romanın konusu şöyle: ABD`nin gün be gün itibar kaybetmesine bir son vermek amacıyla askerler başkanı öldürür ama bunu bir terörist saldırı gibi göstererek suçu Müslümanlara atarlar. Bu da, ilk hedefleri “düzeni yeniden inşa etmek” olan Jacob`ın Oğulları hareketini başlatan adım olur. Oğulların yaptığı ilk iş, ülkedeki tüm kadınların banka hesaplarını dondurarak haklarını ellerinden almak olacaktır.
Yeni askeri diktatörlük, toplumu teokratik, ırkçı ve şovenist bir şekilde yönetmeye başlar. Kadınlardan oluşan kastın en tepesinde doğuramayan evli kadınlar, en aşağısında da otellerde erkeklere zevk vermek için çalışan fahişeler vardır. Aradaki sınıflar da Kız Evlatlar (evlat edinilmiş kızlar), Martha`lar (ev işleriyle ilgili yetenekleri sayesinde kolonilere gönderilmekten yırtan bekar, kısır, orta yaşlı kadınlar) ve Teyzeler`den (Damızlık`ları eğitmek için kullanılan özerk grup) oluşur. Bir de hayattaki tüm amaçları daha üst sınıflar için çocuk doğurmak olan Damızlık`lar, anlatıcı Offred’in deyişiyle, “iki bacaklı rahimler” vardır. Onlar sevemez, âşık olamaz, belirlenmiş bir dilin dışındaki kelimeleri telafuz edemezler; bunların hiçbirine izin verilmez. Bu dünyada tek gerçek, savaş ve üremedir; özgürlük yoktur.
Margaret Atwood’un Damızlık Kızın Öyküsü, güvende olmak adına özgürlüğümüzün ne kadarından vazgeçmeye gönüllü olduğumuzu sorgulayan ve feminist distopyanın iyi örnekleri arasında sayılan bir roman. Bütün distopyalar gibi bu dünyaya ayna tuttuğunu söylemeye herhalde gerek yok. Okunmalı.
Bizim illüstratorlerimiz okumuyorlar.
Okuyasalar iyi olurdu onlar için.
Ben bu kitabın kopyalarını nadir kitap adlı sitede ki bazı sahaflarda budum, oraya bir bakabilirsiniz..
Çok teşekkür ederim ama bir arkadaşım gönderdi bile :)
Ne güzel sizin adınıza ben de sevindim :)
Merhaba Gülenay Hanım. Bu kitabın yeni bir baskısı yapılacak mı acaba? Yıllardır arıyorum artık sahaflarda da bulunmuyor ya da fahiş fiyat isteniyor. Siz sektörle yakın ilişkileriniz sayesinde biliyorsunuzdur belki diye düşündüm. Selamlar
Gerçekten bilmiyorum, güzel kitapları nedense pek yeniden yayınlamıyorlar :(