Egoist okur

Kürklü pop starlar, ölülerden itiraflar

“Kürk Mantolu Madonna”sının ikonik pop star Madonna’nın hayatını anlattığını sanan TV şahsiyetlerinin ya da “Fransız yazar Kafka”nın “örümceğe dönüşen” kahramanına hayranlık duyan “kıdemli” köşe yazarlarının ülkesi olabilir mi burası? Bilmediği konularda bile habire konuşanların ülkesi demeli belki de… Neyse ne! Sonuçta okumaktan ve merak etmekten, sorup öğrenmekten vazgeçmeyenlerimiz de var. Ben onlardan biriyim ve bu hafta size birkaç kitap tavsiye edeceğim.

madonna-miller-capote-egoistokur

Kütüphanede kaybolan Madonna, Sabahattin Ali’nin “Kürk Mantolu Madonna”sını arıyor olabilir mi? Bilemem ama benim sayfama bu fotoğrafın çok yakıştığı kesin :)

“Gerçek” kitaplar

Henry Miller, yıllarca yasaklı kalmasına rağmen bugün çağdaş edebiyatın başyapıtlarından sayılan “Yengeç Dönencesi”yle karşınızda. Time Dergisinin “Yüzyılın 100 eseri” seçkisine aldığı kitap, Siren Yayınları’ndan çıktı. Aslında Siren çok güzel bir şey yaptı ve Miller’ın tüm külliyatını yayınlamaya karar verdi. Böylece peşinden “Oğlak Dönencesi”, “Clichy’de Sessiz Günler” ve “Marousi’nin Devi” de yayınlandı.

“O gün Paris’te her kaçığın er ya da geç keşfedeceği bir şeyi keşfettim: Cehennem azabı çekecek olanlar kendilerine uygun cehennemi ısmarlayamıyordu.” Henry Miller

Sonuncusu bence hepsinden güzel, çünkü bu iştahı ve yeteneği sınırsız yazar sonunda kendi hikayesini anlatıyor. 20 yıl boyunca tatil yapmadıktan sonra işe güce paydos eden ve Yunanistan’a giden Miller’ın orada kendine dönmesini, bir bakıma ışığını bulmasını okuyoruz. Koca adam yoksul Yunan kasabalarını dolaşıp o güne kadar hiç tanımadığı türden insanlarla, tabiatla ilişkisini kesmeden yaşamayı sürdürebilmiş köylülerle karşılaşıyor, ondan uzak kalmış dünyaları ve trajedileri öğreniyor. Barışı, huzuru, özgürlüğü zeytin ağaçlarının arasında, tarlaların kenarlarına bir sezonluk inşa edilmiş derme çatma barakalarda buluyor; kaybettiği coşkusunu yeniden kazanıyor. Yolları kat ederken bazen yalnız, bazen de yanında Lawrence Durrell, Seferis ve Katsimbalis gibi başka büyük yazar ve şairler oluyor. Caz müziğine kaval ezgileri, sohbete şarap ve serüven karışıyor. Ve Miller parlak bir yaşam ve insanlık manifestosu bırakıyor önümüze.

Kütüphanede kaybolmuş öyküler

Gerçeklikle derdi olan, yazıda onu bulmaya çalışan yazarlardan biri de Truman Capote. Bir katilin hikayesini “içeriden” anlattığı ve döneminde çok tartışılan “Soğukkanlılıkla”yı okumuş olmak bile yeter bunu anlamak için. Öte yandan yazarımız bunu sonraki kitaplarında da sürdürdü… “Peri masalı” havasına rağmen “Tiffany’de Kahvaltı” bile belli bir gerçeklik düzeyinden uzaklaşmamıştı, sonuçta sonradan itiraf ettiği gibi oradaki anlatıcı doğrudan Capote’nin kendiydi.

Yeni çıkan “Ateşteki Güve” ise onun da çok gençken kaleme aldığı öykülerden oluşuyor. New York Halk Kütüphanesi raflarında kısa bir süre önce keşfedilen bu 14 öykü, Capote’nin yazar olarak sesini çok genç yaşta bulduğunun, özellikle derin empati becerisinin yanı sıra hayatın kıyılarında yaşayan insanlara olan ilgisinin köklerinin de gençlik yıllarına uzandığını kanıtlıyor. Kitap bir bakıma Capote’nin yazar olarak kendini keşfi. Sevdiği yazarın “ilkgençliğiyle” tanışmak isteyenler için şahane fırsat.

Son önerim ise ilk iki kitabın aksine gerçeğe değil, yalana dair. Üstelik yeni de sayılmaz. İtalyan anlatı ustası Giorgio Manganelli, 19’uncu yüzyıl çocuk klasiği “Pinokyo”yu bir “paralel kitap” biçiminde yeniden yazmış. Yalan bunun neresinde diye sormayın, “Pinokyo” dedim, yetmez mi? Alef Yayınları’ndan çıkan “Bir Paralel Kitap” enteresan bir okuma deneyimi olabilir. Üstelik daha önce “Olanaksız söyleşiler” adlı bir kitap yayınlayan ve çoktan ölmüş 20 şahsiyetle yaptığı ‘röportajları’ yayınlayan Manganelli “edebi yalan” kavramına hiç de uzak değil.

Hepsi itiraf!

İroni ustası Giorgio Manganelli’nin “Olanaksız Söyleşiler”de ölülerden kopardığı birkaç “itiraf”ı hatırlayalım…

Mumya Tutankhamon: “Ben var olma hakkını ancak öldüğümde elde edebildim.”

Çapkın Casanova: “Adımı duymadıkları için beni görmenin düşünü kurmayanlar dışında bütün bir kadınlar ordusu ardıma düştü. Sizce bu durumdaki bir erkeğin kaçmayı öğrenmesi şart değil mi?”

Kral Desiderius: “Yanılmış bir halkın yanılmış kralı olarak doğru bir kraldım, diyelim. Bozguna uğramış bir kral her zaman doğru bir kraldır.”

Kâhin Nostradamus: “Peki ya ölüm ölürse ne olur?”

Yazar Edmondo De Amicis: “Şu ünlü kitabı, ‘Çocuk Kalbi’ni ben yazdım. Fakat çok ağlanıyor. Yanlış bir kitap mı öyleyse? Evet, çünkü tıpkı hayatta olduğu gibi, yalnızca yanlış bir kitap ağlatır.”

Gülenay Börekçi

Subscribe
Notify of

0 Comments
oldest
newest most voted
Inline Feedbacks
View all comments