Yönetmen Özüm Özgülgen’den The Death of Tennessee Williams. T.W. rolünde Barış Çakmak. Birlikte bir trajediyi yeniden yaratmışlar. “For all the beauty, struggle and pain he went through in the latter part of his life… with an imaginative perspective.”
Tennessee Williams’ın ölümü
Birkaç ay önce David Lynch’in Good Day Todayşarkısına video çeken Özüm Özgülgen’le kısa bir röportaj yapmıştım. İstanbul’un alternatif müzik gruplarından Kitschcraft’ın iki üyesinden biri olan Özgülgen, o röportajda “Benim için tek gerçek iş müzik” diyerek yapmak istediklerini anlatmıştı: “Özellikle sentetik seslerle yapılan müziklerde eksik olan şey, tavır. İnsanlardan ya dans edip eğlenmeleri bekleniyor, ya da belirli durumlar, belirli amaçlar için müzik yapılıyor. Arası büyük bir uçurum. Ben o uçurumu seçtiğim temalar, yazdığım sözler, hatta görüntülerle doldurabilmenin peşindeyim.” Alter ego’su Joel Knox da aynı fikirde olmalı…
“Film çekerken, bir ucu sürreel, bir ucu hedonist diye tarif edilebilecek stilize bir tavrı tercih ediyorum. Anlatılmamış hikayeler peşinde değilim; anlattığım şey gerçek de olsa, fantazi de olsa, onu zaman-mekan kavramlarına bağlı kalmadan sunmaktan yanayım. Bana zevk veren şey bu. Yönetmen, hikayenin özünü inandırıcı olmayı kafaya takmadan da anlatabilir” diyen Özgülgen ve arkadaşları zaman zaman başka videolar ve enteresan kısa filmlerle de çıkıyor karşımıza. Bunlardan biri de The Death of Tennessee Williams. Başrolde, yazarın büyük hayranlarından olduğunu bildiğim oyuncu Barış Çakmak var. İnsana kendini morgda kaybolmuş hissettiren mavi ışık, kendilerine ait olanı almaya gelmiş hayaletleri hatırlatan uzak gülüşler, fısıltılar, boğazına kaçan ilaç kutusu kapağı yüzünden ölen büyük yazar… Ve elbette Southern Decadence Blues…
Sizi Tennessee Williams’ın trajik ölümünü izlemeye davet ediyorum. Eminim bittiğinde siz de benim yaptığımı yapacak, yani kütüphane rafınızın en kıymetli bölümünde yer alan Tennessee Williams’larınızdan birini alıp yatağa uzanacaksınız. Okumasanız da olur, nasılsa hepsi hafızanızda.