Egoist okur

Teoman: “Edebiyatta da hayatta da kırık dökük şeyleri seviyorum”

Teoman’la tanıştığımız günün üzerinden çok zaman geçti. Müzikte adını yeni yeni duyuruyordu. Röportaj yapmak için Cihangir’deki evine gittiğimde, bıkkın bir ifadeyle siyah-beyaz bir İtalyan filmi seyrediyordu. Ekrana gözüm iliştiğinde, altyazı falan görememiştim; İtalyanca da bilmiyormuş. “Eh, o zaman niye?” diye sormuştum haliyle. Bilmediği bir dilde film seyretmek ona daha eğlenceli geliyormuş. “Hikayeler uydurup diyaloglar yazıyorum. […]

Read More