Egoist okur

Çocuklarla okuyoruz…

Çocuklarlayız…

Hayranı olduğumuz yazar ve çizer Shaun Tan’in çocukluğuna gidiyor, onun büyülü dünyasında kayboluyoruz. (Desen Yayınları)

Amerikalı yazar Susan Verde’yle ödüllü illüstratör Peter H. Reynolds’un “Müze”sinde sanatın hayatımızdaki önemini bir kez daha kavrıyoruz. (Günışığı Kitaplığı)

Boks antrenörlüğünden ressam ve heykeltıraşlara modellik yapmaya, muz plantasyonlarında hamallıktan gece kulüplerinde garsonluğa kadar çeşitli işlerde çalışmış vesonunda yazarlıkta karar kılmış Jose Mauro de Vasconcelos’un başyapıtı “Şeker Portakalı”nda acıyı ve yaşama sevincini keşfediyoruz. (Can Yayınları)

Büyük yazar Italo Calvino’yla denizler altına dalıyor, Venedik, Sicilya, Palermo ve diğer şehirlerde anlatılan İtalyan masallarını dinliyoruz. (Yapı Kredi Yayınları)

cocuk kitaplari shaun tan susan verde egoistokur gulenay borekci

Asla Neden Diye Sorma

“Törenlere asla geç kalma. Asla mükemmel bir planı bozma. Şifreyi asla unutma. Asla neden diye sorma…”

Hiç yazı kullanmadan hazırladığı “sessiz” kitabı “Uzak”la dünya çapında ün kazanan ve böylelikle hepimizin akınla kelimelerin kullanılmadığı bir edebiyatın mümkün olabileceği gibi çılgın bir fikri sokan Avustralyalı yazar-çizer Shaun Tan’den yine evrensel temalar üzerine kurulu güçlü bir resimli öykü.

Desen Yayınları’ndan çıkan “Asla Neden Diye Sorma”da iki çocuk yaz tatilinde kazandıkları deneyimler üzerinden kurallar uyduruyor, var olan kuralları sorguluyor…

Genç yaşında, kariyerine Oscar dâhil sayısız ödül sığdıran Shaun Tan’in, çocukken ağabeyiyle çıktığı balık tutma maceraları ve yaşadığı şehirlerde kendisini etkileyen mimari yapılar gibi kişisel deneyimlerinden yola çıkarak yarattığı bu gerçeküstü dünyada karşımıza çıkan tablo gibi enstantanelerin her biri göz kamaştırıyor.

Arka kapakta vurgulandığı gibi; siz siz olun asla kuralları çiğnemeyin, özellikle de ne olduklarını anlamıyorsanız… Hele şu kuralı: Shaun Tan yazmışsa okuyun, düş kırıklığına uğramazsınız!

Müze

Müzede zaman geçirmekten zevk alan biri var. Bir tablo onda dans etme arzusu uyandırıyor, başka bir tablo iştahını kabartıyor. Renkler, şekiller, eğriler büğrüler… İnsanı şaşkına çeviriyor ama burada zaman çok eğlenceli geçiyor…

“Müze”, müzelere ilişkin durağan ve “eski” algımızı çocuksu bir coşkuyla bozan enerji dolu bir kitap! Amerikalı yazar Susan Verde’yle ödüllü illüstratör Peter H. Reynolds’un birlikte yarattıkları eser, hem küçükleri hem büyükleri etkileyecek nitelikte. Okuru bir sanat müzesinin kapısından içeriye, sınırsız bir hayaller dünyasına davet eden kitap, Van Gogh, Picasso, Rodin gibi ünlü sanatçıların eserlerini örnekleyerek, eğlenceli ve düşündürücü müze yolculukları tavsiye ediyor. Dünyaca ünlü sanat eserlerinin önünde bambaşka duygulara kapılan, hayallere dalan bir kız çocuğu eşliğinde yaşamın bin bir halini anımsatan bu kitabı her yaştan çocuk çok sevecek. Bir eleştirmen, “Müzede kahkaha atmanın, poz vermenin, meraklı sorular sormanın aslında ne kadar ne kadar doğal olduğunu hem çocuklara hem de yetişkinlere hatırlatan bir kitap” yorumunda bulunmuş.

Şeker Portakalı

Yazarlıkta karar kılıncaya kadar, boks antrenörlüğünden ressam ve heykeltıraşlara modellik yapmaya, muz plantasyonlarında hamallıktan gece kulüplerinde garsonluğa kadar çeşitli işlerde çalışan Jose Mauro de Vasconcelos’un başyapıtı “Şeker Portakalı”, günün birinde “acıyı” keşfeden küçük bir çocuğun öyküsünü anlatıyor.

Çok yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen, dokuz yaşında yüzme öğrenirken bir gün yüzme şampiyonu olmanın hayalini kuran Vasconcelos’un çocukluğundan izler taşıyan “Şeker Portakalı”, yaşamın beklenmedik değişimleri karşısında büyük sarsıntılar yaşayan küçük Zeze’nin başından geçenleri anlatıyor. Bir rivayete göre Vasconcelos bu romanı 12 günde yazmış ama öncesinde tam 20 yıl yüreğinde taşımış. 12 günde yazıldığına bakıp dudak bükmeyin, henüz okumadıysanız çok şanslısınız, dünyanın en güzel çocuk kitaplarından biri sizi bekliyor…

Can Yayınları’ndan Utku Lomlu tasarımıyla çıkan kitap bir Aydın Emeç çevirisi. Bu romanı bitirdikten sonra yazarın “Güneşi Uyandıralım” ve “Delifişek” adlı romanlarını da edinebilir ve Zeze’nin serüvenlerinin devamını okuyabilirsiniz.

Deniz Masalları

“Bir zamanlar Messina’da, Kola adında bir oğlu olan bir kadın yaşarmış. Kola sabahtan akşama kadar hep denizdeymiş. Annesi de ona kıyıdan, ‘Kola! Kola! Karaya çık, sen balık değilsin ki!’ diye seslenirmiş.

Ama oğlu hep daha uzaklara yüzermiş. Zavallı annenin de bağırmaktan karnına ağrılar girermiş. Günlerden bir gün, oğlu onu o kadar bağırtmış ki zavallı kadıncağızın sabrı taşmış, ‘Kola! Dilerim balık olasın!’ diye haykırmış.

Hiç demeseymiş keşke! O gün cennetin kapıları açıkmış herhalde, öyle ki ne dilense oluyormuş. Kola bir anda yarı insan, yarı balık olmuş, parmakları ördek ayağı gibi, boğazı da kurbağa boynu gibi olmuş.”

Şimdi… Büyük yazar Italo Calvino’yla denizler altına dalmaya, Venedik, Sicilya, Palermo ve diğer şehirlerde anlatılan İtalyan masallarını dinlemeye var mısınız? “Deniz Masalları” adlı kitapta “Balık Kola”dan “Yosunlarla Kaplı Adam”a sularda geçen altı güzel İtalyan masalı, Barbara Nascimbeni’nin renkli illüstrasyonlarıyla hayat buluyor.

Hatırlatırım; Kola’nın yeniden karaya ayak basıp basamayacağını da ancak kitabı okuyunca öğreneceğiz.

Subscribe
Notify of

0 Comments
oldest
newest most voted
Inline Feedbacks
View all comments