“İpin ucunu kaçırmışlara neden bakayım? Ben hâlâ tutmaya çalışıyorum o ipi.”
Posted by gülenay börekçi on April 18, 2015 · 2 Comments
Bedenimizde neremizi seviyoruz ve neremizi sevmiyoruz, neden?
Oya Baydar’ın kitabını okurken zihnime takılan sorudan sonra birkaç kadın yazara bedenlerine dair takıntılarını sordum. Beğenmedikleri ya da tam tersi, onlara gurur veren fiziksel özelliklerini…
Her zaman incecik ve çok güzel bir kadın olan İnci Aral, arkadaşım Tolga Meriç’in yaptığı uzun söyleşiden oluşan anı kitabı “Unutmak”ta her zamanki gibi kendini okuruna cesaretle açıyordu. Orada genel olarak kadınlar ve kilo takıntılarıyla ilgili söylediklerini beden serisine almasam olmazdı…
İnci Aral: “İpin ucunu kaçırmışlara neden bakayım? Ben hâlâ tutmaya çalışıyorum o ipi”
“Görünüş çok önemli. Sanki bir vitrinde yaşıyoruz. Öncelik göz alıcı, çekici görüntülerde ama işte orada takılıyoruz ve görünenin ardındakini görmüyoruz. Bir tür körlük yaşıyoruz aslında. Güzellik bir avantaj, kabul etmemiz lazım. Ama bize şu da öğretilmişti: ‘Kendi içinde sahip olduğun zenginlikler, asıl değerlerdir ve seni başarılı, mutlu kılacak olan bunlardır.’ Günümüzde ise var olan bütün üstünlüklerine rağmen fiziksel olarak senden iyi görünenle rekabet edebilme şansın yok.”
“Yine de insan, bir değer taşıyorsa, o denli yıkıma uğramıyor. Bu insanlarda birikimin, derin yaşamışlığın kazandırdığı bir büyü oluyor ve yaşları önemini kaybediyor. Romantizmi, birini salt güzel ve genç göründüğü için değil, o olduğu, bize değerli ve anlamlı geldiği için sevebilmenin heyecanını, bir tutkuyu günlerce, gecelerce hayal edebilme gücümüzü yitiriyoruz. Umutsuz değilim. İnsanlar bu korkunç boşluk yerine doluyu arama ve yeni bir döneme girme ihtiyacı duyacaklar. Eskiyle yeniyi dengeleyerek elbette…”
“Kendi adıma, kilo almamak, kiloyu kontrol etme bilincine sahip olmaktan yanayım. Moda dünyasındaki sıskalardan değil, sağlıklı yaşamaktan, kendini ihmal etmiş görünmemekten bunun için de seçerek ve bilerek yemekten söz ediyorum. Diyet kilo almadan önce yapılmalı görüşünü doğru buluyorum. Diyet yapmıyorum ama sürekli dikkat ediyorum.”
“‘Taş ve Ten’ romanımın kahramanı Ulya fazla kilosu olmadığına değinir, kendinden hoşnutluk duyarken. Bir edebiyat dergisinin editörü o satırlardan alındığını söyleyip, ‘Güzel sayılmak için ille zayıf mı olmak gerekiyor?’ diye sormuştu. Hayır ama benim bedenime bakışım Ulya’nınkine benzer. Kilolu halim kendimle ilgili imgeyi bozar, giyim tarzım değişir ve huzursuz olurum.”
“Birkaç yıl önce alınmış giysilerimin içine girmekten vazgeçmeyerek bir beden daha büyümeyi önlemeye çalışıyorum. Yıllardır yürür, egzersiz yaparım. Diyetteyken arabadan mümkün olduğu kadar uzak dururum. Herkes bana gülüyor, ‘Senin kilon mu var?’ diye. Bazıları da ‘Bana baksana…’ deyip kendini gösteriyor. İpin ucunu kaçırmışlara neden bakayım? Ben hâlâ tutmaya çalışıyorum o ipi.”
İnci Aral
Unutmak, Kırmızı Kedi Yayınları
Bunlar da ilginizi çekebilir :
Bu kadına aşığım! En sevdiğim kadın yazar…
Hepimiz :))