Egoist okur

Defterin ortasındaki boşluk…

Kimse için ‘önemli’ olmak istemiyorum. İki lokma bir şeyler yeme hevesim vardı, o da sayende boğazımda kaldı. Defterin ortasındaki boşluk… Pazar günü seni düşündüm. Uzun uzun. Öyle şiddetli baş ağrılarım da yoktu. Her şey olağan bir düzende, bildiğin şekildeydi. Ya da az da olsa iyi hissettiğimi bilmenin seni rahatlatacağını düşündüğüm için böyle yazmak daha iyi […]

Read More

“Hayata âşığım… Evlatlarıma, kendime, yazmaya, resim yapmaya, sahnede olmaya…”

Romantik hikayelerde kahramanlar çoğunlukla 20’lerinde belki 30’larında nadiren de 40’larındadır. Barbara Rose Brooker’ın yakında televizyon dizisine dönüşecek romanındaki kahramanın yaşıysa 65. Evet, doğru okudunuz; Viagra Günlükleri’nin kahramanı gazeteci ve ressam Anny Applebaum tam 65 yaşında. Yazara gelince; yalnızlık canına tak edince vaktini chat odalarında geçirmeye başlayıp üstüne üstlük iki aşk arasında kalan, aldatan, aldatılan ama […]

Read More

Duru görü, kolektif bilinçaltı, gölge ve UYKUSUZLAR

Gülşah Elikbank çok sevdiğim bir arkadaşım. Onu bir yazar olarak benim için özel yapan şeyse fantastik edebiyata duyduğu aşkla karışık tutku. O kendini en çok bu dünyayla başka dünyalar arasında mekik dokurken özgür hissediyor. Bir solukta okuyacağınızı düşündüğüm sürükleyici yeni kitabı Uykusuzlar’a gelince, Gülşah bu kez rüyalardan bahsediyor. Bir günün en esrarengiz sekiz saatinde olup […]

Read More

Ve insan, kimi zaman delirecek kadar çok yaşıyordu

Hatırlamak öylesine zor, öylesine ağır ki içimden büyük büyük alevler fışkırıyor. Belki de insan hep aynı isimle karşılaşacağını bildiği içindir. İncir Ağacı Mürekkep izini bırakıp gitti. Geçmiyor. Bir sandığın kapağı tık dercesine açılıyor. Zorlanmadan… Bütün harfler, bütün sesler, o bir türlü unutulmayan anlar etrafa saçıldıkça elim kolum bağlanıyor. Sanki her şey orada olmaktan ölesiye mutlu. […]

Read More

Sascha Ley: “Söz konusu sanatsa, ben tek eşli değilim!”

32. İstanbul Film Festivali’nde “Hannah Arendt”in hayat hikayesinden yola çıkılarak çekilmiş bir film vardı. Gerçi konumuz filmin kendisi değil, yan rollerden birinde izlediğimiz Sascha Ley. Ley, aynı zamanda müzisyen, daha daha doğrusu bir gezgin şarkıcı.  S. Ley & L. Payfet Duo, S. Ley & N. Gehl Duo ve Kalima gibi topluluklarıyla dünyanın dört bir yanını […]

Read More

İletişim Yayınları, 30. yılını okurlarıyla kutluyor

30. yaşını kutlayan İletişim, “Dünya klasikleri” ve “Modern klasikler” serilerinin editörlüğünü de yapan Orhan Pamuk’un yayınevi… Cemil Meriç’in Oğuz Atay’ın ve Sevgi Soysal’ın toplu eserlerini yayınlıyorlar. Birçok önemli eser ilk kez burada yayınlandı. İhsan Oktay Anar’ın romanları ya da Emrah Serbes’in Behzat Ç. polisiyeleri gibi… Hasan Ali Toptaş, Haydar Karataş, Sema Aslan, Hatice Meryem, Murat […]

Read More

Kalından inceye süreksiz sert duygular

Kurşun kalemle yazı yazmak gibi değildi kâğıtların üzerine değen darbelerin geride bıraktıkları. Harfler asıl yaşarken inceliyordu. Giderken bile kalan olmanın verdiği ağırlıkla, oturduğum sandalyede, şu anda olduğu gibi duran da ben oldum. Kalından inceye süreksiz sert duygular Kalabalığın tam ortasındaydım. Adımlarım neredeyse duracak kadar yavaşlamış, göz bebeklerime düşen ışık giderek azalmıştı. Karanlığa doğru sessizce kendimi […]

Read More

“Katmandu’ya gitmek gerçekten başka bir yere gitmektir”

“Bu şehre içinden kirli suların aktığı, telaşlı kalabalıkların koşturduğu, bin bir türlü iyi ve kötü kokunun birbirine karıştığı dar sokaklardan bakarsanız başka bir şey görürsünüz; her mevsim dorukları karlı ve bulutlu ve hülyalı Himalayalar’dan bakarsanız başka… Bu şehre Batı’dan bakarsanız başka bir şey görürsünüz, Doğu’dan bakarsanız başka… Bu şehre içinizden bakarsanız başka bir şey görürsünüz, […]

Read More

Özgen Kılıçarslan Danyal: “Hayallerimiz, hayal kırıklıklarımızdan daha büyük…”

Özgen Kılıçarslan Danyal’la şimdiye dek birkaç kez telefonda konuşmuştuk. Hayal adında bir yayınevi olduğunu, şiir kitaplarının yanı sıra bir de edebiyat dergisi çıkardığını biliyordum. Korkusuzca hayallerinin peşine düşenlerden olduğunu, Hayal dergisini ve Hayal Yayınları’nı ayakta tutabilmek için büyük bir özveriyle çalıştığını öğrenmiştim. Bugün nihayet onunla tanıştık. Karşımda, anlatılanlardan çok daha fazlasını buldum. Bugüne dek yaptıklarını, gelecekte […]

Read More

Parmak uçlarında bir rüya

Yolculuk biraz da yanılsamalarla dolu bir sürgün rüyasında, hangi sahnenin oyununa dâhil olduğunu bilememekti. Parmak uçlarında bir rüya Yolculuk biraz da yanılsamalarla dolu bir sürgün rüyasında, hangi sahnenin oyununa dâhil olduğunu bilememekti. Uzaklardayım. Tenimin bir kapı imgesinden, tanıdık bir şehirden kendini zorla sıyırıp attığı bir otel odasında, boylu boyunca uzattığım düşüncelerimin seyrini izliyorum. Kalem darbeleri […]

Read More

Güneşte iş yapıp gölgede yazı yazmayı seçen bir adam: Uğurcan Ataoğlu

Uğurcan Ataoğlu, Türkiye’nin en büyük reklam ajansının kreatif direktörü. Ama şimdi karşımıza yarattığı reklamlarla değil, yazar olarak çıkıyor. Diyaloglardan oluşan romanı “How Are You Bob?”, yaratıcı sürecin bir reklamcı için nasıl işlediğini, fikirlerin nereden, nasıl gelip realize olduklarını anlatıyor. Uğurcan Ataoğlu’nın Instagram acount’u Hemingway, Faulkner, Adalet Ağaoğlu ve Tomris Uyar da reklam yıldızı olmuştu Güneşte […]

Read More

Güller ve Böcekler: Acayip güzel bir reklam filmi

Google, Honda and the Sundance Film Festivali için animasyonlar hazırlayan BUCK firması, bu kez Yeni Zelanda kökenli bir kitap satış sitesi olan ve gelirinin tamamını Oxfam’e aktaran Good Books için bir reklam filmi hazırladı. (Oxfam, 90 ülkede görev yapan ve yoksulluk, adaletsizlik, insan hakları gibi konularda çalışan uluslararası bir yardım kuruluşu.) Film kısmen Hunter S. […]

Read More

Bir uyanma hikayesi: [Düş]tük işte…

Duramadım. (Düş)tük işte! Bir uyanma hikayesi: [Düş]tük işte… Yürüyordum. Sadece tek bir duyguyla durabilir, bir tek onunla dizlerimdeki yorgunluğu bağlayabilirdim. Geçen her saniyede, kayıp bir notanın izini sürerek ve yavaşça günlere bölünmüş bir sanrının peşinden sürüklenerek, kendimden çıkıp yola koyulmuştum. Bilinmeyenin çekiciliği tarafından ele geçirilmiş ve tam anlamıyla anlatılanlara inanmamış bir duygunun günlerce devam eden […]

Read More

Küçücük kuyruklu bir harf parçaladı beni az önce

Uzun, kuyruklu bir harfti. Nasıl olduğunu anlayamadan kitabın sarı sayfaları tutuşmaya başladı. Kuyruklu harf Nerede yakıldığını anımsayacak halim artık yok o sarı sayfaların. Kaçıncı geceydi? Sen nasıl olup da karşıma çıkagelmiştin onca yolu hiç bilmiyorum. Unuttuklarım arasında değilsin. Peki, hangi cehennemdesin? Bilmediğim ne çok şey var. Tanıdıkça anlıyorum kendimi. Sen, beni anlatıyorsun. Çıplak bir akşamdı. […]

Read More

Perdeleri sıkıca kapattınız mı?

İnsan kendi rüyasının içinden bir tek kendini sıyırıp çıkamıyordu. Şuramda bir sancıyla parçalanıp dağılmaktansa, bir tek benim bildiğim bu tapınakta kıvrıla kıvrıla uyumayı tercih ediyorum. Eğer bu bir uykuysa… Perdeleri sıkıca kapattınız mı? Sonunda durdum. Ölümden ötede, seferlerin mola yerinde tıkandığı kalabalık bir zaman diliminde bekliyorum. Gittiğim her yerde bir şeylerin daha önceden söylendiğinin yankısı […]

Read More