Egoist okur

Tanpınar’ın bir sinema tutkunu olarak portresi

Sinema dergisi Rabarba’nın Ekim sayısı okurları büyük romancımız Ahmet Hamdi Tanpınar’ın yayınlanmamış senaryolarıyla buluşturuyor. Dergiyi edinmenizi hararetle tavsiye ederim ama öncesinde Tanpınar’ın araştırmacı yazar Handan İnci ve ekibi tarafından gün ışığına çıkarılan senaryolarına, film eleştirilerine kısaca bir göz atmaya ne dersiniz? Martin Riker: “Tanpınar, Batı dünyası için heyecan verici bir keşif” Bu sayısıyla arşivinizde bulunması […]

Read More

Alberto Manguel: “Tanpınar görünmez yol arkadaşım oldu”

Ahmet Hamdi Tanpınar, hayatının belli dönemlerinde yaşadığı beş şehri daha sonra bir kez daha ziyaret ederek edebiyatımızın unutulmaz eserlerinden birini kaleme almıştı. Yaklaşık 70 yıl sonra bambaşka bir coğrafyadan, Arjantin’den gelen yazar, çevirmen, seyyah Alberto Manguel, Tanpınar’ın kitabından yola çıkarak aynı şehirlere gitti ve gözlemlerini, izlenimlerini kitap haline getirdi. “Borges’in öğrencisi” Alberto Manguel’le, Yapı Kredi […]

Read More

BİZ MEKTUP YAZARDIK: Bir dönemin mektupları…

Bedri Rahmi’nin hem kendi yakınları hem de yakın tarihimizin önde gelen sanatçıları, siyasetçileri ve iş adamlarıyla mektuplaşmalarından oluşan “Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Çağdaşlarından Mektuplar – Biz Mektup Yazardık” 20 Haziran’a kadar gezilebilecek. Sergide yakın tarihimize ayna tutan bu mektupların yanı sıra sanatçının eserlerinden seçmeler de yer alıyor. Bir dönem sanatçıların çektiği maddi sıkıntılara da şahit […]

Read More

Nasıl yani! Edebiyatta ekonominin yeri var mı?

Thomas Piketty‘nin beklenen kitabı Yirmi Birinci Yüzyılda Kapital çıktı. (İş Kültür Yayınları) Ben kitabı atlaya atlaya, daha doğrusu sadece edebiyat eserlerine referans veren bölümlerine göz atarak okudum. Okudum sayılmaz yani, karıştırdım. Ardından büyük romanları iktisatçıların gözüyle inceleyen Edebiyattaki İktisat geldi. (İletişim Yayınları) Gördüm ki edebiyat ve ekonomi birbirlerine o kadar da uzak disiplinler değilmiş… Roman dediğimiz […]

Read More

Nazlı Eray, “güzel kadınlardan korkan ıssız adam” Tanpınar’ı anlattı

Festivali ITEF’e, yabancı dillere çevrilen romanlarına, Huzur ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nden yapılacağı söylenen dizi ve film uyarlamalarına rağmen, geç keşfettiğimiz Tanpınar’ı bugüne kadar hakkıyla anlatabilen, daha doğrusu anlatmaya yeltenen olmadı. Deneyenler oldu ama hepsinde eksik bir sürü şey vardı… Sırada Nazlı Eray’ın yeni romanı var. Eray aynı anda hem hüzünlü hem şakacı olabilen kendine has […]

Read More

Tanpınar ve Pamuk’ta Türk modernizmi eleştirisi

“Orhan Pamuk da, Doğu-Batı sorunuyla estetik düzeyde hesaplaşmaya yönelen Ahmet Hamdi Tanpınar ve Oğuz Atay gibi önemli yazarlardandır. Hemen hemen tüm romanlarında ‘Doğu-Batı sorunu’ temasına rastlanan Pamuk; Öteki Renkler adlı kitabında, bu bağlamda en yakın hissettiği yazarın Ahmet Hamdi Tanpınar olduğunu söyler. Tanpınar da hep  Türk toplumunun karşılaştığı uygarlık sorununun yarattığı bölünme üzerine kafa yormuş […]

Read More

Martin Riker: “Tanpınar, Batı dünyası için heyecan verici bir keşif oldu”

Martin Riker’ın adını, ilk kez Saatleri Ayarlama Enstitüsü için kaleme aldığı eleştiri yazısıyla işittik. New York Times’da çıkan eleştirinin sebebi Ahmet Hamdi Tanpınar’ın romanının nihayet İngilizce olarak, hem de Penguin Yayınevi’nin Dünya Klasikleri serisinden çıkmasıydı. Riker’a Tanpınar’ı ve dünya edebiyatındaki yerini sordum… Tanpınar ve kucağındaki o güzel kara kedi… Kalem Ajans arşivinden alındı. Martin Riker: […]

Read More

Murat Gülsoy’la TANPINAR ve bizi rahat ettirmeyen öteki yazarları konuştuk

Öykücü, romancı Murat Gülsoy, okura yazar olma cesareti vermeyi denediği Büyübozumu adlı kitabının ardından deneme türündeki ikinci kitabı 602 Gece’yi  yayımlamıştı. Gülsoy bu kitabında okuruyla edebiyatta zevk aldığı konuları ve onu heyecanlandıran yapıtlar üzerine düşündüklerini paylaşıyordu. Aradan birkaç yıl geçti. Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün Penguin Classics tarafından İngilizce olarak yayınlanmasının verdiği heyecanla içinde bolca Ahmet Hamdi […]

Read More

Ahmet Hamdi Tanpınar olarak Sezen Aksu

Olur mu yahu diyecekseniz, hemen anlatayım… Hatırlarsanız, Sezen Aksu’yu şefkat timsali Nubar Terziyan’a benzettiğim yazıyı yayınlamıştım. Yönetmen Fatih Akın’ın Aksu’yu “Baba/The Godfather” filminin Don Corleone’sine benzetmesiyle birlikte… O yazıda “Sizin Sezen Aksu’nuz kime benziyor” diye de sormuştum. Açıkçası hayatta hiçbir yazıdan ötürü bu kadar çok e-mail, mesaj ve telefon almadım. Bazıları Sezen Aksu’ya sevgisinden, bazıları kızgınlığından yazmıştı. Bazılarıysa […]

Read More