Egoist okur

MIDDLESEX: Ne kadın ne erkek olmak

Jeffrey Eugenides’in romanı Middlesex’i, yazarın hazırladığı bir öykü antolojisini elime alınca hatırladım. Kitabın, Solmaz Kamuran’ın nefis çevirisine rağmen bizde pek az okunmasının sebebini inanın bilmiyorum. Belki gerçekten zihinlerimizdeki maço şeytanlarla baş edemediğimiz için, belki de melezliğin hoşgörüsüzlük karşısında insana bahşedilmiş en büyük lütuflardan olduğunu anlamadığımızdan… Ama siz öyle yapmayın, kendini keşfetme sürecinde olağanüstü maceralar yaşayan […]

Read More

Henry James ve YAZARLIK CEHENNEMİ

19. yüzyılın en önemli edebiyatçılarından Henry James refah içinde yaşanan ideal bir yazarlık hayatı mı sürdü, yoksa kıskançlığı ve para hırsıyla kendi cehennemini mi inşa etti? Bir roman bunun cevabını elbette veremez, ama üzerine düşünmenizi sağlayabilir… David Lodge’un “Yazar, Yazar” adlı kitabından hareketle kaleme alınan bu yazıyı, Henry James’in hayatındaki üç dönemin, masumiyet, olgunluk ve […]

Read More

Yıldız Savaşları’nın yönetmeni George Lucas’tan Halide Edib belgeseli

Halide Edib’in feminist hareketin başlatıcılarından biri olarak şöhreti yurtdışında bizdekinden daha büyük. Ayrıca popüler kültürde de önemli bir yeri var. Mesela Yıldız Savaşları ve Indiana Jones gibi efsane filmlerin yaratıcısı George Lucas’ın bir Halide Edib belgeseli çektiğini biliyor muydunuz? “Boyun eğme ekolünden olmayan iki kadın” Yıldız Savaşları’nın yönetmeni George Lucas’tan Halide Edib belgeseli İpek Çalışlar, […]

Read More

Datça’da sudanlı bir mülteci, Konya’da bir caz davulcusu: Türkiye’de yazılan yabancı romanlar

Çok sevdiğim caz davulcusu ve romancı (ve gönüllü sufi) Rafi Zabor, Pen/Faulkner ödülüne layık bulunan ilk kitabı Ayı Eve Dönüyor’u Konya’da yazmıştı. (Şimdi yeni romanı yolda ve o da İstanbul’da geçiyor.) Pulitzer adayı Dave Eggers, Sudanlı mülteci Valentino Achak Deng’in hayat hikayesi Ne Nedir‘i Datça’da kaleme almıştı. Tarihçi Jason Goodwin bir kitabını altı ay İstanbul’u yürüyerek gezerken tasarlamıştı. (Osmanlı döneminde geçen Yeniçeri […]

Read More

Kütüphane kedileri hakkında bilmedikleriniz

Dünyada, “Kediler kütüphanelere çok yakışır” diyen bir gelenek var. Geleneği başlatan da hayatı bizde de kitap olarak çıkan Iowalı entelektüel kedi Dewey. Bir kış vakti posta kutusunun içinde donmak üzereyken kütüphane müdürü tarafından bulunan ve 20 yıl boyunca kütüphanede bakılan bu güzeller güzeli sarman Japonya’dan Yeni Zelanda’ya sayısız gazeteye manşet, dergiye kapak olmuş ve sonunda […]

Read More

Mutfakta yazan kadınlar

Kitapçı dükkanlarının raflarını hikayesi mutfakta geçen, hayatı ve aşkı mutfak terimleriyle açıklayan romanlar süslüyor artık. Güney Amerika’dan, İngiltere’den, Türkiye’den yazarların arasına Sufle adlı romanıyla Aslı E. Perker de katıldı. İşte Perker’in ve dünyanın farklı yerlerinden öteki kadın yazarların mutfağa dair yazdıkları… Mutfakta yazan kadınlar 19. yüzyıl İngiliz edebiyatının büyük ismi romancı Jane Austen “Dünyada var […]

Read More

FLASH FICTION: Altı kelimeyle öykü yazılır mı?

Hayatımızın her alanına hakim olmaya başlayan internetin icadıyla edebiyat da değişmeye, farklılaşmaya başladı. Dijital yayıncılıktan söz etmiyorum, üsluba ait değişimlerden söz ediyorum. Yeni edebiyat türlerinin en yaygın olanıysa “flash fiction”… Çok kısa öykü anlamına geliyor. Anlaşılan ne kimsenin uzun uzun yazmaya zamanı var, ne de uzun uzun okumaya… Murakami’den bir aşk öyküsü: Yüzde 100 Kusursuz […]

Read More

Okumak Kraliçe’yi bozar mı?

Alan Bennett‘ın yazdığı ve birçoklarınca hâlâ tehlikeli bir eylem sayılan okumanın, iktidara en önce iktidardakilerin karşı çıkacağı ideal bir dünyayı mümkün kılabileceğini anlatan Kraliçe Kitap Okursa, en sevdiğim kitaplardan biri. İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in nasıl “egoist bir okur” ve şefkatli bir insan haline geldiğini hatta daha ötesini hayal ediyor. Tevfik Uyar: Pardon, siz hâlâ astrolojiye […]

Read More

“Gizli Kalmış Bir İstanbul Masalı”nın hikayesi

15 Mart 1991 tarihinde ‘Gizli Kalmış Bir İstanbul Masalı’ adlı roman Haldun Taner Öykü Ödülü’nü kazanmıştı. Kitabın yazarı Nurten Ay gidip ödülünü bizzat aldı, hatta gazetelere ve televizyona bol bol da röportaj verdi. Fakat inandırıcılığı zedeleyen bir şey vardı, yazarda ve kitabında; jigsaw puzzle’ın iki uyumsuz parçası gibiydiler. Nurten Ay’ın o kitabı gerçekten yazıp yazmadığı yıllarca […]

Read More

Ne kadar okumuşsan o kadar çoksun…

Çocuktum, zamanı hızlandırıp yeryüzünü şahsi alanın haline getirmenin en garantili ve güzel yolu kitap okumaktı. Kitaplar beni alıp başka yerlere götürürdü… Okumak Kraliçe’yi bozar mı? Ne kadar okumuşsan o kadar çoksun Marcel Proust “Bize yaşanmamış gibi gelen çocukluk yıllarımızda, çok sevdiğimiz bir kitapla geçirdiğimiz günler kadar dolu dolu yaşanmış başka bir zaman belki yoktur” diyor. […]

Read More

Benim de bir yazı evim olsa!

Birkaç yılda bir taşınmak isterim ben, iyi gelir ruhuma, canlanırım… Bir sürü gereksiz eşyayı atarım, artık seyretmeyeceğim filmlerin DVD’lerini ve bir daha okumayacağım kitapları isteyenlere dağıtırım, onlar gittikçe ben ferahlarım. Bugünlerde gene taşınmak istiyorum, tabii aynı zamanda üşengecin teki olduğum için sanırım bu taşınma projesi gerçekleşmeyecek ama olsun, hayalini kurmak bile güzel. Burası kime ait […]

Read More

“Neden ağlıyordum, yoksa biri mi ölmüştü? Ben ölmüştüm!”

Ray Bradbury sevdiğim bir yazardı. Ama hayatımın en mutsuz günlerinden birinde internette karşıma çıkan üç beş satırıyla imdadıma koşacağı doğrusu aklımın ucundan bile geçmemişti. Onun kitapların ve tutkuların yok edilmek istendiği karanlık bir çağda insanları kitaba dönüştürmek gibi radikal bir eylem planı yarattığını unutmuş olmalıyım… İşte Ray Bradbury’nin bir hayranına yazdığı mektup ve benim için […]

Read More

Başkalarının kitaplarını yazan GÖLGE YAZARLAR

Gölge yazarlık bir nevi yazı doktorluğu. Gölge yazarlar da, kitabını yazacakları şahsiyetin ham fikirlerini bir araya getiriyor, ayıklıyor, o kişiye özel bir üslup yaratarak kağıda döküyorlar. En azından öyle varsayılıyor… Gölge yazar denince benim aklıma ilk gelense, başrolünü James Woods ile Brian Dennehy’nin oynadığı bir Hollywood aksiyon filmi. Mafyöz bir katil sonradan best seller romanlar […]

Read More

Brontë Kardeşler’in çocukken yarattığı fantastik dünya

Nehirlerinden süt ve bal akan, zümrüt ağaçlarla bezeli harikulade bir dünya, sakin ve huzurlu Gondal… Bir de karşıtı var, Angria. Orada nehirler kan kırmızı sularla çağlıyor, yer altından gümbür gümbür sesler duyuluyor. Vahşi mi vahşi, acımasız mı acımasız bir yer. Gondal ile Angria, üçü sonradan çok ünlü olacak dört çocuk tarafından yaratıldı. Hem de 19. […]

Read More

Türkan Şoray olmayı kim istemez?

Kemal Tahir ‘genç yazar’ Hulki Aktunç’a sormuş: “Türk ve dünya öykücülüğünde nasıl bir eksik gördünüz ki onu tamamlamayı düşündünüz?” Aktunç’un ne dediğini bilmiyorum ama hayal ettiği, yazmayı arzuladığı ya da yazdığı her şey bu soruya bir cevap denemesiymiş gibi geliyor bana. Henüz yazmamış olan herkes Türk ve dünya öykücülüğünde bir eksiktir çünkü. Bu yüzden ‘büyük […]

Read More